Baskın Basanın mıdır?

20 Nisan 2018 Cuma

Değişen bir şey yok. Zamanında yapılacaktı, öne aldılar, hepsi bu. Kim, neden seçim tarihini öne aldı? Belki bu sorunun yanıtının bir önemi olabilir. Karar iktidar blokunun kararı. Demek ki bu orantısız blok, seçimlerin erken yapılmasında kendisi için bir yarar ummaktadır. Peki, nesnel durum öyle mi gösteriyor? Seçimler bir acele yapılırsa, seçmenler AKP ile MHP’ye mi verirler oylarını? Erken seçim eşittir iktidar blokunun zaferi diye bir denklem kurulabilir mi?

***

Bu türden denklemler işe yaramaz, gerçeği yansıtmaz, erken seçimin otomatik olarak AKP-MHP blokunun zaferi anlamına gelmez. Ama bildiğimiz bir şey daha var; iktidar ile muhalefet partilerinin önümüzdeki 2 aylık süreyi kullanma açısından aralarında büyük fark olacaktır. Oradaki denklem şöyledir: Propaganda süresi çarpı devlet olanakları eşittir iktidar partisinin yarışta bir iki puan öne geçmesi. Bu kısaca seçmenlere yönelik harcamaların bol keseden yapılabilmesi, daha fazla parti bayrağı, daha fazla miting, kapalı salon toplantısı vb. demektir. Peki bu, iktidar partilerinin zaferi, muhalefet partilerinin kesin yenilgisi anlamına gelir mi?

***

Kuşkusuz hayır. Belki devlet olanaklarını kullanmak gibi yasalara uygun olmayan işler bir avantaj yaratabilir ama sonucu belirlemeyecektir. Belki iktidar partileri yararına sonuca etki edebilecek bir durum, propaganda döneminin ramazan ayına rastlamasıdır. Bu camiyi, cemaatleri, tarikatları, kısaca dini siyasi amaçları için hep kulllanagelmiş partiler açısından bir avantaj yaratacaktır. Özellikle camiler kapalı salon toplantıları için elverişli mekânlara dönüşebilir.

***

Bu iki avantaja karşın bir seçim zaferi yine de iktidar partileri açısından “çantada keklik” değildir. Avcı jargonunu kullanmayı sürdürelim, “ava giden avlanabilir”. Bir zamanlar şimdiki orantısız iktidar blokunun küçük partisi MHP iktidar ortağıydı, partinin Devlet’i “erken seçim de erken seçim” diye tuturmuş, ama sonunda baraj altında kalmak gibi acı bir sonuçla karşılaşmış, “ava giderken avlanmış”, “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştu.”

***

Tamam, demek ki, seçimlerin erkene alınması iktidar bloku için bazı avantajlar yaratıyor, ama bir zafer de vaat etmiyor. Peki, durum muhalefet partileri açısından nasıldır? Ana muhalefet partisinin geçecek süreyi verimli bir şekilde kullanacağını varsayalım. Bugünkü tahminler, birinci turda her iki kanat için de zaferin imkânsız olduğunu gösteriyor. Muhtemelen Cumhurun Reisini ikinci turda seçeceğiz.

***

CHP ikinci tura kalabilirse, seçimi kazanabilmesi için, CHP’li ya da ortak bir adayın seçilebilmesi için elenen partilerin yani HDP’nin, İYİ Parti’nin, soldaki parti ve hareketlerin seçmenlerinin oylarını kazanması şarttır. Bu nasıl mümkün olur bilmiyorum ama nasıl mümkün olmaz onu biliyorum ben. Eğer ikinci bir Ekmeleddin olayı ile karşılaşırsa seçmenler, onun azıcık benzerinin kokusunu alırlarsa, Reisicumhur Erdoğan olacaktır. Zaferi garanti edecek denklem şöyledir: Sola kapıları açık, demokraside katılım yollarını genişletecek, Kürt kökenli yurttaşlara güven verecek, laiklik konusunda kararlı bir aday eşittir seçim zaferi.

***

Böyle bir aday var mı? Kuşkusuz birden fazla var. En başa da partinin liderini yazabiliriz rahatlıkla. Güven verir mi, verir. CHP’liler de seçimden sonra boşalacak parti başkanlığı için, hani hep şikâyet ediyorlar ya Kılıçdaroğlu’ndan, belki aradıkları “karizmatik” bilgili, bilinçli, sosyal demokrat başkanı bulurlar.
Ben kuş avlamaya karşıyım ama “bir taşla iki kuş” fena mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları