Bir tatlı huzur

18 Nisan 2018 Çarşamba

Günümüzde bunca kargaşa, bunca tasa varken geçen hafta Emirgân’da bir “tatlı huzur” ortamı yaşadık. Sabancı Korusu The Seed’deki İspanyol piyanist Javier Perianes’in resitalini dinlerken kendimizi, adeta kurtarılmış bir bölgede, arınmış bir ortamda hissettik. Alçakgönüllü, kendisiyle ve dinleyicisiyle barışık ve son derece güzel buluşları olan bir piyanist. Her zaman konser ve resitallerde program seçiminden söz ederim. Alımlı program yapmak sanatçıya özel, ayrı bir marifettir. Perianes seçtiği eserlerin birçoğunu art arda bitiştirerek çaldı. Manuel de Falla, Chopin ve Debussy’nin bu kadar birbirini tamamlayacağı aklınıza gelir mi? Meğerse bu birleşmeleri başka eserlerde de kayıtlarında da uyguluyormuş. Örneğin Harmonia Mundi’den yeni çıkan CD’sinde Franz Schubert’in iki ünlü sonatını birleştirmiş: D.960 sonatının son bölümü olarak bestecinin son sonatı D.664’ün son bölümünü çalmış. Gerçekten o gözle bakınca inanılmaz bir estetik bütünlük oluşuyor.
Javier Perianes, İstanbul resitallerindeki programında tuşlara hâkimiyetiyle, derinlerdeki anlatımını besteci ve dinleyicinin dünyasıyla birleştirdi. Bırakın tuşlardaki icrasını, sahneye giriş çıkışındaki, selamlamasındaki tevazu, hiç nazlanmadan çaldığı bisler, dinleyiciyi avucuna alıverdi.
1978’de İspanya’da doğmuş ve eğitimini orada almış. Kısa zamanda uluslararası müzik merkezlerinde kendini kanıtlamış. Onunla yapılmış söyleşileri okudum. Tıpkı icrası gibi hem açık fikirli, hem de klasik müzikten kopmuyor. Örneğin, bir festival yöneticisi olsanız açılışı nasıl yapardınız sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Sürekli-sanat kavramıyla müzik, edebiyat, şiir, sinema, heykel gösterileri gibi multimedia halinde yapardım.”
Kulaklıkla veya evindeki sistemlerle dilediği gibi kusursuz müzik dinlediğini ama canlı icranın kendine özgü olduğunu, onu dinlerken tekrar düğmesine basamayacağını söylüyor. Caz ve flamenko dinlerken kendini klasik müziğe ihanet etmiş gibi görmüyor. Klasik formatı değiştirmek gerektiğinde aynı dinleti içinde senfonik müzik, oda müziği, bir çello sonatı, bir şarkı da yer alabilmeli, diyor. İyi bir orkestra şefinin de magnetic kimliğe sahip olması gerektiğine inanıyor.
Dünyanın en iyi şefleriyle ve orkestralarıyla çalan, büyük festivallerinde yer alan sanatçının 13 albümü de ödül kazanmış. 2012’de İspanya Kültür Bakanlığı Perianes’e “Ulusal Müzik Ödülü”nü vermiş. Bir sanatçı için kendi ülkesinden aldığı ödül en anlamlısı olmalı.
Geçen hafta ünlü rejisör Milos Forman öldü. Mozart’ı anlattığı o harika Amadeus filmini de bu vesileyle bir kez daha izlemenizi öneririm.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları