Kahramanların kahramanıydı

Popüler kültürün en etkili figürlerinden, yaratıcısı olduğu çizgi romanlar ve süper kahramanlarla adını sonsuzluğa yazdıran Stan Lee önceki gün 95 yaşında hayata veda etti. Spider-Man, Iron Man, Thor, X-Men, The Hulk gibi unutulmaz karakterlerin yaratıcısı olan Lee, ikinci sınıf bir çizgi roman yayıncısı olan Marvel Comics’i dünya çapında bir eğlence imparatorluğuna dönüştüren kişiydi aynı zamanda. Ölümünün ardından tüm dünyadaki Stan Lee hayranları sosyal medya üzerinden yas tutup onunla ilgili fotoğraf ve görüşlerini paylaşırken Walt Disney’in patronu Bob Iger “Stan Lee yarattığı karakterler kadar olağanüstü biriydi. Tüm dünyadaki Marvel hayranları için bir süper kahramandı; ilham veren, eğlendiren ve bağ kurmayı bilen bir süper kahraman. Hayal gücünden daha büyük bir şey varsa o da kalbiydi” dedi.

İlk işi vefat ilanları

1922 yılında New York’ta dünyaya gelen Stan Lee’nin en büyük hayali roman yazmak ve büyük bir yazar olmaktı ama yazar olarak bulabildiği ilk iş vefat ilanları yazmak oldu. Amcası sayesinde Timely Comics’te bir asistanlık işi buldu ve 2 yıl sonra Kaptan Amerika’nın 3. sayısında yazarlık kariyeri başladı. 1961 yılında çizer Jack Kirby ile birlikte çalışmaya başladı ve Fantastic Four (Fantastik Dörtla) yarattıkları ilk konsept oldu. İnsani kusurlara sahip süper kahramanların yer aldığı Fantastik Dörtlü, çizgi roman alanında bir devrim yarattı ve Stan Lee sonraki dönemde Ant-Man, The Hulk, Black Panther, Thor, Iron Man, The X-Men, Daredevil, Doctor Strange ve en popüler kahramanı Spider- Man’i (Örümcek Adam) yarattı.

Etkisi büyüktü...

Marvel Comics’in de en popüler kahramanlarından olan Örümcek Adam için Deadpool’un yaratıcısı Rob Liefeld, Variety’de Stan Lee’yi andığı yazısında şu ifadeleri kullanıyor: “Peter Parker (Örümcek Adam) benim kuşağımın Harry Potter’ıydı. Neleri yediğini, neleri giydiğini önemser; kirayı ödeyip ödeyemediğini de, Dr. Octopus ya da Green Goblin’le savaştığında hayatta kalıp kalmadığını da aynı kaygıyla merak ederdik. 40 yıl sonra bile hâlâ Peter’ın gerçek aşkının Mary Jane mi yoksa Gwen Stacy mi olduğu konusunda karasızım. Stan Lee’nin etkisi böyle büyüktü işte.”

Yeri doldurulamaz

Ölümün duyulmasının hemen ardından Hollywood’daki ünlüler kaldırımında yer alan yıldızının hayranlarının akınına uğraması şaşırtıcı değil elbette. 95 yıllık hayatına sayısız çizgi roman, televizyon dizisi ve sinema filmi sığdıran Stan Lee hiç şüphesiz adı çağlar boyunca unutulmayacak bir yaratıcı. Onu Shakespeare ile karşılaştırmak belki çok doğru değil ama popüler kültürde bu mertebeye ulaşabilecek başka bir isim olduğunu da sanmıyoruz doğrusu.

Marvel’ın alameti farikası

Stan Lee’nin etkisi ve şöhreti çizgi roman dünyasıyla sınırlı kalmadı. Yarattığı kahramanlar hem televizyona hem de sinemaya uyarlandı ve kuşaklar boyunca izlendi.

Lee’nin gitgide artan popülerliği ona sinemada, çoğunlukla kendini canlandırdığı bir alan da açtı. Kevin Smith’in 1995 tarihli filmi “Mallrats” Stan Lee’nin kendini canlandırdığı ilk film oldu. 2000 yılında vizyona giren ilk “X-Men” ile birlikte Lee, çekilen hemen her Marvel filminde küçük bir rol üstlendi ve bir sahnede muhakkak göründü. Her seferinde farklı bir tipleme çiziyordu ama herkes onun aslında Stan Lee olduğunu ve filme vurulan özel bir damga olduğunu biliyordu. Stan Lee Marvel’ın alameti farikası, hatta logosu olmuştu. Aynı şekilde popüler TV dizisi “The Big Bang Theory”de de adı sık sık geçen Stan Lee bu dizide de birden fazla kez kendini canlandırdı.

Lee’nin ‘ilham perisi’ olarak tanınan eşi Joan Lee de geçen yıl 95 yaşında hayatını kaybetmişti.