Muharrem İnce nasıl fenomen oldu?

05 Haziran 2018 Salı

Muharrem İnce için, adaylığı açıklandıktan sonra yaptığı konuşmayı dinleyince “Umudun Simgesi” oldu demiştim...
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olduğu günden beri, yaptıklarını, söylediklerini çok yakından izliyorum...
Medyada ve Sosyal Medyada hakkında yazılan yazılara, yapılan yorumlara bakıyorum...
Adaylığı açıklandıktan sonra geçen bir ay gibi çok kısa bir zaman içinde Türkiye’deki siyasetin seyrini değiştirdiğini, 19 gün sonra yapılacak olan seçimlere damgasını vurduğunu söyleyebilirim:
1) “Erdoğan’ın ve AKP’nin alternatifi yok ki, mecburen onlara oy veriliyor” önyargısını yıkmış, CHP’yi ve Millet İttifakı’nı geçerli ve işlevsel bir seçenek haline getirmiştir.
2) Seçmende “Artık değişmez” gibi yanlış bir izlenime dayandırılan baskı rejiminin değiştirilebileceğine ilişkin bir umut yaratmıştır.

***

Muharrem İnce bu “Değişme Umudunu”, toplumun bütün tarihsel, toplumsal, siyasal, psikolojik “Demokrasi Birikimini” harekete geçirerek sağlamıştır:
Örneğin, Sosyal Medyada, yarattığı umudun, Ecevit’in “Karaoğlan” dönemine benzediği söyleniyor...
Yine Sosyal Medyada, “Gezi Direnişi” anımsatmaları ve o dönemdeki atmosferi yansıttığına ilişkin yorumlar görülüyor.
16 Nisan’daki gayri meşru Halkoylaması’nda gösterilemeyen tepkiyi dile getirdiğini söyleyenler de var.
İnce’nin bu kadar kısa zamanda böyle birdenbire yıldızlaşmasının altında, Erdoğan/AKP iktidarının haksız ve hukuksuz baskısı ve baskının temelsizliği de yatıyor...
Bu baskının haksızlığı ve hukuksuzluğu bir yana, insanları en çok kızdıran tarafı, temelsiz oluşu:
İktidar bu baskıyı, hiçbir haklı gerekçeye dayandıramadan, sadece kendi yanlışları üzerine (FETÖ’yü darbe yapacak güce eriştirmek, terörle mücadelede, Suriye’de hatalı yollar izlemek gibi) gerekçelendirerek, üstelik de “Atı alan Üsküdar’ı geçti” gibi oportünist söylemlerle kurmuştur.
Bu baskı yönetiminin arkasında hiçbir ciddi birikim, yetenek, bilgi ve beceri yoktur...
Tam tersine, sürekli yanlışlarla, başarısızlıklarla, moda deyimle “aldatılmışlıklarla” dolu bir geçmiş...
Sadece siyaseten kutuplaştırmak ve düşmanlaştırmak stratejisi, bu strateji üzerine inşa edilen baskı, saldırı, azar, hakaret ve suçlamalar...
Ve bunların getirdiği, içi boş, kof bir “Korku İmparatorluğu” vardır!

***

İşte Muharrem İnce esprili, zeki, halka dönük, bütün kesimleri kapsayan bir üslup ve Demokratik/Bilimsel bir içerikle sahalara çıkmış...
Bu “Korku İmparatorluğunun” içi boş, kof bir kabuktan ibaret olduğunu göstermiş...
Böylece, siyasetten medyaya, sivil ve asker bürokrasiden yargıya kadar her yere sinmiş olan bu kof otorite gülünçleşmiş, çelişkileri sırıtmaya başlamıştır!

***

Sonuç olarak, Muharrem İnce’nin, “reklam arası” diye küçümsenen “Cumhuriyet Dönemi”nin Demokratik Birikimini ve bu birikime sahip olanların isyanını:
ZEKİCE, ESPRİLİ bir biçimde ve GÜLER YÜZLE, BÜTÜN KESİMLEREYÖNELİK olarak temsil ettiği için “FENOMENLEŞTİĞİNİ” söyleyebiliriz.

***

DİREN DEMOKRASİ:
İÇİ BOŞ, KABUKTAN İBARET, KOF “KORKU İMPARATORLUĞU” ÇATIRDIYOR!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları