Özgür Mumcu

Trump gidiyor mu?

23 Ağustos 2018 Perşembe

Donald Trump, başkan seçildiğinde iktidar çevreleri ne kadar da neşeli ve coşkuluydu. Demokratların adayı Hillary Clinton, Gülenci ilan edilmişti. Türkiye’ye karşı oyunlar peşinde koşan Amerikan müesses nizamını yıkması beklenen Trump’a karşı kollar açılmıştı. Yeni Amerikan başkanını kucaklamaya hazırdılar. Siyasal İslamcı bir mizah dergisinde rabia işareti yapan bir Donald Trump karikatürü “Ne yapsalar boş, Clinton’ın ötesinde bir Trump vardır” başlığıyla yayımlanmıştı. Adama neredeyse AKP’nin Amerikalı adayı muamelesi yapmaya varacak bir hayranlık duyuluyordu.
Tutarsız ve darmadağın bir siyaseti pragmatizm diye yutturmayı ana ilkesi haline getirmiş iktidarın, bu büyük aşktan vazgeçip taraftarlarının Trump’ı protesto etmek için turp ısırması çok vakit almadı.
Rusya’yla ilişkiler kötüyken, Türkiye’deki terörist saldırılardan Putin’i sorumlu tutan medya, dün âşık olduğu Trump’ı bugün baş düşman belliyor. Yarın işler değişirse yine Donald reis diye manşet atmaktan da çekinmezler.
Tabii, Trump’ın bir yarını olacaksa. Geçen salı, ABD’nin skandallarıyla meşhur başkanı siyasi hayatının şimdilik en zor gününü yaşadı. Hem eski avukatı Michael Cohen hem de eski kampanya yöneticisi Paul Manafort iki ayrı davadan mahkûm oldu.
Vergi kaçakçılığı, dolandırıcılık, Trump’ın beraber olduğu bir porno yıldızına ve Playboy güzeline sessiz kalmaları için ödeme yapmak. Manafort, hayatının geri kalanını hapishanede geçirebilir. Trump’ın sırlarına hâkim olan eski avukatı Cohen ise savcılıkla işbirliği yapmaya karar verdi. Cohen’in avukatı Lanny Davis, müvekkilinin “2016 seçimlerindeki hileler, gizli anlaşmalar ve bilişim suçlarına dair” bilgilere sahip olduğunu açıkladı.
2016 seçimlerine Rusya’nın müdahalesini soruşturan özel yetkili savcı Mueller’in eli çok güçlenmiş durumda. Cumhuriyetçiler henüz Trump’a verdikleri desteği çekmedi. Ancak başkanın azledilme ihtimali hiç olmadığı kadar yakın. Yaklaşık 100 gün sonra yapılacak ara seçim de hesaba katılırsa, ortalık iyice karışacağa benziyor.
Amerikan başkanlık sistemi keskin bir kuvvetler ayrılığına dayanıyor. Bu davalar ve soruşturmalar ise yargının bağımsızlığını koruduğunu göstermekte. Benzer bir durum bizde olsa, herhalde savcıların ve hâkimlerin akıbeti pek parlak olmazdı.
Trump’ın azledilmesi dünya için hayırlı bir iş olacaktır. Yeni otoriter popülist dalganın en önemli temsilcisinin skandallarıyla beraber siyaset sahnesinden çekilmesi dünyada demokrasiden ve çoğulculuktan yana akımların derin bir nefes almasını sağlayacaktır.
Henüz ABD’de ortalık karışık. Neler olacağını şimdiden öngörmek zor. O siyasal İslamcı mizah dergisi şimdiden yeni bir ABD başkanının gelmesine hazırlansa iyi olur. Belki onu da rabia işareti yaparken resmetmek isterler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları