Aslan, Sırtlan, Zebra, Ceylan

09 Mayıs 2018 Çarşamba

Cumhuriyet’i sona erdirmek, “parantezi kapatmak” isteyenlerin kendilerine “Cumhur İttifakı” adını takmalarında şaşılacak bir durum yok. Onlar ne yaptılarsa tersini yaptıklarını iddia etmenin ustasıdırlar. Ama “dörtlü ittifakın” kendine neden “Millet İttifakı” dediğini anlamakta zorlanıyoruz. Çünkü milletin bir kesimi öteki ittifakla birlikte hareket ediyor; bu nedenle de onlara “siz milletin dışındasınız” diyecek halimiz yok. Ad seçiminde, pek fazla değişmediklerini anlatmak isteyen “milli-milliyetçi” kökenlilerin isteklerinin ağır bastığı anlaşılıyor.

***

Asıl merak edilen ise dört siyasi partinin hangi ortak paydada birleştiğidir. Kimileri için kuşku kaynağı olan konu budur. Örneğin Milli Görüş’ün temsilcisi Saadet Partisi İslamcı bir parti olarak sosyal demokrat CHP ile hangi “asgari müşterekte” bir araya gelmiş olabilir. Ya da MHP’den ayrılmış bir kesimin kurduğu İyi Parti “Türkçü İslamcı” kimliğini, ideolojisini terk etti, bir merkez partisi haline geldi de mi bu birlikte yer aldı.

***

Bu partiler hakkında önümüzdeki kısa dönemde, seçim karmaşasında kesin bilgilere sahip olmak kolay olmayacak. Değişip değişmediklerini, hedeflerinin onları değişime zorlayıp zorlamadığını, sosyolojik değişimin bu partiler üzerindeki etkisini bilemeyeceğiz. Durumu açıklayabilmek için başka faktörlere bakmak, bu İttifakı, birliği zorunlu kılan etkenleri ya da etkeni aramak zorundayız.
Söylenen, esprili bir dille anlatılan gerekçe şöyledir: “Aslan, sırtlan, zebra ve ceylan sırt sırta koşuyorlarsa orman yanıyor demektir.”

***

Ekonomiye, politikaya, sosyal hayatın karmakarışık, kaotik haline bakarsanız gerçekten de orman yanıyor. Gelir dağılımındaki olağanüstü bozulma, ekonomiyi felç eden dış borçlar, dövizdeki ölçüsüz yükseliş, gizlenmeyen işsizlik, artan enflasyon ve dış dünyanın giderek daralması ormandaki yangının büyüme, yayılma eğiliminde olduğunu, rüzgârın ters taraftan estiğini gösteriyor. O zaman ne oluyor?
Aslanla sırtlan düşmanlığı unutup zebra ve ceylanla dayanışmaya mı karar veriyorlar. Benzetmeler topaldır ama bir fikir verir. Öyle olduğu anlaşılıyor. Neden olmasın.

***

İdeolojik, politik tutarlılıklarına, kararlılıklarına, güçlerine güvenenler için çok aykırı birlikler, “şeytanla bile”, mümkündür. Kimi zaman da birlik çağrılarını elinin tersiyle itmek daha doğru bir tutum olabilir; tarih örneklerle doludur.
Somut durumda söz konusu olan ise serbest piyasa ekonomisinin, farklı yaklaşımlara, reçetelere sahip temsilcilerinin, reformist piyasacı CHP’nin “tek adam rejimine” karşı oldukça etkili olacağı anlaşılan seçim birliğidir.
Sol, aslan-sırtlan-zebra-ceylan formülünde bir şekilde yer alıyor olsaydı konuyu başka türlü tartışacak, sosyalizm hedefini gözetecek, otoriter yönetimlere karşı birliklerin tarihsel deneyimlerinden yararlanacaktı.

***

Uzun, sancılı bir sürecin sonunda otoriter yönetime son vermek için elverişli koşullar ortaya çıktı; sosyalistler, komünistler ise bazı fırsatları kaçırdılar, etkin bir güç olarak devrede değiller. Yine de yapabilecekleri işler var. Birlik dışında kalmış HDP’nin baraja takılmasını, en azından 50 vekilin AKP’ye gitmesini önlemek için çaba harcayabilirler, seçimlerden sonraki süreçte ortaya çıkabilecek fırsatları kaçırmamak için çaba gösterebilirler...
Geçen pazar aktardığım, yinelemekte yarar gördüğüm Orhan Veli’nin güzel, güzelden öte harikulade “Gemliğe doğru / denizi göreceksin / sakın şaşırma” dizeleri sanki sol için yazılmış gibidir...
Şaşırmak istemiyorsanız hazır olmanız gerekecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları