Kavram kargaşasında boğmak!

04 Haziran 2018 Pazartesi

AKP ve onun cumhurbaşkanı adayı, çoğu kavramı ve onlara yüklenmiş olan değerleri yerli-yersiz kullanıyor. Bunları asıl bağlarından koparıyor; Türkçe, Arapça ve Farsça anlamlarını değişimli kullanarak anlamsızlaştırıyor ve buradan toplumsal aklı karıştırmaya çalışıyor.
Toplum, siyasetten basın-yayına, eğitimden kültüre dek hemen her alanda AKP siyasetinin içini boşalttığı kavramların dünyasında savrulup duruyor.
 
‘Kendince’
AKP, evrensel değer kazanmış çoğu kavramı, hiçbir kaygı taşımadan; nedenini açıklama gereği bile duymadan kendine göre anlamlandırmayı iş edinmiş bulunuyor.
Örneğin, AKP’ye göre Türkiye tam bir hukuk devletidir; bu ülkede hukuk tarafsız ve bağımsızdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü alanında da bu ülkenin hiçbir eksiği bulunmamaktadır. Ülkenin hukuk ve özgürlük düzeni kusursuzdur. Yine AKP’ye göre Türkiye’de basın-yayın tamamıyla özgürdür.
Bu konularda Türkiye’yi eksikli bulanlar, iç ve dış düşmanlardır; vatan hainleri ve teröristlerdir.
Oysa hukuk ve özgürlük kavramları, Türkiye’nin de imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerce düzenlenmiş; insanlığa mal olmuş, nesnel özellikli evrensel değerlerdir. Bu değerlerin Türkiye’de geçerli olmadığı ve uygulanmadığı, uluslararası değerlendirme raporlarında sıklıkla yer almaktadır.
AKP’nin oluşturduğu kavram karışıklığı ortamı, geçen haftanın erdem örneğinde görüldüğü gibi her gün yeni bir ürün veriyor.
 
Erdem?!
AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Akhisar mitinginde kavram konusunda yepyeni bir sayfa açtı; sahiplendikleri değerlerin başında erdemin geldiğini özenle belirtti.
Erdem, Türkçemizde “Ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçakgönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı” anlamına geliyor. AKP ile erdem bağdaşmaz!
Öncelikle, erdem ahlak kavramının üzerinde yükselir; AKP ahlak konusunda bir eksiklik hissetti de mi erdeme sarılıyor, bilinmez. Yine de önemi nedeniyle, bu yeni aşka daha yakından bakılmalıdır.
AKP’nin iyilikçiliği, öncelikle ve açıkça, “OHAL sayesinde grev kalmadı” diyerek desteklediği sermaye kesimi içindir. AKP iyilikçiliği daha özelde geçen günlerde Dünya Bankası’nın açıkladığı gibi büyük inşaat şirketleri içindir: Limak, Cengiz, Kalyon ve Kolin. Diğer yönden AKP, bu toplumun işsizi, işçisi, üreticisi ve emeklisiyle emekçileri ve bağımsız özgürlükçü yazar, yorumcu ve bilim insanları için hiç ama hiç iyilikçi olmadı.
Alçakgönüllülük mü? Kendisini eleştirenlere Ey... diye başlayan ve “Sen kimsin?” diye devam eden boş nutuklar çekmesi ya da “CHP çöplüktür... HDP’yi sandığa gömün...” komutları değil, yıllar önce söylediği “Ananı al da git” sözleri; AKP adayının alçak gönüllüğünün(!) dört dörtlük kanıtlarıdır.
Yiğitlik, eğer, elinizdeki devletin tüm olanaklarını kullanarak, seçimdeki rakiplerinizi “Bizans” diye düşmanlaştırma; sizi eleştirenleri elinizdeki basın-yayın gücüyle, yetmezse polisi ve savcıyı kullanarak susturmak; onları haklarında yargı kararı olmadan sürekli suçlamak ve sonra da karşılarında efelenmekse yiğitlik, AKP’de fazlasıyla var!
Ya doğruluk? Çok söze gerek yok; ekonomi ile ilgili konular bir tarafa, hukuk ve özgürlük konusunda bunca gerçekdışı söylemi, AKP’nin doğrulukla hiçbir ilgisinin bulunmadığını kanıtlar.
Kısaca, AKP bir yönden insanlığa mal olmuş evrensel değerleri kendine göre tanımlıyor; diğer yönden de erdem gibi çok olumlu kavramları hiç hak etmemesine karşın kendine mal etmeye çalışıyor; kafa karıştırıyor.
Ama bu kez şaşırmak yok!

***

Türkiye sendikacılığının yarım asırlık çınarı DİSK’in genel başkanlığına seçilen Arzu Çerkezoğlu’nu ve DİSK’i kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları