Şehircilik! (2)

07 Ağustos 2018 Salı

Alman şehircilik uzmanı mimar Hermann Jansen’in (1869 - 1945) Almanya’da Berlin, Köln, Nürnberg ve İspanya’da Madrid kent planlaması yarışmalarından sonra 1927’de Ankara plan yarışmasını da kazandığını yazmıştık!
Ancak Jansen’i istifaya götüren sürece göz atalım: Jansen’in Mustafa Kemal Atatürk ile bir görüşmesini Cumhuriyet’in kuruluş yıllarının ünlü gazetecisi ve milletvekili Falih Rıfkı Atay’dan (1894 - 1971) bir alıntıyla başlayalım:
“Jansen bir sual sordu: Bir şehir planı tatbik edebilecek kadar kuvvetli bir iradeniz var mıdır? Atatürk kızdı. ‘Koca memleketi yedi düvelin elinden kurtarmışız. Bir Ortaçağ saltanatını yıkarak yerine bir Yeniçağ devleti kurmuşuz, bunca devrimler yapmaktayız. Bütün bunları başaran bir rejimin, bir şehir planını tatbik edebilecek kuvvette olup olmadığı nasıl sorulabilir?’ diye biraz sertçe cevap verdi. Dik kafalı Prusyalı ise ‘Belki sizin hakkınız var. Biz Almanya’da bile türlü güçlüklere uğruyoruz da, onun için sormuştum!’ dedi.”

***

Atatürk’ün, bulvarı 130 m. genişlikte öngörmesi üzerine o günlerde sokaktaki insanlar Atatürk Bulvarı’nın bu denli geniş yapılmasını şöyle değerlendiriyorlardı:
“Bu kadar geniş yol olur mu? N’olacak sarhoş, ayyaş kafa!”
Çankaya’daki “sarhoş, ayyaş” söylentisinin ortaya çıkmasının baş mimarı, dönemin Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan idi... Atay’ın Çankaya kitabından alıntılayalım:
“Bir imar komisyonu yapmıştık. (...) Rahmetli vali ve belediye reisi Nevzat da komisyonun azası idi. Bir ecnebi mütehassısın (Jansen’in) dediklerini yapmaktan başka elinden bir şey gelmeyen belediye reisi olmaya daha ilk günü isyan etti. Açıkça muhalefet de edemeyeceği için, âdet olduğu üzere devamlı bir baltalama yolu tuttu!”
Tandoğan şöyle diyordu: “Malatya’da dağ başında yollar yapmışım. Jansen bana şehir içinde sokak yapmayı mı öğretecek?”
Bu engellemeler karşısında Jansen şu tepkiyi göstermişti: “Tuhaf zat bu valiniz, evinde iki ampulü yanmazsa bir elektrikçi çağırır. Tesisata el sürmez; çünkü elektrikte ölüm vardır. Ölüm olmadığı için benim planıma durmadan karışıyor. Hâlbuki şehircilik, elektrik tesisatçılığından çok daha ince bir sanattır. Artık, Ankara imar planının altından benim imzamı silebilirsiniz...”
Jansen, Atatürk’ün ölümünden sonra bu tür tepkilere dayanamamış, 1939’da istifa etmişti!
Ankara’nın simge meydanlarından birine “Nevzat Tandoğan” adı verilmiş, 2012’de Nevzat adı kaldırılmış ve 2015’te de adı tümden silinerek “Anadolu Meydanı’na” dönüştürülmüştü.
Jansen, Ankara dışında da İzmit, Gaziantep- Mersin, Ceyhan-Tarsus ve Adana’nın da planlarını yapmıştı...

***

“Çankaya’daki ayyaş”, İstiklal Savaşı’nı kazanmış, 1920’de Ankara’yı başkent yapmış, 1923’te Cumhuriyeti kurmuştu. Onun için bunlar yeterli değildi. Artık ilk amacı Ankara’yı çağdaş ve gelişmelere açık uluslararası boyutta bir kent yapmaktı.
Jansen’den önce Ankara’ya “mimarlık ve şehircilik, siyasanın ayrılmaz parçalarıdır” düşüncesindeki Alman kent plancısı Carl Christoph Lörcher’i 1924’te davet etti.
Jansen’in Hitler karşıtlığı yerine, Lörcher Mussolini hayranı idi. Lörcher, Osmanlı kültüründe yetişmiş olan Türk meslektaşlarından farklı olarak Ankara’nın “Helenistik çağlardan itibaren çeşitli imparatorlukların merkezi olmasından dolayı ve de Roma İmparatorluğu’nun mirası Augustus Tapınağı’nı planına odak noktası” yapmıştı.
Ankara Kalesi’ni tarihsel miras olarak korumak yerine “Kalede bir teras üzerinde, yönetim binalarının yer almasını, böylece Kale’nin tarihsel geçmişi yerine Kemalist yönetimin simgesi olmasını” öngörmüştü. Bu yaklaşımında Mussolini’nin “Roma İmparatorluğu” felsefesi temel olmuştu!

Yeni Yayınlar...

Adı: Kent, Yerel Yönetimler ve Toplu Konut Yazıları
Yazar: Prof. Dr. Cevat Geray
Editör: Dr. Hasan Hüseyin Doğan
Palme Yayınevi’nin 2 ciltlik 1306 sayfalık bu kitabı bu yıl yayımlandı.

***

Adı: Kent Planlamasının Başlıca Uygulama Alanları
Yazar: Prof. Dr. Cevat Geray
Editör: Dr. Hasan Hüseyin Doğan
Aynı yayınevi, 242 sayfalık bu kitabı da çıkardı.
“Efsanevi Dekan” Prof. Dr. Cevat Geray’ın bu kitaplarını başta Çevre ve Şehircilik Bakanı ile çalışanlarına, ayrıca tüm valilere, kaymakamlara, belediye başkanlarına ve tüm yetkilileri ile kütüphanelere öneririz.
Düzeltme: Son yazımdaki SBF olaylarının tarihi 29 Nisan 1960 olacaktı... (Devam edecek...)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları