Aydın Engin

Yav Reis, rezil ettin bizi…

06 Haziran 2018 Çarşamba

Hakkaten rezil olduk Reis. Hem de nerde? “Onlar”ın ilinde, Diyarbakır’da. Gündüz mitingde “onların” kafalarına vura vura “Sorun çözülmüştür” dedin. Alanı dolduran taşıma kalabalık gerçi çok güçlü bir alkış tutmadı ama hepsinin kafasına dank etti. Artık bu memlekette “Onların sorunu” kalmadı; terör bitti. Devlet terörü, örgüt terörünü ezdi, sildi, bitirdi.
Buraya kadarı pek güzeldi Reis. Yani çok memnunduk. Seninle iftihar ettik
Gel gör ki…
Gel gör ki akşam, iftar yemeğinde, yine gümbür gümbür, gürül gürül konuşuyordun ki sustun. Kürsüde öyle, dilsiz heykeller gibi kalakaldın. Valla ben saatime baktım, tastamam 53 saniye dolu salona boş gözlerle bakan bir Reis…
Yav olacak şey mi ?
Bizim Reis susar mı? Onu kim ve ne susturabilir?..
Reisimi susturan “prompter”mış. “Prompter bozuldu, Reis de mecburen sustu” dediler.
Prompter şeymiş… Yani bilgisayar ekranı gibi, küçük bir TV ekranı gibi bir aygıtmış. Biz görmüyormuşuz ama Reis görürmüş. O ekranda bizim Reis’in söyleyecekleri nal gibi harflerle satır satır aşağı doğru akarmış; Reis de oradan okuyup konuşurmuş.
Valla buraya kadarına benim sözüm yok. Olabilir elbette. Reis her Allah’ın günü sabah konuşuyor, öğlen konuşuyor, akşam konuşuyor. Buna güç mü yeter, kafa mı dayanır? Koskoca Reis’in koskoca danışmanları bu haceti yerine getirirlermiş.
Olabilir. Yakışır Reisime.
Ama prompter bozuldu diye susmak; hem de neredeyse bir dakika susmak…
İşte bu olmadı.
Madem aygıt bozuldu, bul bir şeyler Reis, susma, yakıştır.
Yakışmasa da söyle sen. Aya dört şeritli köprü yapacak dense inanacak olan bizleriz. “Az önce söylediği ile şimdi söylediği birbirini tutmuyor” diyecek namertlere inat, “Tutuyor. Ayrıca tutsa da tutmasa da…” diyecek olan biz değil miyiz?
Seni mübarek imam hatip mektebinde okuttu rahmetli baban.
İmam da sensin, hatip de sen.
İmam oldun başımıza geçtin. Hatip oldun bizlere seslendin. Bizler senin hatipliğinle övündük bunca yıl.
Şimdi susmak sana yakıştı mı Reis?
Yani, “Valla bizi rezil ettin” diyeceğim ama düşmanlarımızın kulağına gider diye demiyorum. Sen duy yeter…
Bir de Reis… Senin Anadolu Ajansı üstünden susmana bir gerekçe yani bir kılıf buldurmuşun. Salona o sırada Medrese Âlimleri Vakfı Başkanı Tayyip Elçi hazretleri girmiş de, ayakta kalmış da, sen ona saygıdan konuşmana ara vermişsin, falan filan…
Yeme bizi Reis. Sustuğunda sen salona değil tavana bakıyordun. Öyle de bakakaldın. Yoksa o mübarek zat salona gökten mi inmişti?
Yani yeme bizi…

***

Böyle durumlar için, yani prompter bozulursa filan diye sana yedek bazı kopyalar vereceğim. Cebine koy. Prompter mı bozuldu, çıkar cebinden, çaktırmadan göz at, kaldığın yerden sözüne devam et. Uysa da uymasa da. Yeter ki susma, bizi rezil etme…
Mesela, “Ey prompter lobisi, sesimizi kısamazsın, beni susturamazsın” diye başlayan kâğıttan oku.
Olmadı “Eyyy Papua-Yeni Gine sen kim oluyorsun be! Sen kim oluyorsun da…” diye başlayanını oku. Korkma, biz nasıl olsa Papua-Yeni Gine’yi düşmanlarımızdan biri sanırız, alkışı basarız…
Diyelim prompter yine bozuldu. Dert değil. Cebindeki “Eyyy Neettinyahu, silah milah anlaşması imzaladık diye Kudüs meselesinde susacağımı mı sandın” diye başlayan not kâğıdına bakıp gürle…
(Şey… Benim dilim dönmedi “Neettinyahu” yazmışım, diyelim sen de aynen öyle söyleyiverdin ya, dert etme. “Reis çok muzip. Kelime oyunu yaptı” diye hepimiz sana yine alkış tutarız. Ha Netanyahu ha Neettinyahu di mi Reis?)

***

Bu kopya kâğıtlarını sana kısa zamanda ileteceğim. Aman onlarsız kürsüye filan çıkayım deme, bizi bir daha rezil etme Reis.
Sen hem imamsın, hem Reis.
Bayrak inmez, vatan bölünmez, Reis susmaz…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları