İyimserlik ve kötümserlik

14 Mayıs 2018 Pazartesi

Cuma günü Cumhuriyet’te yayımlanan “Siyaset Yazıları”, “Aşırı iyimserliğin sinir bozucu tarafları var ama sıkı muhalifliğin de iflah olmaz kötümserlikle ölçülmesi çok doğru değil” cümlesiyle bitiyordu. Gerçekten de bazen, iyimser ve kötümser muhalefetin arasındaki tartışma, rakip siyasi eğilimlerin kavgalarını aratmayacak sertlikte olabiliyor. T A M A M öncesi ve sonrası oluşan hava, bu tartışmaları yeniden alevlendirdi.
• Siyasette iyimser ve kötümser yaklaşımların genel karakteri nedir?
İyimserlik şekerlidir, yalancı bir neşe, enerji verir. Gevşeticidir, rehavet yaratır. Çoğu zaman pasiftir, gelecek olanı bekler, almaya gitmez. Açgözlüdür, hep daha fazla doyurulmak ister. Bilinçli saflıktır, olguları hissettiğine, istediğine doğru fazla büker. İlginç değildir, geliştirici sorular, yaratıcı çözümler peşinde koşmaz. Kolay yaratılamaz ama çok dayanıksızdır, kırılgandır, çabuk dağılır. İyimserlik kendi mevcudiyetini fazla abartır.
Kötümserlik baharatlıdır, gizemli, sert bir tadı vardır. Her şeyi etkisine alabilir, bastırır, öne çıkar. Aktiftir, dikkati de canlı tutar, korkunun caydırıcılığını da. Kanaatkârdır, en küçük endişe kırıntısından tatmin olur. Şüphecidir, asla ikna olmaz, yanlışlamaya, perde arkasına tutkundur. Caziptir, izleyicisi, özel meraklıları çoktur. Çok kolay üretilir, hatta daima yedekte bulunur, çok inatçıdır. Kötümserlik karşıdakilerin gücünü fazla abartır.
• Seçime doğru giderken iyimser ve kötümser yaklaşımlar ne durumda?
Seçim süreci resmi olarak başladığında, muhalefet cephesinde hâkim eğilim kötümserlikti. Özellikle, ittifak yasası ve seçim yasası ile getirilen düzenlemeler, OHAL’in devam etmesi adil bir seçim yapılamayacağı endişesini artırıyordu. Bu endişeleri gideren bir gelişme olmamasına rağmen, seçim atmosferini belirleyen hava, iyimserliğe fazla hızlı döndü. Sadece seçime abanan siyasetçiler değil, T A M A M ile sosyal medya da buna katıldı.
Seçim sürecinin başlangıcında, iyimserlik girişimlerine bile hayli saldırgan yaklaşan kötümserler ise, kısmi olarak geri çekilmekle birlikte, iddialarını takvimsel olarak ileriye taşıyarak yaklaşımlarını sürdürüyorlar. Çok avantajlı görünmesine rağmen rahatlayamayan iktidarın hamlelerinin tahkimatı artırmak olduğu fikrini öne sürüyorlar. Kaybetmeye tahammülü olmayanın aşırı kazanma gayreti, pek güçlü olmayan kanıtlarla “kurumsallaşma” sayılıyor.
• İyimserler ve kötümserler nereye bakıyor, nasıl bakıyor ve ne görüyor?
Muhalefet çevrelerinde seçim sürecine iyimser bakanlar, kendileriyle daha ilgili. Adaylarının, liderlerinin, partilerinin, benzer düşünenlerin performansından ve yaydıkları havadan, ne kadar geniş bir alana yayıldığıyla ilgilenmeksizin fazla mutlular. Psikolojik üstünlüğün ele geçirilmesi, avantaj hanesine yazılıyor, başarabiliriz fikri yüksek özgüven üretiyor. Kısa menzil düşüncesi, sonrasına bakarız kolaycılığı hâkim oluyor. Umulan, olanı örtüyor.

Muhalefet blokunun kötümserleri ise, büyük ölçüde karşı tarafla, iktidarla daha ilgili. İktidarın tanımlanması veya isimlendirilmesinden başlayarak, onun üzerinde yer aldığı güç koalisyonu, liderliği ve toplumsal karşılığı konusunda çok derin kazılara dayanmayan kudret ve kabiliyet öngörüleri yapılıyor. Bu konudaki literatüre, çok önemli atipik göstergeler ve eksik unsurlar dikkate alınmadan fazla açıklayıcılık atfediliyor. Olan, söylenene kurban ediliyor.
• Seçim sürecinde yaşananlar hangi yaklaşımı haklılaştırıyor?
İktidarın, uzunca bir süredir sadece söylem düzeyinde değil, kurduğu ve bozduğu ittifaklar, kutuplaştırmaya yaptığı yatırım, hukuki - idari alandaki düzenleme niyetleri ve oluşturduğu ideolojik kalkan dikkate alındığında kapsamlı bir hazırlık görülüyor. İhtiyatlı iyimserler, bunu bir savunma hazırlığı olarak yorumluyor ve bütün bu hazırlıklarla beklediği karşılıkları bulamayan iktidarın rahatlayamamasını da zayıflamasının kanıtı olarak görüyor.
İktidarın, zaman zaman dengesi bozulsa bile, hâkim güç odaklarının iktidarın sürmesiyle ilgili mutabakatının devam ettiği ve güçlü sosyoekonomik bir zemini olduğu, hayli uzun süren iktidar döneminde toplumu ve devlet kurumlarını da dönüştürdüğü izleniyor. Akılcı kötümserler, bunu daha köklü, büyük bir saldırı hazırlığı olarak yorumluyor ve seçimin de dahil olduğu temsili demokrasinin tamamen tiyatroya dönmesi endişesini seslendiriyor.
• İyimser ya da kötümser olmak bir zorunluluk mu?
Ekonominin, sosyolojinin, siyasetin ve hatta psikolojinin pozitif bilimler gibi sürekli aynı sonucu veren kanunları, deneyle aksi kanıtlanana kadar geçerli formülleri yok. Ancak bu alanların tamamen kuralsız ve rastlantısal sürprizlerle oluşmadığı da ortada. Dünya tarihi, yaşanmış birçok deneyim, gözlem ve koca bir literatür, nedenler ve sonuçlar konusunda, fikir veriyor, yol gösteriyor. (Defalarca tekrarlanan hatalar ve beklenmedik sürprizler açık kalmak üzere.)
Yapılması gereken, istenilene, pozisyona göre açıklama bulmaya çalışmak yerine, olanı farklı veçheleriyle görmeye, anlamaya çalışmak: Sadece maddi gücü fazla abartmayıp onun içinden üreyen zaafları da görebilmek. Niyet ve hamlenin her zaman hedeflendiği gibi neticelenmeyeceğini bilmek. “Bir şey görünmüyor” demek için karanlığa çekilmemek veya en yakında görüneni tek gerçek, ilk gördüğü kapıyı çıkış sanmamak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eyvallah 10 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları