Meriç Velidedeoğlu

‘Testi’

25 Mayıs 2018 Cuma

24 Haziran’da, milletvekili seçimiyle birlikte, “Cumhurbaşkanı”nın da seçilecek olması, seçimin anlamını genişletip derinleştirdi, ister istemez.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın bir kez daha “Cumhurbaşkanı” olma isteği, seçim ortamının -akla hayale gelmeyen- “pis kokuların” da yayılıp, ortamı kirletmesine neden oluyor, kuşkusuz Erdoğan’ın “dile” getirdikleriyle...
Yazının başlığı da, Erdoğan’ın bu bağlamda, Ana Muhalefet Partisi “CHP” ve “Genel Başkanı” için söylediği, “pislik”, “kanalizasyon çukurunda debelenmek” gibi -yetişkin bir insanın, söylemesi bir yana, duymaktan bile yüzünü kızartan- deyişlerine, “CHP”nin Cumhurbaşkanı adayı “Muharrem İnce”nin verdiği, dört dörtlük yanıttan; şöyle demişti: “Testinin içinde ne varsa ağzından da o dökülür!” (12.4.2018)
Evet, hem iktidardaki parti “AKP”nin Genel Başkanı, hem de “TC Devleti”nin Cumhurbaşkanı olan (!) R. Tayyip Erdoğan’ın “dili” söylemi bu... Hele bu konuşmalarının ardından, “Biz insanı severiz, Yaradan’dan ötürü!” seslenişine, bilmem ki ne demeli?
Dahası yıllardır çiğnediği “hukuk ve adalet”i, şu son günlerde, bir kez de olsa diline kondurmasına üstüne üstlük, “1400 yıllık, din kurallarının güncellenmesi gerektiğine” ilişkin sözlerini nasıl karşılayalım? Ertesi gün büyük bir telaşla geri alsa da... Buna karşın yine de Erdoğan’ın, “hukuk ve adalet” başta olmak üzere, “toplumsal yaşam düzeni”ne yönelik dile getirdiği görüşlerine, uygulamalarına değinmek yerinde olur sanıyorum.
Ne ki önce bu bağlamda yer alan kimi “Evrensel Kavram ve Kurallar”ı şöyle bir anımsayıp, hemen ardından da Erdoğan’ın bunları nasıl “değiştirip”, “anlamsızlaştırdığına” H.V. Velidedeoğlu’nun, bu konulara yer verdiği, “Toplumsal Yaşam ve Hukuk” adlı -bu bağlamda toplumu bilgilendirip, aydınlatacak bir dille yazdığı- kitabının çerçevesinde kısaca bakalım diyorum.
İlkin birbirini tamamlayan “hukuk ve adalet”ten başlarsak, “Hukuk toplumun düzeni, yaşamın kuralı ve adaletin ilk koşuludur; adalet ancak hukuk kurallarının ‘yansız’ uygulanmasıyla sağlanabilir!” vurgulamasıyla karşılaşırız, daha ilk adımda...
Ayrıca “adalet” için, “Ülkeler adaletle sonsuzlaşır, adaletsizlikle de yıkılır!” gibi, ünlü değerlendirmeler de hemen belirir.
“Hukuk” için de, “Hukuk düzeni, hiç kimse onu bulandırmadığı ve bozmadığı sürece, soluduğumuz hava gibi görünmez ve tutulmaz bir biçimde çevremizi kaplar; ‘o’ ancak yitirdiğimizi sandığımız zaman değerinin farkına vardığımız ‘sağlık’ gibi, sezilmez bir şeydir!(*)” açıklaması da öyle.
Ne yerinde bir benzetme, özellikle bizim için; “16 yıl”dır, gitgide artan ve günümüzde neredeyse, “soluk alıp verdiğimiz havanın” yerine geçen hukuksuzluğun yaydığı dayanılmazlıkla, biz de karşı karşıya değil miyiz?
“Tarihin ibresi hiç şaşmadan gösteriyor ki, hukukun siyasete araç yapılması, adaletsizliği bu da yıkımı getirir!” vurgulaması da şu anda ülkemiz için tam bir uyarı... Ne dersiniz?
Hele, “Hukukun siyaset tarafından tepelenmesi, hukukun, siyasetin boyunduruğu altına girmesi, yalnızca hukukun çiğnenmesi değil, aynı zamanda da, sessizlik ve çöküş belirtisidir!” Zaman zaman olsa da, özellikle, yer yer bu suskunluk durumunun yaşandığını yadsımak olası mı? Yine, “Hukuk kurallarının kişisel siyasete, menfaate araç edilmesi; ‘ulus ve parlamento (Meclis) denetimi’nin yolunun kesildiği genel yararın hiçe sayıldığı yerlerde, ‘dikta’ düzenlenmesinin ve uygun diktarörün varlığını” belirtmesi de, Reis ve yönetimini anımsatmıyor mu?
Öte yanda, “temel hak ve özgürlükler kavramı” için yapılan değerlendirmede, “... temel hakların da bir temeli vardır. Bu temel, bu hakların dayandığı, gücünü aldığı, ‘düşünce özgürlüğü’dür (...) temel hakların dayandığı zemini oluşturan ‘düşünce özgürlüğü’ kaldırılınca veya kısıtlanınca, yalnız temel haklar değil , ‘hukuk ve adalet’ kavramları da havada kalır!..” Bilmem ki ne dersiniz? (*)


H. V. Velidedeoğlu, “Toplumsal Yaşam ve Hukuk”, Hil Yayınları, 1983.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları