İyi Parti’nin seçimi

04 Mayıs 2018 Cuma

Seçim kararının alınmasından sonra hareketlenen, sürpriz tartışmalara, beklenmedik çıkışlara sahne olan siyasi gündem, bu haftanın tamamlanmasıyla bir “ara final” tablosu üretecek. Cumhurbaşkanı adayları ve partiler arasında kurulan ittifaklar artık şekillendi ama liderlerin pozisyonlarının, partilerin stratejilerinin bu tablonun oluşmasındaki rolü ve bu tablonun getireceği olası sonuçlar seçime kadar ve seçimden sonra da konuşulmaya devam edecek.
Bu tablonun oluşması öncesindeki hareketliliğin lideri tartışmasız Kılıçdaroğlu, tablonun belirleyici aktörü ise kesinlikle Akşener oldu. 15 vekil hamlesi, çatı aday tartışmaları ve sıfır baraj ittifakı çabası ile Kılıçdaroğlu sürecin lideriydi. Başlatılan arayış ve tartışmaları çok erken kapatan, endişeleri konusunda katı barajlar koyan Akşener ise, dediğini yaptıran bir aktör olarak “finalin” patronu oldu. Ama bu resim bir açıdan da, toplam fayda için risk alabilen siyasi tutumla, kendi pozisyonu için riski başkalarına yükleyen siyasi yaklaşım arasındaki farkı gösterdi.
Akşener ve İYİ Parti, kendi siyasi yolculuğu kadar, bütün muhalefetin kaderini de şekillendiren tutumunu, çoğu MHP’den olmak üzere Cumhur ittifakından aldığı oyun riske atılmaması fikriyle gerekçelendirildi. Bazı araştırmalarla da desteklenen bu tez, muhalefet blokunun kazanabileceklerine değil de kaybedeceklerine odaklanmasına neden oldu. Getirebilecekleri nedeniyle ilgi gösterilen, pozitif bir beklenti yaratabilen Akşener, kaybedebileceklerini masaya sürerek güvensizliğini bütün muhalefete yayan bir aktöre dönüştü.
Muhalefet, bu “ara final” resmiyle normalleşme iddiasını devam ettiremeyerek, anormal koşulları kabullenme sonucuna ve iktidarın başlangıç gündemine dönmeye razı bir görüntü verdi. Ayrıca, her bir muhalefet aktörünün başarısını belirleyecek olan, muhalefetin toplam başarısında çok etkili olacak HDP oylarının sandıkta yalnız bırakılmasının risklerini de seçim sürecinde göreceğiz.
İYİ Parti’nin, muhalefetin birkaç hafta gündemi belirleyerek elde ettiği psikolojik üstünlüğe ve ortak bir muhalefet sinerjisi yaratılmasına fazla katkısı olduğu söylenemez. Bu durum, CHP’nin de, kendisinden İYİ Parti’ye doğru oy akışını önleyecek hatta terse çevirecek bir seçeneğe yönelmesiyle Akşener’in ikinci tur stratejisini fazlasıyla zayıflatacak. Belki de HDP alerjisiyle MHP’ye kaybedeceği oydan fazlası CHP’ye geri dönecek. Elinde, altı fazla dolu olmayan “bana mecburlar” argümanı dışında bir şey kalmadığı için, Kürt seçmen konusunda umutlu olması da artık daha zor. “İmkân” olarak ilgi görüp, imkânsızlıkları anlatan aktöre dönüşmenin baştan ölçülemeyen sonuçları olacaktır.
Akşener’in tüm muhalefeti ortak ettiği veya zorladığı “risksiz siyaset” tercihinin, iktidarın ve MHP’nin olası suçlamalarından kurtulmaya yetmeyeceği de çok çabuk anlaşıldı. MHP lideri Bahçeli, Akşener’e imza verecek 100 bin kişi için “Fetö soruşturması” gerektiği söyleyerek, mücadelenin yayılabileceği sınırların ne kadar genişleyebileceğini gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun uyarısını dikkate almayıp HDP’nin yalnızlaştırılmasına rıza gösteren Akşener, şimdi kendisi ve seçmenleri bir “şeytanlaştırma” saldırısının hedefinde kaldı. Akşener, Kılıçdaroğlu’nun imzalara destek çağrısıyla, seçim dışına itilme girişiminde olduğu gibi bir mağduriyet ivmesi yakalayabilir elbette, ama yaşananlar da eksiksiz demokrasinin herkese lazım olduğunu gösteren bir tablo olarak siyasi tarihe kaydolacak. İYİ Parti ve Akşener seçimleriyle açtığı yolda ilerliyor, bunun siyasi faturasını da kendisi ödeyecek. Fakat, muhalefetin Akşener’in sınırlarına bu kadar bağımlı kalmasının sonuçları için tartışma muhtemelen daha geniş bir zeminde yapılacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eyvallah 10 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları