Kapıdaki tehlike İdlib... Gözler Lavrov’da

Suriye ordusunun hedefe koyduğu, TSK’nin de konuşlu olduğu bölgede tansiyon her geçen gün artıyor.

Yayınlanma: 12.08.2018 - 23:33
Abone Ol google-news

Türkiye sınırlarına uzanan Suriye’nin İdlib bölgesi yedi yılı aşkın süredir devam eden savaşta pimi çekilmiş bomba misali gerilimin yeni adresi olarak öne çıkıyor. Rusya-Türkiye-İran’ın inisiyatifiyle Astana süreci çerçevesinde varılan “gerilimi azaltma bölgeleri” kapsamında TSK’nin de gözlem noktalarının olduğu, cihatçılarla ÖSO bağlantılı silahlı muhalif grupların etkinliğindeki bölgeye Suriye ordusunun kuşatması sıkılaşıyor. Suriye ordusu, Hatay sınırındaki Lazkiye kırsalı ve İdlib’in güneyindeki Hama’da geçen hafta yoğun operasyon başlatmıştı. Suriye uçaklarının İdlib’e havadan “teslim olun” yazılı bildiriler attıkları gündeme yansımıştı.

‘Hama bekleniyor’

El Masdar sitesinin dünkü haberine göre, Suriye ordusu ve müttefikleri İdlib vilayetine güneyden, Hama operasyonunu tamamladıktan sonra girecek. Bir ordu yetkilisine dayandırılan iddiaya göre, Suriye güçlerinin şu an için İdlib merkezine taarruz gibi bir planı yok. Haberde ayrıca kimi kaynağın, “TSK destekli muhaliflere, cihatçıların elindeki Cisr eş Şuğur karşılığında Tel Rıfat’ın kontrolünün önerileceği” idddiası da aktarıldı. Ancak buna Şam kaynaklarından yalanlama geldiği de belirtildi.

Gözler Lavrov’da

Ordu, ülkenin güneyinde kontrolü neredeyse tümüyle sağlamasının ardından bir sonraki hedefini İdlib’e yöneltirken gözler sahada yakın müttefiki Rusya’nın alacağı tutumda. Ankara geçmişte İdlib’e yönelik Suriye ordusunun operasyona girişmemesi yönünde uyarılarda bulunmuştu. Birleşmiş Milletler’den de sivillerin iki ateş arasında kalacağı, yeni göç dalgası vurgusuyla Türkiye’ye “kapıları açın” çağrıları yükselmişti.

Ankara-Washington hattında kriz derinleşip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “yeni dost, müttefikler aramaya başlarız” çıkışıyla birlikte ise dikkatler Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un bugün gerçekleşmesi beklenen Türkiye ziyaretinde. Görüşmelerde İdlib konusunun da ana gündem başlıkları arasında yer alması bekleniyor.

Şam yönetimi Türkiye’ye yönelik “işgalci güç” suçlaması getirirken yakın müttefikleri İran-Rusya’dan da sıklıkla ülkenin her noktasının Suriye ordusunun kontrolüne girmesi gerektiği açıklamaları yükseliyor. İdlib’e olası Rusya destekli Suriye ordusu operasyonunda TSK ile karşı karşıya gelme riski, Türkiye’nin desteklediği muhalif grupların alacağı tutum, bölgede kimin hâkim olacağı can alıcı soru işaretlerinden. Türkiye’nin terör örgütü gördüğü, ABD destekli YPG’nin Şam’la son dönemde görüşmeleri hızlandırması, kimi kaynaklarca İdlib operasyonu için Suriye yönetimiyle askeri işbirliği çerçevesinde 1300 YPG’linin Halep’e geçtiği haberleri de dikkat çekici.

‘İHA İdlib’den’

Lavrov daha önce yaptığı bir açıklamada “İdlib’deki militanlara öldürücü darbe indirilmesi gerektiğini” söylemişti. Rusya’dan önceki gün de Suriye’deki Hmeymim Üssü’ne yakınlaşan İHA’nın düşürüldüğü açıklaması geldi. İHA’nın İdlib’den “yasadışı gruplar” tarafından atıldığı ifade edildi.

'Türkiye destekli ordu'

İdlib’de El Nusra bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) militanlarıyla, ÖSO çatısı altındaki gruplar arasındaki gerilim son dönemda daha da artmış durumda. Türkiye’nin desteklediği ÖSO bünyesindeki gruplar geçen hafta tek bir emir-komuta zinciri altında savaşmak üzere “Ulusal Özgürleştirme Cephesi”ni kurduklarını, yeni oluşumun Suriye ordusunun yanı sıra HTŞ’ye karşı da savaşacağını duyurmuştu. Reuters ajansına konuşan “Ulusal Ordu/Özgürleştirme Cephesi” komutanı Albay Haitham Afisi, oluşumu Türkiye’nin desteğiyle kurduklarını savundu. Azez’de verdiği demeçte, “Çok sayıda zorlukla karşı karşıyayız ama üstesinden gelmek için çalışıyoruz, tüm destek yalnızca Türkiye’den geliyor. Başka ortak devlet yok” dedi. Afisi, Türkiye’nin “savaşçıların maaşlarının ödenmesi, lojistik destek ve gerekli görülmesi durumunda silah yardımında bulunduğunu ve düşmanlarının Esad, PKK ve IŞİD olduğunu” söyledi. Reuters’ın haberinde oluşumun yaklaşık 35 bin kişilik olduğu kaydedilirken “Muhalif örgütler arasındaki çekişmeleri sona erdirirse, Şam’ın kuzeybatıda yeniden güçlenmesinin önündeki en büyük engel olabilir” yorumu yapıldı.  Şam yönetimi ile cihatçılar arasında yapılan tahliye anlaşmaları sonucunda Deraa ve Doğu Guta gibi bölgelerden tahliye edilen militan ve ailelerinin rotası sıklıkla İdlib oldu. İdlib’de nüfusun 2.5 milyona ulaştığı daha önce gündeme yansımıştı.

 

İki bina yerle bir oldu: En az 39 can kaybı

İdlib kentine bağlı Sarmada kasabasında dün meydana gelen patlamada 12’si çocuk en az 39 sivilin yaşamını yitirdiği, 45 kişinin yaralandığı duyuruldu. Patlamanın, içinde silah ve mühimmatın bulunduğu binada gerçekleştiği iddia edildi. İki binanın yıkıldığı olayda enkaz altında onlarca kişi kaldı. Patlamaya neyin yol açtığının araştırıldığı kaydedildi.


Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, yıkılan binalarda çoğunlukla Nusra bağlantılı Hayat Tahrir el Şam militanlarının ailelerinin yaşadığı yönündeki iddiaları aktardı. Suriye güçlerinin İdlib, Halep, Hama’ya yönelik gecen cuma günkü hava saldırılarında da aralarında çocukların olduğu en az 53 kişinin yaşamını yitirdiği duyurulmuştu.

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler