Türk Telekom adım adım batışa nasıl sürüklendi?

13 yıl önce kasasında 2 milyar dolarla 6.5 milyar dolara özelleştirildi. Devlete olan borcunu aldığı kredilerle erken kapattı. Ancak 10 yıl üst üste kâr ettiği halde kredileri ödemedi. Danıştay’ın ‘satılmaz’ kararına karşın taşınmazları satan, çalışan sayısını yarıya indiren şirket, dört yıl üst üste vergi rekortmenliğinden müflis konumuna düştü.

Yayınlanma: 29.08.2018 - 20:42
Abone Ol google-news

 

Yüzde 55 hissesi 2005’te Suudi bağlantılı Oger Telecom’a satılarak özelleştirilen ve borç batağından kurtulamayan Türk Telekom’da yeni bir dönem başladı. Şirket şimdi Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası’nın kuracağı girişim şirketine devredilecek.

<haber-dikey:1067034>

Türk Telekom, 2005’te yapılan ihaleyle 6.5 milyar dolara Lübnanlı Hariri ailesinin doğrudan ve Saudi Telecom Company’nin dolaylı ortak olduğu OTAŞ’a devredilmişti. OTAŞ, Türk Telekom hisselerini teminat göstererek 2013’te aldığı 4.75 milyar dolar tutarındaki krediyi geri ödeyemedi. Bunun üzerine kreditör bankanın, teminat hisselerini devralarak kuracakları bir özel amaçlı şirkete (SPV) yerleştirmelerine Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan onay geldi. Böylece Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası, Türk Telekom’un çoğunluğuna sahip oldu. Bahsi geçen üç banka, yüzde 55 OTAŞ hissesini devralmak için geçen ay Rekabet Kurumu’na başvurmuştu. OTAŞ’a verilen kredide Akbank yaklaşık 1.5 milyar dolar, Garanti 1 milyar dolar, İş Bankası da 500 milyon dolar paya sahip. Yeni şirkette bankalar, kredideki payları oranda hisseye sahip olacak.

Dört yıl vergi rekortmeni

-Türk Telekom’un 2005’te devredilmesinden bir yıl önce, 2004’te 2.2 milyar TL net kârı olan bir şirket olduğu biliniyor. Şirketin, dört yıl üst üste en fazla Kurumlar Vergisi ödeyen ve yaklaşık 60 bin çalışanlı bir konumdan, özelleştirmeden sonra borç batağına sürüklenmesinin hikâyesi adım adım şöyle:

-T.Telekom, özelleştirilmenin yaşandığı 2005’te herhangi bir borcu olmayan, kasasında 2 milyar doları bulunan bir şirketti.

-OTAŞ, ihaleyi kazandıktan sonra ilk etapta ihale bedelinin yüzde 20’sini peşin, kalanını da beş eşit taksitte ödeyeceğini açıklamış, 2007’de 4.3 milyar dolarlık kredi alarak, borcunu 4 yıl erken kapatıp hisselerin sahibi olmuştu.

-Türkiye’deki borçlarını ödeyemeyince 2013’te oluşturulan konsorsiyumdan 4 milyar 478 milyon dolar ve 211 milyon 970 bin dolar kredi alan OTAŞ Telekom, Eylül 2016’dan bu yana 4.75 milyar dolarlık kredinin üç ödemesini yapamadı.

-T. Telekom’u borçlandırmaya başlayan Oger, 2016 sonu itibarıyle şirketi 3.5 milyar dolar borca batırdı. Bu borçlar, dövize bağlı ve değişken faizli haldeydi.

-Bunun üzerine OTAŞ’ın borcunun yeniden yapılandırılması ve olası satışı için görüşmeler başladı.

-İki yıla yakın süren ve aralarında yüzde 55 hissenin satışı için görüşmelerin yapıldığı süreç sonunda Türkiye İş Bankası, Garanti Bankası ve Akbank, borçların yeniden yapılandırılması için tüm kredi veren taraflarca bir mutabakata varıldığını duyurdu.

KİM NE DEMİŞTİ?

1-Paraanaliz’in analistlerinin iki sene önce yayımladığı makalede Türk Telekom’un Hariri ailesine satışına ilişkin, “Örnek bir özelleştirme olarak lanse edilen şey, Türkiye’nin finans tarihinin en büyük çöküşlerinden biri olabilir” denilmişti.

2-Türk Telekom tarafından kiralık ilanı verilen gayrimenkul sayısının Türkiye genelinde 63 bina, 109 işyeri, 14 arsa ve 3 konuta ulaşması, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın 2018’in ikinci ayında konuyu TBMM gündemine taşımasına yol açmıştı. Buna göre o dönem, İzmir’de Balçova, Buca, Bayraklı, Bornova, Karabağlar, Kemalpaşa, Menderes, Selçuk ve Çiğli ilçelerindeki binalar kiralığa çıkarılırken ilanlar arasında “İzmir’in En Gözde Bölgesinde, Deniz Cepheli Kiralık Bina” başlığı altında Cumhuriyet Meydanı’ndaki Bölge Müdürlüğü binası da kiralık ilanları arasında yer aldı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi veren Murat Bakan, o dönem OTAŞ’ın kendi borçlarını dahi ödeyemeyecek duruma geldiğini ve kurumu borç yükü altında bıraktığını dile getirmişti.

3-Türk Telekom’un özelleştirme süreci ve sonrasında kamunun 97.8 milyar TL zarara uğratıldığını iddia edilmişti. 2015’te CHP İstanbul İl Başkanlığında konuya ilişkin açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, şirketin ihale sürecinde yolsuzluklar yapıldığını belirtmiş ve 11.5 milyar dolara ihale edilen şirketin minimum değerinin en iyimser hesaplamalarla 40 milyar dolar olması gerektiğini ifade etmişti. Kurumlar vergisinin özelleştirmeden 7 ay sonra yüzde 30’dan yüzde 10’a indirildiğini ve devletin zarara uğratıldığını da belirten Eroğlu, “Telekom’un kasasına 2005 ile 2015 arasında haksız şekilde 2 milyar Türk Lirası girdiğini tespit ettik. Bu rakamın 20 yılda 4 milyarı bulacağını tespit ettik” demişti.

Gerçek değerinin altında kaldı

Türk Telekom’un 2005’teki devrinden sonra, 2008’deki halka arz süreci de tartışmalara yol açmıştı.     Şirketin halka arzına aracılık eden kuruluşlardan Yatırım Finansman Menkul Değerler AŞ, 12.7 milyar dolardan halka arz edilen kuruluşun gerçek değerinin 19.4 milyar dolar olduğunu açıklamıştı. O dönem ki küresel dalgalanmalara karşın hükümetin ısrarla başlattığı Türk Telekom halka arzında, “Fiyatın düşük belirlenmesi ve satışın yüzde 65 oranında yabancı fonlara yapılacak olması” nedeniyle büyük kamu zararı oluşmuştu.

Hükümet gibi yönetim!

Borç batağından kurtulamayan Türk Telekom’da bir diğer tartışma konusu da yönetim kurulundaki isimler ve bu isimlerin hükümete olan yakınlıkları. Bunlardan en dikkat çekeni ise, halihazırda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevini yürüten Yiğit Bulut.
Bulut, 6 Şubat 2007’de Radikal gazetesindeki köşesinde ‘Bu nasıl özelliştirme’ başlığıyla yayımlanan yazısında Türk Telekom’un özelleştirmesini eleştirmişti ancak 2014’ten itibaren Türk Telekom’un yönetim kurulunda bulunuyor. Bulut’un yönetim kurulu üyeliğine atandığı 2014’te maaşının aylık 40 bin lira olması tartışma yaratmıştı.

Şirketin şu an yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini yürüten Fahri Kasırga da, 2014’ten itibaren Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri. Halihazırdaki yönetim kurulu üyelerinden Suat Hayri Aka ise, 2006’da Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı’na Müsteşar Yardımcısı olarak atandı ve bu görevini Haziran 2014’e kadar sürdürmesiyle biliniyor. Aka aynı zamanda, eski Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı. Şirketin Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olan İbrahim Eren ise TRT Genel müdürü. Bir diğer yönetim kurulu üyesi olan Abdullah Tivnikli de, hükümete yakınlığıyla bilinen Albaraka Türk’ün kuruluş sürecinde yer aldığı biliniyor. Tivnikli aynı zamanda Kuveyt Türk Katılım Bankası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı.

Tepki yağmıştı

2005’te yaşanan özelleştirmeye tepki gecikmemiş, o dönem yaklaşık bin sendikalı iş bırakarak eylem yapmıştı. Türk Telekom Müdürlüğü önünde toplanan Türk Haber-Sen, Haber-Sen, Birlik-Sen ve Haber-İş Sendikası üyesi bin işçi, hükümet aleyhinde slogan atmış ve “Türk Telekom milletin malıdır” açıklaması yapmışlardı.

Grup adına basın açıklaması yapan o dönemki Türk Haber-Sen İstanbul Temsilcisi Ahmet Kurt, “Bu hayasız peşkeş durdurulmazsa, milletin vereceği cevap çok sert olacaktır. Türk Telekom milletin malı kalmaya da devam etmelidir. Daha önce muhalefette bulunan milletvekilleri, Türk Telekom konusunda ‘muhalefet şerhi’ hazırlayarak özelleştirme için kısıtlı ve sınırlı olmasını istemişlerdir. Ancak aynı milletvekilleri şuan AK Parti hükümetinde bulunmakta ve bu özelleştirmenin yapılması için öncü olmaktadırlar” ifadelerine yer vermişti.

Eylemler yalnızca bunlarla kalmamış, yıllar içerisinde sayıları yarıya indirilen Telekom işçilerinin çeşitli eylemlerine de tanıklık edilmişti. Gayrettepe’deki Türk Telekom İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde toplanan Haber-Sen üyesi yaklaşık 200 kişi, özelleştirme karşıtı eylem yapmıştı.



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler