Yunus Nadi Ödülleri sahiplerini buldu: ‘Yenik düşmeyeceğiz’

Bu yıl 73’üncü kez düzenlenen Yunus Nadi Ödülleri, önceki akşam yapılan törenle sahiplerini buldu. Gecede konuşanlar ülkenin içinde bulunduğu sorunlara vurgu yaptı.

Yayınlanma: 08.08.2018 - 22:48
Abone Ol google-news

Bu yıl 73’üncü kez düzenlenen Yunus Nadi Ödülleri, önceki akşam Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapılan törenle sahiplerine sunuldu. Gecede, geçen seneki törenin aksine cezaevinde tutuklu Cumhuriyet gazetesi yöneticisi ve çalışanı kalmamasının mutluluğu paylaşılırken, yine de verilen hapis cezalarına karşı dayanışma çağrısında bulunuldu. Sağlık sorunları nedeniyle ödülünü almaya gelemeyen küçük İskender için de destek mesajları paylaşıldı.
Ebru Erkekli’nin sunuculuğunu yaptığı tören, Nebil Özgentürk’ün hazırladığı, Rutkay Aziz’in seslendirdiği, Cumhuriyet gazetesinin tarihini anlatan ve İlhan Selçuk’un konuşmalarının yer aldığı video gösterimi ile başladı. Videonun son bölümünde Gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun cezaevinden tahliye olduktan sonra yaptıkları konuşmalar yer aldı.

‘Yadırganmaz’

Açılış konuşmasını yapan Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, “Yunus Nadi Ödülleri, tek ödül üzerine kurulmuş, daha sonra Yunus Nadi Ödülleri’ne dönüştürülmüş, bugün edebiyat ve kültür konularına ağırlık veren tek ödül konumunda. Bunu başarabilen bir gazetenin de Cumhuriyet olması, yapısı, kuruluş amaçları ve geleceğe dönük çalışmaları yönünden yadırganmayacak bir durum. Nebil Özgentürk’ün uzmanlığında, Rutkay Aziz’in sesinden, İlhan Ağabey’in ve son bölümde de sevgili Akın’ın (Atalay) söyledikleri Cumhuriyet’in 94 yıllık yaşamının bir özeti. Özellikle İlhan Ağabey’in Cumhuriyet’in gazeteciliği konusunda verdiği örnek bugün bizlerin de aralarında olduğu Cumhuriyet’in yazar, çizer, yönetici ve hukukçularının başına gelen rehin alma olayının da gerekçelerinden en büyüğünü anlatıyor diye düşünüyorum. Cumhuriyet gazetesinde çalışanlar bugüne kadar kendi özel çıkarları için Atatürk’ü kullanmayı düşünmemişlerdir, bundan sonra da sanıyorum ki düşünmeyenler tarafından yönetileceklerdir” dedi.

‘Asılsız suçlamalar’

Orhan Erinç, şöyle devam etti: “Topluca hapiste arkadaşımız olmayan bir törende birlikteyiz, daha önceki törenlerde daha da buruk bir yapıdaydık. Çünkü bazı arkadaşlarımız çıkmıştı ama yine içeride arkadaşlarımız vardı. O nedenle bu tören daha mutlu olduğumuz bir ortamda yapılıyor. Umuyoruz ki Türkiye’nin hukuk devleti olduğu iddiasında bulunanlar Cumhuriyet’e yapıştırmak istedikleri suçlamaların gerçek dışı olduğunu görürler ve hep birlikte yeniden Cumhuriyet’in yayını için çaba harcarız düşüncesini burada arkadaşlarım adına da dile getirdiğimi düşünüyorum. Sizlere tekrar arkadaşlarım ve şahsım adıma katılımlarınız, destekleriniz için teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir görev olarak yerine getiriyorum. İyi ki varsınız, siz oldukça da Cumhuriyet yayınına devam edecektir. Bu Türkiye’nin önemli gerçeklerinden biri olarak devamlı yaşayacaktır.”

 

Yücel Kayıran: ‘İskender’le ödüldeşiz’

Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü Yücel Kayıran ve küçük İskender paylaştı. “Ölen Sevgilimin Şiir Defteri” isimli kitabıyla ödülün sahibi olan küçük İskender sağlık sorunları nedeniyle törene katılamazken, ödülü kendi isteğiyle Can Yayınları’ndan Fazilet Onat aldı. Onat, “küçük İskender burada olmayı çok isterdi, özellikle bunun belirtilmesini de istedi. Hepinize sevgilerini iletti. Ayrıca jüri üyelerine, Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet Ailesi’ne çok sevgilerini iletti” dedi.
“Efsus’a Yolculuk’ kitabıyla ödül kazanan Yücel Kayıran ise “Bu ödül vasıtasıyla, kardeş kelimesinden hareketle İskender’le ödüldeş olduk. Jürinin gerekçe açıklamasında iki nokta üzerinde durmak isterim, bunlardan bir tanesi dil ve anlatım meselesi. Gelecekte bugün yazılan şiir üzerine eğer bir araştırma yapılacak olursa, bu araştırma günümüzdeki Türk şiirinin bir değişim geçirdiğini dile getirecektir. İkinci mesele de gerekçedeki ‘felsefe’ vurgusu. Ben bunu da felsefi şiire vurgu şeklinde algılamak eğilimindeyim. Girişte İskender’le ödüldeş olduğumu ifade ettim; İskender’e acil şifa diliyorum” şeklinde konuştu.

Ödülü kazananlara sunan Erdal Atabek, “Bütün şairlere, romancılara, öykücülere ve edebiyatçılara selam olsun ve bize soluk aldırmaya devam etsinler” diye konuştu.

 

İlyas Küçükcan: ‘İkinci akademim’

İlk olarak, Bilimsel Araştırma Ana Dalı’nda “Öncesi ve Sonrasıyla Çifteler Köy Enstitüsü” kitabıyla Sosyal Bilimler ve Araştırma Ödülü’nü kazanan İlyas Küçükcan ödülüne ulaştı. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nun elinden ödülünü alan Küçükcan, “Laik, demokratik ve bilimsel yaşamı benimseyenlerin eşdeğer doğrultuda bu yakınlaşmaları en alt söylemiyle eşyanın doğası gereğidir. Buradan hareketle Cumhuriyet gazetesi Nadir Nadi’den İlhan Selçuk’a ve oradan Orhan Erinç’e ulaşan çizgide benim ikinci akademim durumundadır. O öğretide Hasan Ali Yücel, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Melih Cevdet Anday, Agop Dilaçar, Uğur Mumcu ve aydınlanmacıları saygıyla anıyorum... Köy enstitüleri uygulamasını tek tip insan yetiştirmekle suçlayanların, evrensel ve erdemsel değerlerle örülü ülkeye adanmışlık idealini anlamaları zaten beklenemez. Tek tiplik olsa olsa dincilik ve kincilik kavramlarıyla örtüşür. Kim ne derse desin, köy enstitüleri Başöğretmen Atatürk’ün 1935’te Samsun’da öğretmenlere söylediği ‘Eğitimdir ki bir ulusu yüce, bağımsız ve özgür bir toplum olarak yaşatır ya da onu yoksulluğa sürükler’ özdeyişinin ilk bölümde tanımlanan modelin en seçkin örneğidir” şeklinde konuştu.

 

Enis Batur: ‘Kabullenmeyeceğiz’

Yunus Nadi Roman Ödülü’nü “Göl Yazı” isimli kitabıyla kazanan Enis Batur, ödülünü Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’ten aldı. Erinç, ödülü verirken, “Cumhuriyet’te çalışmak daha çok belalı taraflarıyla gündeme geldi. Ama şu da bir başka gerçek ki Cumhuriyet’te çalışmanın çok önemli avantajları var. Bunlardan biri de ülkemizin bilim, sanat, kültür ve siyaset insanlarıyla yan yana olmayı gerçekleştirebilmek” diye konuştu.

Enis Batur ise şu ifadeleri kullandı: “Bu yılın ödülleri Cumhuriyet gazetesinde duyurulduğunda, haberin başlığı ‘Türkiye’ye nefes aldıranlar’ idi. Başlığı ilk gördüğümde açıkçası bir ürperti duydum. Yaptığım işe bugüne kadar çeşitli anlamlar yüklemeye çalışmıştım ama yaşadığım ülkeye nefes aldıranlardan biri olduğum aklıma gelmemişti. Biraz daha genişlemesine bakarak düşündüğümde nefes alma sorununun bugün Türkiye’deki en temel sorun olduğunu, fiziksel anlamda da nefes alamıyoruz, zaten bu nemli atmosfer ve bu vandallaşmış şehir ortamında, ama onun dışında asıl siyasal ve toplumsal olarak nefes almakta güçlük çektiğimiz bir ortamda yaşıyoruz. Nefes alma ya da nefes aldırma sorunu yalnızca eli kalem tutanlara, sanatçılara, bilim insanlarına özgü bir sorun değil. Uygar insan tanımına giren herkese özgü bir sorun. Dolayısıyla Türkiye’ye nefes aldırmaya hep birlikte gayret ediyoruz sanırım. Okuyarak, yazarak, çizerek, paylaşarak sorunun altından kalkmaya çalışmaya devam edeceğiz. Başka bir çaremiz yok. Yenik düşmeyi kabullenebileceğimi kendi payıma düşünmüyorum. Bu salondakilerin de pek o niyette olmadıkları kanaatindeyim.” Batur daha sonra Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisinin 5 yaşında başladığına dair bir anekdot anlattı.

Yiğit Bener: ‘Buruk sevinç yaşıyoruz’

Edebiyat Ana Dalı’nda Öykü Ödülü’nü “Öteki Düşler” isimli kitabıyla kazanan Yiğit Bener, “73 yıllık çok köklü, kurumsallaşmış bir ödülü alanlar listesine adını yazdırmak her yazar, şair ve bilim insanı için büyük bir gurur. Benim için ayrı bir anlamı daha var, itiraf etmeliyim. Çünkü bu ödülü yıllar önce babam Erhan Bener ve amcam Vüs’at O. Bener de almışlardı. Onların ödül törenlerinde ben de yanlarında yer alıyordum. Bugün 3. Bener olarak, bir aile geleneğini sürdürerek diyelim, bu listede yer almaktan ayrıca mutluyum... Ama tabii içinde yaşadığımız dünyada bu biraz buruk bir sevinç oluyor. Bunlardan birisi bugüne yönelik bir burukluk...
Burada bizlerle beraber ödül alması gereken küçük İskender ne yazık ki gelemiyor sağlık sorunları nedeniyle. Bir büyük şairin yaşam mücadelesi verdiği ortamda bu sevinç biraz buruk. Onun ötesinde başka nedenler de var. Hapiste başka gazeteciler var, başka bilim insanları, akademisyenler var, öğrenciler, hak savunucuları, milletvekilleri ve yazarlar var. Ahmet Altan hâlâ hapiste, geçen senenin en ilginç öykü kitaplarından birini yazan Selahattin Demirtaş hâlâ hapiste. Bu koşullarda bu sevinç biraz buruk olacak ister istemez” diye konuştu.

‘Edebiyat dirençtir’

Bener sözlerine şöyle devam etti: “Hem dünyanın hem ülkenin içinde bulunduğu duruma baktığımız zaman acaba hakikaten edebiyatla uğraşmaya devam etmek, ödüller almak anlamlı mı diye sormadan edemiyor insan... Barbarlık, esas olarak sadece insanların varlığına, canına kastetmiyor. Aynı zamanda onların kültürlerine, değerlerine ve varoluşlarının süzülmüş kanıtlarını da yok etmeye çalışıyordu. Dolayısıyla belki bugün de yazmaya devam etmek, en iyi bildiğimiz işi yapmaya devam etmek bu direncin bir parçası. Bu şekilde belki nefes aldırıyoruz, belki düş kurulmasına yardımcı oluyoruz... O anlamda edebiyat bir dirençtir, kalıplara sığmaz, ne siyasi iktidara biat eder ne ekonominin ve piyasa koşullarının dayatmalarına boyun eğer ne çığırtkanlığa kulak verir. Kendi bildiği yolda devam eder.”

Mazeretleri nedeniyle törene katılamayan CHP Milletvekilleri Utku Çakırözer, Engin Altay, Mehmet Akif Hamzaçebi, Gamze Akkuş İlgezdi, Şişli Belediyesi Başkanı Hayri İnönü, Sarıyer Belediyesi Başkanı Şükrü Genç, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ise tebrik mesajları gönderdiler.

 

‘Düşler mutlak gerçek olacak’

Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Öykü Ödülü’nü Yiğit Bener’e sundu. Murat Sabuncu, ödülü verirken yaptığı konuşmada, “Edebiyatçılar, yazarlar, şairler... Nefes aldırıyorsunuz. Bütün bu boğulan toplumun damarlarısınız, nefes verenlerisiniz. Beyefendinin kitabında da düşlerden bahsediyor. Cezaevinde, aralarında benim de bulunduğum pek çok insan sizlerin kitaplarını, şiirlerini, romanlarını okuyarak düşlere daldılar. Memleket ile ilgili düşlerdi genelde. Güzel günlere dair düşlerdi. Bu salona ve yazdıklarınıza baktığım zaman bu düşlerin er ya da geç gerçek olacağını biliyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet dostları buluştu

2018 Yunus Nadi Ödül Töreni’ne eski CHP Genel Başkanı, gazeteci Altan Öymen, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Emine Gülizar Emecan, CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ve Başkan Yardımcısı Onur Timurlenk, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Muharrem Çatalkaya, CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin ve Başkan Yardımcısı Fatma Öncü, CHP İstanbul İl Başkanvekili Necati Ekşi, yazar Işık Öğütçü, yazar Oya Baydar, gazetemiz Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay, gazetemizin eski ve yeni çalışanları ile Cumhuriyet okurları katıldı.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon