Deniz Feneri'nin Aydınlattığı Sadaka-t Sistemi

13 Eylül 2008 Cumartesi

Almanyada görülmekte olan Deniz Feneri davası giderek ilginç bir hal alıyor. Yargılanmakta olan sanıkların mahkemeyle uzlaşma yoluna gidip bütün yaptıklarını itiraf etmeleri davanın büyük olasılıkla mahkûmiyetle sonuçlanacağını gösteriyor.

Gelen haberlere göre sanıklar ceza indirimi karşılığında Alman makamlarınca suç sayılan işlerinin tümünü bir bir anlatmışlar. Alman makamları bu anlatımları belgelendirip mahkemenin önüne koymuş.

Bize öyle geliyor ki, Almanyadaki Deniz Feneri yöneticilerinin küçük bir hatası olmuş:

Almanyayı Türkiye ile karıştırmışlar!

Mahkemedeki belgelere göre Almanyadaki yurttaşlarımızın yardımseverlik duyguları kullanılmış, onlardan toplanan paraların yarısından fazlası özel şirketlere aktarılmış. Bir insanın toplumun dini ve insani duygularını kullanarak topladığı parayı kendi çıkarı için kullanmasına ne ad verilebilir?

Bizim aklımıza çok ad geliyor ama, sanıyorum okurların da yakıştırma gücü az değildir!

Almanyada ortaya çıkarılan binlerce sahte yardım makbuzu Türkiyede yapılacak ciddi bir soruşturma sonunda pek çok gerçeği ortaya çıkarabilir.

***

Deniz Feneri olayının gündeme getirdiği iki gerçek daha var:

1- Siyasetin finans kaynakları.

2- Sosyal devlet kavramının yerini sadaka-t sisteminin alması.

Aslında yukarıdaki iki şık iç içe. Toplandığında sarsılmaz bir imparatorluk ortaya çıkıyor.

Deniz Feneri programcıları, özünde Amerikayı yeniden keşfetmediler. Bu İslam coğrafyasını etkisi altına alan Müslüman Kardeşlertipi bir örgütlenme biçimi.

1920’li yıllarda Mısırda kurulan İhvan-ı Müslimin, yani Müslüman Kardeşler şu stratejiyi benimsemişti:

Halkın dini duygularına hitap ederek onları kendine bağla... Organize güç oluşturarak ve devlet olanaklarını da kullanarak para gücü oluştur... Hepimiz Müslümanız ve kardeşiz yaklaşımıyla kalben kendine bağladığın insanların karnını doyur ve mideden de kendine bağla...

Mısırdaki yönetimler bu yöntemle devletin bambaşka bir yapıya sürükleneceğini görünce onaylaması zor sert önlemler aldılar. Müslüman Kardeşler Örgütü, terörü de içinde barındıran, ama toplum içinde yer eden bir yapıya dönüştü.

Suriye ve Ürdünde de benzer yapılanmalar denendi. Mısırda yaşananlar dikkate alınarak erken önlem alındı!

***

Deniz Feneri Almanya kaynaklı son olay değil. Bu gidişle öyle de olmayacak. Daha önceki yıllarda da tabela holdinglerinden kooperatif kandırmacalarına kadar bir dizi soygun yaşandı.

Neden Almanya?

1960’lı yıllarda Almanyaya giden yurttaşlarımız ilk şaşkınlığın ardından kendilerine sordular:

Biz kimiz?

Türkiye onlara, Siz gurbetçisiniz. Biriktirdiğiniz paranın bir kısmını bize yollayın, ekonomiye katkıda bulunun, bu bize yeter dedi. Almanya ise, Siz geçici işçisiniz, bir süre çalışıp ülkenize döneceksiniz. Çok da yerleşmeyindedi.

Süreç böyle işlemedi. Türkiyedeki yönetimlerin gözünde yıllarca Mark ineği tarifinden öteye gidemeyen gurbetçilere din üzerinden iktidar arayan kesimler kucak açtı ve bugüne gelindi.

Erdoğanın gözünde bu örgütler Türkiye Cumhuriyetinin büyükelçisinden bile daha kıymetli olursa ortaya başka ne çıkacaktı ki?

Sadaka-t sistemi rejime dönüşme arayışında!

ankcum@cumhuriyet.com.tr


 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları