Paralel Yürüdüler Bu Yollarda!

24 Temmuz 2014 Perşembe

AKP medyasından yansıyan haberlere göre önceki gün başlayan paralel operasyon genişleyerek devam edecek.
Emniyet’ten sonra hedef yargı görünüyor. 12 yıldır paralel yapıyla birlikte yargıyı şekilden şekle sokan AKP, bu kez bambaşka bir yere sokacak!
Tıpkı Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi paralel operasyonlarında da emirleri yerine getirecek yargı ve güvenlik mensuplarıyla haberleri yansıtacak yayın organları hazırlanmış. Dünkü tablo bunu gösteriyordu.
AKP’nin yayın organlarının yanı sıra Anadolu Ajansı’nın haberlerinde de önümüzdeki günlerde okuyacaklarımızın ipuçları vardı.
Dün akşam saatlerindeki tabloya göre gözaltında bulunan 105 kişi 7 ayrı suçlamayla karşı karşıya. İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Van, Antalya, Adıyaman, Şanlıurfa ve Bitlis’i içine alan operasyonda gözaltına alınan polislerin hükümeti ortadan kaldırmak, casusluk yapmak, yasadışı dinlemeler yapmak, kişilere ait veri toplamak, sahtecilik suçlarını işledikleri iddia ediliyor. Böylesi suçlamalara Türkiye kamuoyu hiç de yabancı değil. Birbirinden çok farklı görünen dosyaların aynı kapsama alınarak büyük çapta bir dava açıldığı izlenimini vermek de yabancısı olduğumuz bir yöntem değil. Bu tablodan hukuk değil çıksa çıksa hesaplaşma çıkar.

***

Nasıl bir hesaplaşma?
Paralel sözcüğü pek çok bakımdan yerli yerine oturuyor. Biraz derine inersek bugünkü iktidarın başlangıcını oluşturan hareket Necmettin Erbakan ile birlikte şu yöntemi benimsedi:
Dini siyasetin önemli bir unsuru haline getirerek sandıkta kazanmak ve iktidarı ele geçirmek.
Fethullah Gülen’in adında vücut bulan cemaat hareketi ise bunun dışında bir yöntem benimsedi. Onların yöntemi de şuydu:
Eğitim, sağlık, kamu yönetimi başta olmak üzere devlet kurumlarını ele geçirmek, sandıkla hiç uğraşmadan iktidara gelmek.
Birbirinden farklı ilerleyen bu iki paralel yapı iktidarda buluştu. AKP 3 Kasım 2002 seçimleri sonrası hükümeti kurduğunda başlıca örgütlenme kaynağı, kendisini bütün devlet kurumlarına kabul ettirme gücü olarak cemaati kullandı. Cemaat de gücünü artırma ve genişletme zemini olarak AKP’yi kullandı.
Bu iki hareketin birbirini çok sevdiği söylenemez. Ama iktidar pastası o kadar büyüktü ki, hepsine yetti.
Pasta yetti ama, güç hırsı yetmedi. Erdoğan iktidarına ortak istemiyordu, cemaat de kendisinde AKP’yi de yönetecek güç buluyordu.
Öteden beri bilinen bu çatışma 7 Şubat 2012’deki MİT kriziyle birlikte gün ışığına çıktı.
3 gündür devam etmekte olan operasyon bu hesaplaşmanın bir parçası.

***

Paralel çatışmanın bundan sonraki aşaması nasıl şekillenir?
Cumhurbaşkanlığı seçimi, AKP’nin takvimini değiştirmezse önümüzdeki ekimde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) krizi var.
12 Eylül 2010 referandumundan sonra yapısı tümüyle değiştirilen HSYK, ekimde yenilenecek. AKP’nin büyük reform diye sunduğu mevcut HSYK, iktidara göre reformcu değil paralelci çıkmış, yargıdaki pek çok atama AKP’yi şaşırtmıştı.
Ekim seçimlerinde AKP’nin paralele karşı akla gelen gelmeyen her türlü yöntemi ve ittifakı kullanacağı görülüyor. Ama paralelin bütün oyunlarının bittiğini söylemek de erken.
Bütün çatışmalarda altta kalan da hukuk oluyor, hukuk sistemimiz oluyor.
AKP’nin Türkiye’ye verdiği zarar sıralamasında birinci sıraya hukuku koymak gerek!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları