‘Sivrilince baskı geliyor’

Rap müziğin cesur kalemi Hayki, ‘Başım derde girebilir, ama korkmuyorum’ diyor.

Yayınlanma: 27.10.2018 - 18:34
Abone Ol google-news
İlk günden bu yana yazdığı şarkı sözleriyle dikkat çeken rap müziğinin güçlü kalemlerinden Hayki’nin “OL” isimli yeni albümü Sony Music Türkiye & Basemode Records etiketiyle yayımlandı. Albümdeki tüm söz ve besteler Hayki’nin imzasını taşıyor. 12 şarkılık albümde bir de Hayko Cepkin düeti bulunuyor. “OL” albümü öncesi müziğe ara veren başarılı isimle bir araya geldik. 
 
* İlk olarak 1 senelik aradan bahsedelim. “OL” albümü de bir geri dönüş albümü...
 
O bir senelik arada ben çalıştım, başka işler yaptım. Aşçılık yaptım, arkadaşlarla bir yer açmıştık Moda’da. Oranın mutfağını işletiyordum. Aşçılık eğitimim vardı benim. Onu da kullanarak başka işler yapmayı denedim.
 
* Neden?
 
Çünkü, Türkiye’deki rap müziğin gidişatını çok iyi görmüyordum. Özellikle organizasyonlar iyi değildi. İki yıl öncesine kadar böyleydi aslında. Daha yeni yeni mekânlar dolmaya başladı. Aslında mekânlar bize mekânlarını yeni yeni vermeye başladılar. Ondan öncesinde hep kültür merkezleri, gündüz partileri, çok kötü ses sistemleri ve organizasyonlarda çıkıyorduk. Ben de yaptığım işe bunu yediremediğim için başka işler kovaladım. Ama olmadığını gördüm, anladım. Hastalandım bir de o dönemde. Günde 14 saat çalışıyordum, ayakta. İyi beslenemiyordum, uyuyamıyordum, 65 kiloya düşmüştüm. Ondan sonra tekrar müziğe geri döndüm.
 
Çok fazla konser teklifi oluyordu mesela. Ama bunlar genelde kalitesiz olduğu için... Genel bütün bu rap camiasının içindeki bütün organizasyonlar böyleydi, hem yaş kitlesi düşüktü hem de kalitesizdi. Ben de bu iş bunu hak etmiyor diyerek biraz elimi ayağımı çekmek ve başka bir yerden para kazanmak istedim. Ama yine ürettim o sırada. Akşam 12.00’de eve gidiyorsam, sabah 04.00’e kadar müzik yapmaya çalışıyordum. 
 
* Son zamanlarda rap şarkıcılarının sayısında artış mı var, yoksa daha mı görünür oldular?
 
Görünür oldular. Hep çoktuk. Ama artık dikkat çekmeye başladık. İçeriklerimizin kalitesi arttı. Hem görsel, hem müzik olarak kalitemiz arttı. Biz de biraz olgunlaştık artık. Aslında baktığında bir yandan kalite artarken, sözlere dair kalite düşüyor bana kalırsa. Ama dikkat çekmemizin nedeni bu olabilir. Daha iyi klipler çekiyoruz, daha iyi mekânlarda çıkmaya başladık. Zaten bunun için her zaman çalışıyorduk. Son 1-2 yıldır bu böyle oluyor. Hâlâ bilinmeyen yetenekli insanlar var, göz önünde olanlardan daha yetenekli insanlar da var. Bizden, hepimizden.
 
* Bu rap müziğe olan ilginin yükselişinin, müziğin de özelliğinden dolayı, git gide daha fazla baskı altında yaşayan bir toplum haline gelmemizle bir ilgisi var mı?
 
Muhtemelen öyle dikkat çektik. Çünkü insanların hoşlanmayacağı şeylerden bahsettik her zaman. İnsanların konuşamadığı şeyleri söyledik. Yeri geldi onları rahatsız ettik. Çok fazla baskı, çok fazla yaptırım yaşadığımız için, biz bunları özgürce söyleyebildiğimiz için insanların dikkatini çekmiş olabiliriz. Ama tabii, bunu her zaman yapıyorduk. En başından beri, hatta daha sert yapıyorduk. Belki o tavrı birazcık yonttuk, daha dinlenilebilir bir hale getirdik, içerik olarak. İnsanlar mekânlarda dans ederken de dertlerini dile getirir oldular. Bu şekilde dikkat çektik diye düşünüyorum.

 ‘Ölümsüz işlerin peşinde’

* Şimdilerde biraz daha göz önünde olmanın getirdiği zorluklar da var mı?
 
Her zaman var. İnsanlar sürekli olarak senin örnek olmanı bekliyorlar. Halbuki hepimiz insanız, aynı şeyleri yaşıyoruz. Hatta göz önünde olan insanlar daha zor şeyler yaşıyorlar. Göz önünde olmak zor. Sorumlu olmak zorundayız. Kendi adıma konuşayım; yaptığım işin bir şeylere etki etmesini istiyorum. Birkaç ay mekânlarda çaldıktan sonra yok olmasını değil de ölümsüz işlerin peşindeyim. Ben yok olduktan sonra da onlar yaşamaya devam etsin diye düşünüyorum. 
 
* ‘Underground’ bir rap şarkıcısı olarak kalmak daha mı rahat?
 
Daha rahat tabii. Şirketlerle çalışınca istediğin her şeyi yapamayabiliyorsun. Çok fazla göz önündesin. Her şeyi söyleyemiyor, gösteremeyebiliyorsun kliplerinde. 
 
* Şarkı sözlerini daha rahat yazıyorsundur o zamanlarda belki.
 
Sözler hakkında çok fazla sıkıntı yaşamıyoruz aslında. Sanırım görsel içerik hakkında problem yaşanabiliyor. O ince çizgiyi yakalarsak yine cesur olmaya devam edersek, cesurdan ziyade akıllı da olmamız lazım. Her şeyi ‘lap’ diye söylemeye, göstermeye gerek yok. Biraz akıllı olursak çok da zor olmaz. 
 
* Politik baskı hali de bunu gerektiriyor herhalde.
 
Politik durum da bir etken. Zaten çok fazla politik içerik kalmadı Türkçe Rap’te. O bir dönem popülerdi. Artık rapçiler de nasıl yaşadıklarını anlatır oldular. Siyasi olaylarla ya da ülkenin durumuyla alakalı değil de hayatla alakalı neler düşündüklerini anlatır oldular. 
 
* Ama senin sözlerinde var hâlâ politik söylem.
 
Benim sözlerimde de değişti. Bir şeyi değiştiremeyeceğimi anladım. Ben yıllardır protest rap yaparım, bütün eski şarkılarıma baktığınızda çok sert söylemler de vardır. Ama böyle, bir şeyi değiştiremeyeceğimi anlayıp, önce kendimi değiştirmem gerektiğini düşünüp, hem söz hem de müzikal içeriklerimi ben de değiştirdim aslında. Çünkü bir faydası olmuyor. Kendime zarar verdim, başım da derde girebilir belki ilerleyen zamanlarda. Şu an çok göz önünde değilim, bir basamak yukarı çıkarsam birileri kafama tık diye vurabilir. Bundan korkmuyorum, sorun değil ama bunu yaşıyoruz her alanda maalesef.
 
* Otosansür uyguluyor musun?
 
Çok az. Yüzde 3 falan... (Gülüyor). 
 
'Güçlüyüz'
 
* Sanatsal içeriklere hapis cezası uygulanıyor son zamanlarda. Ezhel, Khontkar gibi örnekler var mesela. 
 
Daha çok repçilere hapis cezası gibi bir şey çıktı. Herkes istediğini yapıyor. Ama biz bir şey söylediğimiz zaman sıkıntı çıkabiliyor.
 
* Niye bu hale geldi?
 
Çünkü güçlüyüz. İyi ve güçlü söylemlerimiz var. Yeni nesil bizi anlayabiliyor, biz onlarla anlaşabiliyoruz. Çünkü aynı dertleri, sıkıntıları çekmişiz. Onlara yön verebileceğimizi ben her zaman düşündüm, ki bunu da yaptık. Bana gelen mesajlardan bunu görebiliyorum. Gençlerde de bunu görüyorum. İnsanların fikirlerini değiştirebilecek ya da yön verebilecek tarzda bir müzik rap... Bir şey sivrilmeye başladığı zaman otorite bunun üzerine basmak istiyor. Ama o biraz zor. Sen ne kadar basarsan, şişecek alt taraf, bir yerlerde patlayacak. 
 
* “Duysunlar” şarkın güncel konuları ele almış mesela.
 
Evet, biraz daha Ortadoğu ile alakalı olaylara içerlenip yazdığım bir şey aslında. Bayağı bir duygusal yoğunlukla yazmıştım, bu IŞİD saldırılarının olduğu dönemde. Suriye’nin ilk karışık yaşadığı dönemde olaylara duyarsız kalamayıp yazdığım bir şey. Ben genelde bütün dünyada olup biten olaylardan kopamıyorum. Etkileniyorum. Sıradan insanlar susup, kanalı değiştirebiliyor ama ben sabahlara kadar onu düşünüp bir şeyler söylemem gerektiğini düşünüyorum. Rahat edemiyorum. Ben 100 kişinin sesi olabiliyorsam ne mutlu. Hepimizin bir şeyler söylemesi lazım aslında. Ama bu pek mümkün olmuyor Türkiye’de.
 
‘Hayko’dan alacağım vardı...’
 
* Hayko Cepkin’le bir düetin var albümde. Nasıl gelişti bu ortaklık?
 
Hayko Ağabey’le biz bir şarkı yapmıştık. “Aldırma Gönül”ü ‘cover’lamıştık onun albümünde. Zeytinli Rock Festivali’nde söylemiştik ilk. Şöyle oldu: Biz Twitter’dan konuşmuştuk ilk onunla. Yüz yüze tanışmamıştık. Sadece bir kere albümümü kulisine götürüp vermiştim.
 
O gün bir tanışmıştık çok kısa. Ondan sonra Twitter’dan bulmuştu beni; “Kardeşim, şarkı yapacağız, iki günün var, al bunlar senin bölümlerin, iki gün sonra Zeytinli’de okuyoruz” dedi. Ben de büyük bir heyecanla oturup yazdım falan, daha demo kaydını bile almadan o binlerce kişinin önüne çıkıp okumuştum. Oradan bir alacağım vardı zaten Hayko Ağabey’den, ben de albüme okur musun dedim. O da bana müzikal anlamda çok destek olmuştur, ağabeylik yapmıştır. Şu ana kadar elimizden tutan, yol gösteren kimse olmadı benim hayatımda. Türkiye’de bu çok sıkıntılı bir durum. Hayko Ağabey bir ilktir benim için. O da “Sen ne yaparsan, ne söylersen arkandayım senin, albüm yaparsan düet yapalım” demişti.
 
Ben de o gazla oturup bir günde falan sözleri yazıp ona yolladım, o da üç gün sonra falan şarkıyı yazıp hemen geri gönderdi. O kadar kısa sürede beklemiyordum. Benim için çok büyük bir gurur, onur. Ondan çok fazla tecrübe kazandım. Ben çok fazla nota bilmezdim, o konularda da yardımcı oldu. Hatta kulis yönetimi, ekip yönetimi, sahne yönetimi... Onlar benim için büyük duygusal hikâyeler. Çok seviyorum onu.
 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler