Cüneyt Arcayürek

Yazık!

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Hangi sözüne inanacaksınız; bir söylediğini başka gün söyledikleri doğrulamıyor.
Bir zamanlar sözüne de özüne de inanılan başbakanlarımız, bakanlarımız, hatta hatta basınımız vardı.
Ne zaman ki silah icat oldu mertlik bozuldu örneği, başbakanların, bakanların sözüne inanılır denilen eski Türkiye sona erdi.
Ne zaman ki RTE, yeni Türkiye adını verdiği, oy al, iktidar olmak için yalan da söyle, halkın gözüne girmek için ne geliyorsa elinden gerekeni yap diye ancak kendini özetleyen bir dönem, yeni Türkiye dönemi başlattı....
İşte bu dönem öyle bir dönem ki... Başbakan hele cumhurbaşkanı adayı olacağı aylarda...
…hele bir tepeden bakacağım Çankaya’ya çıkayım... Oradan Türkiye’de kurulu düzene şöyle bakacağım, dedi. Yargı ayak bağıdır. Meclis mi? Seçimi tek başına kazanan partinin parlamentodaki çoğunluğudur...
Muhalefet mi? Onlar da laf ola beri gele dediğim demokrasinin saksı gülleri!
Fakat bu anlama gelen açıklamaları geniş tepkiyle karşılanınca... Bu biçimde bir yönetimin ancak faşizan rejimlerde yaşandığını ve başındaki kişiye de diktatör dedikleri yazılıp söylenmeye başlanınca...
...ustanın sırtında yumurta küfesi yok ya; ilk söylediklerinden yüz seksen derece tornistan etmekte bir an tereddüt etmedi.
Bu kez canım yanlış anlaşıldım, kötü amaçlılar açıklamalarını saptırdı demeye ve...
...Çankaya’ya çıkınca elbette anayasanın sınırları içinde ama o anayasanın yüklediği sorumluluk ve görevleri yerine getireceğini söylemeye başladı.
Daha önce yakın adamları ustanın parti başkanlığını bırakmayacağını söylüyorlardı.
Ustanın bir parti genel başkanı ve başbakan olacağından söz ediyorlardı.
Kafasında nihayet demokrasinin temel koşulları üç aşağı beş yukarı gerçek rayına oturduğu sanılırken...

***

...birden sanki bir başbaşkanın varlığını yadsımıyor ama kendinden sonraki başbakanın yürütmenin başı olarak tek başına icraat yapamayacağını...
…örneğin devleti öyle bu başbakanın tek başına değil, birlikte yöneteceklerini, “o da koşacak ben de” diyerek yeni bir yorumla doğruladı.
Cumhurbaşkanının devletin ahenkli yönetilmesini sağlamak görevini RTE böyle yorumluyor işte.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan olacak kişinin anayasal çalışma özgürlüğünü Çankaya’ya bağlıyor.
Bu üstü kapalı yumuşak anayasal yorumlarla Başbakan’ın, tabiri caizse ipleri bende, ancak her alanda birlikte “koşabileceklerinin” altını çiziyor.
Bu şu demektir? Bu ülkede olumsuz yorumlanmayacak ne yapılırsa bu icraatın sahibi ve eseri de yine ben olacağım demek istiyor.
Ha Ali ha Veli. Ha zorba Başbakan, ha aynı adam cumhurbaşkanı!

***

RTE’yi içeride şişirdikçe şişirdik ve bugün baş edilmesi güç bir kişilik kazandırdık.
Sanıyoruz ki dünya diplomasisinde de sözü geçen bir liderdir.
Örneğin Gazze savaşının bir an önce durmasında RTE’nin İsrail hakkında söyledikleri etkili olacak sandık.
Bizimki bağırıp çağırıyor.
Söylemediğini
bırakmadığı yeni Mısır rejiminin sorunun çözümü için önemli roller üstlendiği, ta BM’ye kadar hemen her yerde konuşuluyor.
Ürdün’ün çağrısı üzerine toplanan BM Güvenli Konseyi’nde Türkiye Başbakanı’nın ve Dışişleri Bakanı’nın adı hiç geçmiyor
Güvenlik Konseyi’nin beş üyesi devlet, RTE’nin Konsey’i aşağılayan konuşmalarına yanıt vermeye bile tenezzül etmiyorlar.
O burada kendi söylüyor, kendi oynuyor.

***

Cumhurbaşkanlığı’nı engellemek için iki muhalafet partisi ortak bir aday çıkardılar.
Lakin o gün bugündür iki parti genel başkanlarının ortak aday Ekmeleddin Bey’i gösteren konuşmaları dışında örgütlerinden ortak adayı destekleyen bir hareket göze çarpmadı.
CHP’nin ağzı laf eden yönetici kadrolarındaki gerçekten değerli sözcüleri de susuyor.
Şunun şurasında ilk oylamaya 20 gün kadar bir zaman kaldı.
Şöyle kalabalıkların göz dolduracağı bir veya iki, ortak adayı halkın da desteklediği izlenimi verecek meydan mitingi bile düzenlemediler.
Genel Başkan’ın bir iki yerde mitingler yapacağı söylendi ama örgütün isteksizliği nedeniyle vaz mı geçildi, bilinmiyor.
Bu koşullarda Ekmeleddin Bey basınla, gitttiği yerde çarşı pazar sohbetleriyle başarıya nasıl ulaşabilir?
Ortak aday ilan ettiklerinde, beklenen, umut edilen neydi? İki partinin merkez kadroları, örgütleriyle RTE’nin cumhurbaşkanlığını, en azından ilk turda seçilmesini engellemek, ikincide zora sokmak! Karşı partiler bu tutumlarıyla RTE’nin cumhurbaşkanlığına adeta daha bugünden şapka çıkarıyorlar.
Yazık!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları