Atalay tahliye edilirken, Çakırözer sorunları anımsatıyor

29 Nisan 2018 Pazar

Cumhuriyet mensuplarına yönelik haksız ve hukuksuz saldırı sonucunda hâlâ tutuklu yargılanan Cumhuriyet Vakfı’nın İcra Kurulu Başkanı Avukat Akın Atalay da karar duruşmasında yağdırılan cezalarla birlikte, 25 Nisan Çarşamba gecesi tahliye edildi.
Ama cezalar o denli haksız, hukuksuz ve ağırdı ki, tahliye sevinci bile doğru dürüst yaşanamadı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri için propaganda yaparken, Türkiye’de Demokrasinin daha güçlendirileceğini ve Adalet mekanizmasının daha bağımsızlaştırılacağını söyledi.
Ülkeyi 16 yıldır “Demokrasiyi ve Bağımsız Adaleti güçlendirme vaadiyle” yöneten ama Türkiye’yi bütün uluslararası hukuk, adalet, özgürlük ve demokrasi sıralamalarında çarpıcı bir biçimde geriye götüren bir liderin bu sözleri, 16 yılda gelinen olumsuz noktayı işaret eden ve dün Özgür Mumcu’nun da belirttiği gibi, neden ona yeniden oy verilmemesi gerektiğini belirten bir teşhis olarak da algılanabilir.

***

CHP Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer, eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın yönetmenidir.
Silivri’de yatan gazeteci ve yazarları hiç yalnız bırakmamış, sürekli olarak onların sorunlarını kamuoyuna taşıyarak, insanların bu durumu kanıksamasının önüne geçmiştir.
Cumhuriyet Davası’ndan çıkan kararlara da yine içerde yatanları ziyaret etmek için gittiği Silivri’den tepki gösterdi:
“Hiçbir somut iddianın olmadığı iddianame ile başlayan Cumhuriyet davasında, terör örgütüne yardım suçlamasıyla ceza yağdırılması fikir ve ifade özgürlüğünü, adaleti, adalete olan inancı bir kez daha ağır bir şekilde yaralamıştır.
Gazetecilik, ağır şekilde cezalandırılmıştır.
Verilen cezalar, bağımsız gazeteciliğin, basın özgürlüğünün hapsedilmek istendiğinin göstergesidir. Tutuklu gazeteci ayıbı devam ederken, Türkiye şimdi bir de haberciliğin terörizmle karıştırıldığı cezalarla yeni bir ayıp ile karşı karşıya bırakılmıştır.
Tekrar tekrar söylemek gerekir ki; habercilik ve gazetecilik, fikir ve ifade özgürlüğü; terör örgütüne yardım gibi suçlamalarla aynı cümle içinde bile kullanılamaz.
Verilen cezalar Cumhuriyet Gazetesi şahsında tüm gazetecilere, gazetelere, medyaya verilen bir gözdağıdır.
Gözdağı, Cumhuriyet Gazetesini de, özgür gazetecileri de susturamaz. Olsa olsa Türkiye’nin dünyadaki imajının daha da gerilemesine yol açar.
Beklentimiz, bu ağır, kabul edilemez cezaların itiraz sürecinde bozulması, adaletin yerini bulmasıdır.
Türkiye tutuklu gazeteci ayıbından da haberin hapsedilmesi ayıbından da bir an önce kurtulmalıdırdedi.

***

Çakırözer Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler Ali Bulaç, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Ahmet Turan Alkan, sivil toplum aktivistleri Osman Kavala ve Celalettin Can ile ve tutuklu üniversite öğrencileri ile de görüştü ve görüşme sonrası şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi’nin Mehmet Altan için verdiği ve diğer gazeteciler için de geçerli olan ‘Haksız yere yatıyorlar, özgürlükleri ihlal ediliyor’ kararına mahkemeler uymuyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de aynı şekilde ‘özgürlükleri ihlal ediliyor’ kararı alıyor. Bu kararlara rağmen gazeteciler hâlâ tutuklu.
Birçoğu hastalıklarla boğuşuyor.
Ali Bulaç, yüksek şeker, tansiyon, kalp ve prostat rahatsızlıkları var. 640 gündür tutuklu. Ne için? Sadece yazdığı birkaç köşe yazısı nedeniyle. Bu büyük adaletsizlik.
Adaletin yerini tam olarak bulması, sadece haberleri, yazıları, düşünceleri nedeniyle haksız bir şekilde tutuklanan tüm gazetecilerin, aydınların, öğrencilerin serbest bırakılması ile mümkündür.”

***

24 Haziran baskın seçimleri, ülkeyi artık yönetemez hale gelen ve onu bir baskı karabasanına mahkûm eden Erdoğan/ AKP iktidarından kurtulmak için önemli bir fırsattır.
İnsanları en doğal haklarından bile mahrum eden, bu güzel ülkedeki hayatı yaşanmaz hale getiren Erdoğan/AKP iktidarına HAYIR:
DİREN HUKUK DEVLETİ...
DİREN BAĞIMSIZ ADALET...
DİREN BAĞIMSIZ MEDYA...
YAŞASIN DEMOKRASİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları