Gazze’ye Git Ya Tayyip!

22 Temmuz 2014 Salı

Herkes biliyor ne olup bittiğini, kimin ne isteyip, ne yapıp ettiğini.
Herkes biliyor ve görüyor, meşru müdafaa halinde olduğunu ileri süren İsrail’in ve onun bu savını yineleyip savunan ABD ile müttefiklerinin nasıl yalan söylediğini.
Yine herkes biliyor, Gazzelilerin ve de tüm Filistinlilerin meşru haklarını savunduğunu ileri süren Hamas’ın nasıl ortaya çıktığını.
İsrail ordusunun Gazze’ye havadan ve karadan saldırmasına neden olan olayın Hamas’ın İsrail topraklarına yönelik füze saldırıları olduğunu da herkes biliyor.
Aklı başında insanlar, şu soruyu yüksek sesle sormuyorlarsa bile sormalılar:
- Hamas, hiçbir sonuç elde etmeyeceğini bildiği halde, hangi amaçla füze attı?
Hamas şiddet yöntemleriyle, İsrail’i dize getiremediği gibi, Siyonist devletin yetkililerinin, Filistinlilere uygulayacakları baskı ve şiddetin kendilerine geri tepeceğini, barışın sağlanmaması halinde kendilerinin de rahat yüzü göremeyeceklerine inandıramayacağına göre bu tutumuyla hangi akla hizmet ediyor?
Bunları yazmamın nedeni, büyük bir aleniyet içinde olanların hiç de yüzeysel bakışla görüldüğü kadar basit olmadığını gösterme amacıdır.

***

Evet üstünkörü bakış, büyük yanlışlara sürükleyebilir insanları.
Kitleleri sokaklara döken Tayyip Bey’in, Filistin davasının yılmaz bir savunucusu olduğu aldatmasına inanmak da bunlardan biri, 1906’da kurulmuş olan ve zamanla ana amaçlarına İsrail Devleti’nin güvenliği için çalışmak da eklenen American Jewish Committee’den “cesaret madalyası”nı alan ilk ve tek İsrailli veya Yahudi olmayan kişi, Tayyip Erdoğan’ın, İsrail zulmüne karşı mazlum Filistin halkını savunabileceğini düşünmek mümkün mü?
Hadi on yıl önce, o madalyayı bir hata yapıp aldı diyelim, aradan geçen bunca zamanda bunca olay olurken, ayılıp da, geri vermesi gerekmez miydi Tayyip Bey’in Yahudi cesaret madalyasını?
Bu kadar süre uyarılmasına rağmen sesini çıkarmamış olan Tayyip Bey, bunca olaydan sonra “madalyayı iade ediyorum” dese de, artık inandırıcı olamayacaktır.
Ama o geniş toplulukların gözlerinin kör, akıllarının kıt, basiretlerinin bağlı olmasına güvenmekte ve ne söylersem inandırırım diye düşünmekte ve böyle davranmaktadır.

***

Öyle olmasaydı eğer, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun karşısında, İsrail’in Filistin zulmünün karşısında duran aslan mücahit pozlarına bürünebilir miydi? Hem de Ankara’nın 50 yıl Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı OECD’ye girmesine karşı çıktığı, İsrail’in kuruluşa girişine yeşil ışık yakan kişinin, Türkiye’nin Yahudi cesaret madalyalı Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu herkes bilirken... Bir yandan İsrail’in Filistin zulmüne karşı görüneceksin, öte yandan da Türkiye’nin İsrail’le ilgili 50 yıllık vetosunu kaldıracaksın.
Bununla da yetinmeyecek, Türkiye topraklarını İsrail’e yönelik füze saldırılarına karşı siper edeceksin, saldırgan İsrail’in NATO faaliyetlerine katılmasına onay vereceksin ve üstelik bunu da Mavi Marmara olayının sonrasında yapacaksın.
Bunların hepsini yaşama geçirmek için gerçekten, Yahudi madalyasını hak ettirecek bir cesarete ihtiyaç var.
İşine geldiği zaman insanları, İsrail’e yeterince düşmanca davranmadığı için suçlarken, işine geldiğinde, Türkiye’nin Suriye sınırındaki mayınlı toprakların işletilmesinin mayınların temizlenmesi karşılığında, bir süreliğine İsrail’e verilmesine karşı çıkıp, “biz temizleyelim, biz işletelim” diyenleri “Yahudi düşmanlığı” yapmakla suçlamak doğrusu ancak Tayyip Bey’in başarabileceği iştir.
Tayyip Bey, şimdi de, Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Pisam ile atışıyor.
Anımsayınız, aynı Tayyip Bey, “Gazze’ye gideceğim!” buyurduğunda Amerikan Dışişleri Bakanı’nın “gitme!” demesi üzerine gidememişti.
Şimdi Başbakan’a çağrımız şu:
- ABD’ye inat Gazze’ye ya Tayyip! Yallah tazyik hemen Gazze’ye!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları