Her yol bu ‘Roma’ya...

2018’in en iyi filmini siz hâlâ görmediniz mi?

Yayınlanma: 20.12.2018 - 23:41
Abone Ol google-news

 

Çeyrek yüzyıl önce, epeydir standart türler arasına hapsolmuş, monotonlaşmış, ana akım Hollywood sinemasına filmleriyle yeni bir soluk ve canlılık kazandırmış Guillermo Del Toro, Alejandro Gonzalez Irnarritu, Carlos Reygades, vb. gibi Meksikalı senarist-yönetmenlerin önde gelenlerinden, 2001 yapımı “Y Tu Mama Tambien-Ananı Da!” filmiyle tanıdığımız, 1961 doğumlu Alfonso Cuaron’un, çoğu eleştirmence sona ermekteki 2018’in en iyisi olarak nitelenen yeni filmi “Roma”yı sonunda gördüm, reklamdan geçilmeyen bir AVM salonunda. Internetteki film platformlarıyla dikkati çeken, günden güne genişleyip yayılan Netflix’in yapımcısı-dağıtımcısı olduğu “Roma”, bir Harry Potter filmi (“Azkaban Tutsağı”) yönetmenliğiyle 2004’te uluslararası arenaya açılıp “Children of Men-Son Umut” (2006), Oscar’lara layık bulunan “Gravity-Yerçekimi” (2013) gibi başarılarıyla geçen gurbet yıllarının ardından ülkesine ve kendi geçmişine dönüşünün ürünü, Venedik’in büyük ödülü Altın Aslan’ı da kazanmış, yalınlığı kadar çarpıcı da olabilmiş, ayrıntılı sinematografisiyle göz alan, 70 yıl kadar öncesinde dünya sinemasının gidişini değiştiren o Yeni Gerçekçilik akımına selamlarını-saygılarını sunan o siyah beyaz estetiğiyle de göz dolduran, otobiyografik bir film. Cuaron’un çocukluğunun kişisel anılarından beslenerek yazdığı bir senaryodan kameramanlığını da bizzat üstlenip siyah-beyaz olarak çektiği ve hizmetçi Cleo’nun bakışından ailenin ve Meksika’nın yakın tarihine kamera tuttuğu, 135 dakikaya yayılmış, etkileyici bir dönem filmi “Roma”.

Cuaron hatırlıyor

1971 yılbaşısına hazırlanan Mexico City’nin, halkın yakıştırmasıyla Roma diye adlandırılmış, üst orta sınıf semtlerinden birindeki dayalı döşeli, ferah evlerinde kuşları, hep avluyu pisleten köpekleri, hizmetçileri ve anneleriyle birlikte yaşayan, üçü oğlan biri kız, 4 çocuklu, varlıklı bir aile, konumuz. Baba, Quebec senin Ottawa benim sürekli dış gezilere çıkan bir doktor, anneyse sürekli özlediği kocası tarafından terk edileceği korkusuna tutsak olmuş, evinin düzenini hizmetçisi sayesinde sağlayan, hassas, vesveseli bir kadın, ayrıca kötü bir şoför. Çocuklarla sanki ablaymışcasına candan takılan hizmetçi Cleo’ysa (Yalitza Aparicio) ailenin tüm mahrem sırlarına vakıf, sanki aileden biri gibi. Avludaki köpek boklarını Cleo’nun temizlemesiyle başlayan film aile bireylerinin gündelik yaşamlarını aktarırken dışardaki sokakları da yansıtıyor. 1961 doğumlu olduğu için ailenin büyük çocuğu olduğunu zannettiğim yönetmen Cuaron, ana karakteri Cleo sayesinde, annesini, kardeşlerini, evini, çocukluğunun travmatik anlarını, yaşanılan depremi, bir orman yangınını, ailesini bırakıp metresiyle kaçmış babasını bir bir hatırlıyor, dahası işbirliği yapan faşist polislerle para militer katillerin 1971’de Mexico City sokaklarında gösteri yapan solcu öğrencileri katlettikleri o katliamı da anımsıyor, anımsatıyor.

‘Amarcord’ çağrışımları

Cleo’nun doğacak bebesine beşik almak üzere anneanneyle girilen mobilyacının üst katından seyredilen ve iz bırakan bu panoramik katliam sekansını çok iyi çekmiş yönetmen. Evde hizmetçiliği paylaştığı Adela’yla sinemaya diye çıktığı bir izin gününde tanıştığı, uzakdoğu dövüş sanatlarının hayatında yeni bir sayfa açtığını sürekli yineleyen, karateci ama karaktersiz bir delikanlıdan gebe kalıp hanımının yardımlarıyla ölü bir kız bebek doğuran Cleo’muz, ailenin dağınık, perişan hallerini toparlamanın üstesinden geliyor her defasında, tıpkı dalgalı Vera Cruz sahillerinde denize girmiş çocukları da boğulmaktan son anda kurtardığı gibi, üstelik yüzme bilmediği halde.

Sonuç olarak çağrıştırdığı Fellini’nin başyapıtı “Amarcord”un her anlamda yakalamış olduğu o mükemmelik düzeyini pek tutturamasa da, Cuaron’un (ve kardeşlerinin) gerçekteki bakıcısı Libo’ya ithaf ettiği, şimdilik en iyi filmi diyeceğimiz bu “Roma”, bu ünlü Meksikalı yönetmenin kısaca ‘beni yetiştiren 2 kadına (annesiyle Cleo’ya) ve onları terk eden adama dair bir film’ diye tanımladığı, meraklısınca kesinkes kaçırılmayacak, görülesi bir seyirlik özetle.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler