2017’de tiyatrocu olmak

.

Yayınlanma: 26.12.2017 - 16:09
Abone Ol google-news

Aziz Nesin’in, tiyatro bağlamında sık sık yinelemek zorunda kaldığım bir özdeyişi vardır: ‘Yaşamın gerçeği uydurmanın sınırlarını aşıyor.’ 2017 yılındaki tiyatromuz için yapılabilecek en uygun genelleme Usta’nın bu sözü olmalı. Uluslararası düzeyde bir kabadayılık düzeninin süregeldiği, savaşa -geçmişten hiç ders alınmamışçasına- göz kırpıldığı, emperyalist sömürünün tavan yaptığı, vahşetin uygarlıkla yer değiştirmesine çok az kalmış bir dünyada ve KHK’lerle binlerce kişinin açlığa terkedildiği, toprağı sürekli olarak şehit kanlarıyla sulanan, binlerce sığınmacının sorumluluğunu yüklenmiş, parası Euro ve dolar karşısında erimekte olan, işsizlikle baş edemeyen, kadına ve çocuklara şiddetin kol gezdiği, cinsel taciz ve istismarı caydırıcı kılamamış, yolsuzluğun ahlaksızlıktan sayılmadığı, ‘adalet’in koruyuculuğundan umut kesme noktasına gelmiş, suskun bir toplumda yapılabilecek tiyatro yaşamın gerçeğiyle baş edebilir mi?

Ne ki sanatın insan gerçeğiyle buluştuğu bir büyülü varlıktır tiyatro. Bu nedenle, devletin kültür ve sanata ayırdığı pay azalsa da, açılan tiyatroların sayısı kapananlardan daha az olsa da, ödenekli tiyatrolarla siyasal erk arasında uyum varmış gibi görünse de, ortalama seyircinin bütçesi özel tiyatroların bilet ücretlerine yetmese de, tiyatroculuk sürmektedir. Ve çok hoş mucizeler olabilmektedir.

Mucizelerden ilki, yeterli sayıda sponsor tiyatroya destek vermediği için çok uzun süredir iki yılda bir yapılmakta olan uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nin 2017’de yeniden yıllık programa alınmış ve -bir bölümü yeni- yerli ve yabancı oyunların katılımıyla Kasım ayında gerçekleşmiş olmasıydı. (Bu arada, Festival’in ağır topu, ünlü Alman topluluğu Schaubühne Berlin, ülkemizdeki yargı bağımsızlığı arayışını desteklemek adına Festival’e katılacak olan ‘III. Richard’oyununu Türkiye’ye getirmekten son anda vazgeçmişti.)

Bir başka mucize de, DOT’un, Ionesco’nun ünlü oyununun bir uyarlaması olan ‘Gergedanlar’ ile bu yılki Edinburgh Festivali’ne katılması ve büyük başarı kazanmasıydı. Bu çalışmanın seyirciyle hiç olmazsa İstanbul Festivali bağlamında buluşturulması iyi olurdu. Ne ki böyle bir düzenleme gerçekleşemedi.

Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali ile Ankara Tiyatro Günleri ve İzmir Uluslararası Tiyatro Festivali’nde çoğunlukla, eski oyunlar ve daha önce sahnelenmiş yapımlar yer aldı. Tüm festivallerde hareketli ve bereketli günler yaşandı.

Ödenekli tiyatrolarda öne çıkan yapımlar az sayıdaydı. Ankara’da Özen Yula’nın yazıp yönettiği ‘Gayri Resmi Hurrem’ benim favori oyunumdu. Dürrenmatt’ın ‘Yaşlı Bayanın Ziyareti’ oyunu ise özenli bir yapım olarak dönemi başarıyla sürdürdü. Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nun sunduğu, Wolfram Lots’un taze oyunu ‘Gülünç Karanlık’ yapımı Afife En Başarılı Prodüksiyon Ödülü’ne değer bulundu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, özenli yapımlarla olsa da, çoğunlukla bilinen oyunları sahneledi. Tüm ödenekli tiyatrolar, düzenli programları ve mantıklı bilet ücretleriyle kamu hizmeti verdi.

İstanbul’da daha çok genç tiyatrolar tarafından sunulan taze oyunlar beğenildi. Bahar Çuhadar’ın ‘Hürriyet Kitap-Sanat’ Eki’nde (22 Aralık) yer alan değerlendirmesinde, eleştirmenlerden oluşan jürinin öncelikle, Sami Berat Marçalı’nın yönettiği, Jonas Hassen Khemiri’nin ilk oyunu, Obie Ödülü almış, ‘İstila’ başlıklı B Planı yapımını tuttuğu görülüyor. ‘Kimlik’ olgusunu işleyen ‘İstila’ Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali’nde de yer alıyordu. ‘Sığınmacı’ olgusu 2017’de tiyatronun en güncel konusuydu. DOT’un, Zinnie Harris imzalı ‘Nefesinizi nasıl Tutarsınız?’ ve Sami Berat Marçalı’nın yazıp yönettiği, İstanbul Tiyatro Festivali’ne de katılan ‘Yuva’ başlıklı oyun ve Dostlar Tiyatrosu’nun festival için hazırladığı, Genco Erkal’ın 7 ayrı rol oynadığı, Matei Visniec’in ‘Göçmenleeeer’ oyunu da aynı konuyu farklı açılardan irdelemekteydi.

En çok beğenilen genç tiyatrolar arasında Craft Tiyatro’nun Anna Jordan imzalı ‘Yen’, Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’nın, ‘Macbeth’e farklı bir bakış açısı getiren uyarlaması ‘Şatonun Altında’, Yolcu Tiyatro’nun Rolan Tapor’un yazdığı ‘Joko’nun Doğum Günü’, Altıdan Sonra Tiyatro’nun, Haluk Babür imzalı ‘He-Go’ yapımları yer alıyor.

Yılın en çok ses getiren yerli oyunu ise Murat Mahmut Yazıcıoğlu’na Afife Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü ile T.E.B. Yılın Yerli Oyun Yazarı Ödülü’nü getiren, Habitus Kitap’ın yayımladığı, BAM yapımı ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’oldu.

Yılın ‘yürekli bir girişim’ olduğu için beğenilen müzikal oyunu ise Kazan Dairesi yapımı ‘Hedwig ve Angry Inch’ti.

Şahika Tekand ise yıllanmış başarılarına bir yenisini katarak, sanırım, 2017’nin en yaygın biçimde beğenilen yapımının yaratıcısı oldu. Studio Oyuncuları ile sahnelediği ‘Godot’yu Beklerken’ sanatçıya Afife En İyi Yönetmen Ödülü’nü getirdi.

Bu yıl içinde DTCF Tiyatro Bölümü’nün barış imzacısı 7 öğretim elemanı işten çıkartıldı. Doç. Dr. Süreyya Karacabey, Epos Yayınları’ndan çıkan ‘Gündelik Hayata Direnmek’ adlı kitabıyla, ana konusu ‘cesaret’ olan İzmir Uluslararası Tiyatro Festivali’nin verdiği ödüle değer görüldü. Çıkartıldığı Bölüm ise akademik açıdan yıkıma karşı canla başla savaş veriyor. Bu arada, Haldun Taner’in 1960 yılında üniversitelerden çıkartılan öğretim üyeleri bağlamında Dostoyevski’den uyarladığı ve Selçuk Erez-Demet Taner tarafından tamamlanan ‘Timsah’ başlıklı radyo oyunu, okuma tiyatrosuna dönüştürülerek, KHK’yle ihraç edilen akademisyenleri Orhan Alkaya’nın rejisiyle sahnede buluşturdu.

Tiyatro bölümlerinin çalışmaları arasında iyi yapımlar artıyor. Bilkent Tiyatro Bölümü’nde Işıl Kasapoğlu’nun sahnelediği ‘Madde 22’ ile Jason Hale’in rejisiyle sunulan ‘Lefty’yi Beklerken’ keyifle izlenirken, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı öğrencilerinin Lemi Bilgin’in sahnelemesiyle kotardığı Çehov’un ‘Üç Kız Kardeş’i birçok profesyonel yapımdan daha başarılıydı. Dikmen Gürün’ün dikkatimizi çektiği, Sahne Kadir Has yapımı ‘Dirmit’i de anmadan geçmeyelim.

Türkiye gibi büyük bir ülkede yer alan tiyatro olaylarının tümünü eleştirinin süzgecinden geçirmenin olanaksızlığını bilirsiniz. Bu yazıda yer almayan onlarca yapıma sevgiyle, bilinçle, özveriyle dökülen emek elbette saygı hak etmektedir.

2018 tiyatrocular için mutlu, keyifli bir yıl olsun.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler