Barış mı dediniz?..

02 Eylül 2018 Pazar

1 Eylül tarihini Türkiye’de “Dünya Barış Günü” olarak kutluyoruz. Söz gelimi “kutluyoruz” diyorum. Yoksa milletin pek umrunda değil. Umrunda olanları da, ne yapıp yapıp içeri hapse tıkıyoruz zaten! (Bakınız: Barış İçin Akademisyenler, Barış İçin Gazeteciler vb...)
1 Eylül’ün seçilme nedeni, Nazilerin 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal etmesiyle İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıç tarihi sayılması... Türkiye dışındaki birçok ülke ise 21 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak kabul ediyor. 21 Eylül Birleşmiş Milletler’in kararı. O gün Birleşmiş Milletler’deki koca “Barış Çanı” çalınıyor; sayısız etkinlik düzenleniyor. Ki o dev çan Japonlar tarafından yapılmıştır. Dünyanın her yerinden çocukların yolladığı bozuk paralardan yapılmış bir çandır...

Çan çalmıyoruz
Biz, PEN Türkiye Merkezi olarak, 1 ya da 21 Eylül demedik, tüm eylül ayını “Barış Ayı” ilan ettik. Barış gereksiniminin daha çok vurgulandığı ve iyi bir hayat özleminin dile getirildiği bir ay olmasını diliyoruz. Farklı kentlerde, herkese açık edebiyat ve barış temalı söyleşiler düzenliyoruz.
15 Eylül’de İzmir, Bornova Kültür Merkezi’nde. (Hayri K. Yetik, Pırıl Erçoban, Bekir Yurdakul, Mustafa Kaylı.) 21 Eylül’de Ankara Yılmaz Güney Sahnesi’nde. (Erendiz Atasü, Yaşar Seyman, Alper Akçam ve Ahmet İnam.) 25 Eylül’de TÜYAP Diyarbakır 6. Kitap Fuarı’nda. (Halil İbrahim Özcan, Aslı Peker, Celal İnal, Ahmet Çakmak.) Ayrıntıları PEN sitemizde bulabilirsiniz. (www.pen.org.tr) Tüm okurlar davetlidir.
Bunlar için yer ayarlamak, zaman ayırmak, konuları, konuşmacıları saptamak, duyurularını yapmak, ilgiyi canlı tutmak, vb. elbet gönüllü emek, çaba gerektiriyor. Bu çabayı gösterenlere teşekkürümüz sonsuz...

ÖSO’nun maaşı
İşte bunlarla uğraşırken...
Derken efendim...
Herkesin bildiği ama yüksek sesle söylemeye korktuğu bir haber sosyal medyada öylesine yaygınlaşıyor, öylesine dillere düşüyor, öylesine mizah malzemesi yapılıyor ki, siz de acaba sadece çan mı çalsak demeye başlıyorsunuz...
Haber şu:
Hani adına “Özgür Suriye Ordusu” denilen dünyanın her yerinden gelmiş cihatçıların oluşturduğu ordu var ya... İçlerinde Afgan’ı da var, Alman’ı da... İşte onlar, Türkiye’den aldıkları maaşı artık Türk Lirası olarak değil, Suriye Pound’u olarak almak istiyorlarmış...
Adamlar haksız mı yani, dolar bilmem kaça fırladı, paramız eridi pul oldu. O kadar az parayla nasıl savaşırlar, nasıl insan öldürürler...

Barış mı, bağrış çağrış mı?
Bu söylediklerimden bağımsız olarak Barış Günü için PEN Yönetim Kurulumuzda şair Haydar Ergülen’den birkaç satır istemiştim. İşte yolladığı sözcükler: Bir de buradan yakın:
“Barış da neymiş ya? Bu kadar düşmanımız varken dünya yüzünde, barışmak da neyin nesi? Kim çıkarıyor bu saçma sapan saptan samandan sözcükleri? Tutturmuşlar bir barış barış barış! Koro musunuz nesiniz? Yoksa parayı verenin çaldığı düdük müsünüz? Düdüksünüz oğlum siz düdük! Bırakın bu teraneleri, kimse yutmuyor artık bu naneleri! Barışınız sizin olsun, alın, başınıza çalın!
Savaş gibisi var mı? Dünyadan kötüleri, düşmanları temizlemek, sonra da birlik beraberlik içinde yaşamak gibisi var mı? Dünya savaş üzerine kurulmuş, ister orman kanunu deyin, ister kurt kanunu, kurtlukta düşeni yemek kanundur ve de büyük balık küçük balığı yer…
Hişşşşt alooo, bak hiç oralı olmuyor, ben kime diyorum, kızım, oğlum akıllı ol! Bugüne kadar barış dedin de ne geçti eline ha? Aklını başına topla, durduk yerde kaşınma, başıma bela olma, efendi ol, uslu uslu otur oturduğun yerde! Bak hâlâ yazıyor, kızım, oğlum yazmasana, yazma lan! (…….)

Beğendin mi yediğin haltı? Seni kaç kere uyardım, yapma oğlum, yazma kızım, tutturdun barış da barış! Sopayı yedin oturdun! İnsanı barış diye çileden çıkarıyorsunuz, dayağı yiyince de bağrış çağrış oluyorsunuz!
Hadi şimdi sıkıysa kutla da göreyim barış gününü!
Barışmış! Başlarım barışından!
Barış Günü mü?
Dünyada kutlamayız!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları