Mizah yoksunu, espri odasına!

Noel ağaçları ve ışıklandırması ile süslenen Avrupa’nın diğer kentlerini olduğu gibi Brüksel’i de kasım ayı sonundan itibaren geleneksel tatlılardan ve güzel kokulu içki ve şaraplardan kaynaklanan “Noel kokusu” kapladı.

Yayınlanma: 29.12.2018 - 22:44
Abone Ol google-news

Grand Place ile Place Sainte-Catherine Meydanı arasındaki 2 kilometrelik alanda yüzlerce tezgâh ve ahşap dağ evi şeklindeki stand, teraslar, ışıklandırılmış kocaman bir dönme dolap ve atlıkarınca, Brüksel’in göbeğinde, Noel Pazarı ile bir panayır havası estiriyor.

Brüksel opera binasının önündeki alana kurulan buz pateni pisti ise ailece en sevdiğimiz Noel fırsatı. Etrafta otomobilimize park yeri ararken radyoda Michael Van Peel’in tek kişilik yıl sonu gösterisi başladı. Bir yılın, esprilerle mizahi bilançosunun döküldüğü, tek kişilik gösteriye, “yıl sonu konferansı” diyorlar. 1993’ten 2016 yılında bırakıncaya kadar her yıl bunu başarıyla yaptı Geert Hoste. Flaman devlet televizyon ve radyolarında stand up komediyi başlatan kişi olarak Belçika ve uluslararası politika, yılın haberleri ve kraliyet ailesi hakkındaki espriler, bu yıl sonu şovunun ayrılmaz parçası oldu.

Her yıl sonu gösterisinde “Ben kral olmak istiyorum” diyerek o zamanki Prens, şimdiki Kral Filip ile dalga geçti. Filip’in 21 Temmuz 2013 tarihinde taç giyerek Belçika Kralı olmasından daha iyi malzeme olamazdı. “Geert Hoste King” adını verdiği ve taç devrine ayırdığı 2013 yılı gösterisinde hem 20 yıllık krallığını bırakan Albert II hem de yeni Kral Filip espri oklarına hedef oldu. Kraliyet ailesine yapılan mali yardımları iğnelemek için Afrika’da ya da Asya’da çocuklara mali destek sağlayan ünlü kişileri sıralayan Geert Hoste “Ben de tüm kraliyet ailesine bakıyorum. Verdiğim vergilerle” demişti.
Babalık davası açan gayrimeşru kızı Delphine Boel’dan bahseden Hoste, II. Albert’in tren kazası ya da önemli kazalar olunca kaza yerine gittiğini söyleyip eşi Paula ile diyaloğunu canlandırmıştı: “ –Paula. Kaza olmuş, hemen gitmem lazım. – Kadın kaç aylık hamile?”

Bedel ödetilmiyor...
Filip’in Mickey Mouse ile randevu aldığını, ilk resmi ziyaretini Disneyland’a yaptığını ve Disneyland’in gerçek ülke olmadığına ikna etmenin zaman aldığını anlattığı gösteride “Filip Disneyland’da Lion King ile buluşunca kral olmaya karar verdi” demişti. Mathilde’nın soğukluğunu “Frozen/Karlar Ülkesi filminde oynamak için teklif aldı, aslında Titanik’te de oynadı. Buzdağı olarak. Ama fazla görünmedi” diye anlatmıştı. Geert Hoste, Albert’in parkinson hastalığı ile bile park etmeye benzetme yaparak açıkca alay etti devlet televizyonunda. Kraliyet ailesinin iyi Flamanca bilmemesi esprilerini süsledi. Hoste basına yaptığı açıklamada “Kral Filip’in zaten kendisi bir fıkra/espri” diyen biri.
Van Peel, Geert Hoste gibi her gösterisinde kraliyet ailesinden bahsetmese de o da taç değişimini “şimdi 3 kraliçemiz oldu. Her biri 11 milyon Avro’ya mal oluyor” diye iğnelemişti.

Belçika’da Federal başbakanı ya da kralı mizah konusu yapmak yaşamın bir parçası. Hemen savcılara çağrı yapılıp bedel ödetilmesi istenmiyor. Burada “bedelli sanatçı” kavramı yok. Sosyal medyada paylaştığım bir karikatürü hatırlıyorum: 11 Mart 2015’te De Standaard gazetesinde yayımlanan karikatürde Belçika Başbakanı Charles Michel, Anvers Belediye Başkanı ve N-VA Başkanı Bart De Wever’in köpeği olarak gösterilmiş ve belediye binasının kapısında “Burada sahibimi bekliyorum” denilmişti. Çizer hakkında hâlâ dava açılmadı. Aynı çizerin 1 Aralık 2018 tarihinde yayımlanan karikatüründe Başbakan Michel, De Wever’in elinde kukla olarak gösteriliyor. 18 Aralık’ta yayımlanan karikatürde ise Başbakan’ın boynuna can simidi geçirilmiş ve ipi De Wever’in elinde. De Wever “İşte böyle can simidimize uyacaksın” diyor.

Ekim ayında yapılan belediye seçimleri, hükümet krizi, futbolda şike skandalı, Trump ve popülizm, yabancı düşmanlığı, transit göçmenler, Brexit, partilerin seçim sloganları, iklim değişimi konularının esprili özetini verdi Michael Van Peel. Irkçı “Schild en Vrienden” derneğinin paylaştığı fotolara ve ırkçı fıkralara değinen sanatçı “Nazi hayranlığına, nefretlerine... her şeylerine tahammül edebilirim ama tek şeylerine dayanamıyorum. Düşük mizah seviyelerine. Bunları komedi kamplarına götürüp, espri odalarına tıkmalı hepsini” diyor. Doğru söylüyor. Mizahtan anlamayanları dünyanın neresinde olursa olsun, komedi kamplarına götürüp, espri odalarına tıkmalı!

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler