Deniz Yıldırım

Brunson ötesi dersler

17 Ekim 2018 Çarşamba

Olaylar ışık hızında gelişti. Tanıklar yanlış anlaşıldıklarını, “öyle bir şey” söylemediklerini “üzülerek” ifade ettiler. Mahkeme kararını verdi, yurtdışı çıkış yasağı da hemen kaldırıldı. Brunson akşam uçaktaydı.
Önce pozisyonlara bakalım. Erdoğan geçen yılki konuşmasında “Bir papaz da sizde var. Siz onu bize verin, biz de size onun yapalım yargıda şeyini, size verelim” demişti. Bu konuşma Brunson yargılamasını Türkiye-ABD ilişkileri açısından bir pazarlık görüntüsüne taşımış ve Türkiye yargısının ülkeyi yönetenlerin jeopolitik ve sürekli değişken dış siyasetlerinin bir aracına dönüştürüldüğü algısını da yerleştirmişti.

Trump ise özellikle Temmuz 2018’den itibaren bu konudaki pozisyonunu sertleştirdi. Özetle “pazarlık, anlaşma yok.Önce siz adım atacaksınız” şeklinde bir hizaya sokma tutumuydu ABD’nin yaklaşımı. Dünya sistemindeki gücüne göre konuşuyor, eşitler arası bir ilişki olmadığını hatırlatıyordu. Konu sadece Brunson değildi, hiyerarşi test edilmekteydi. Brunson vakası, Türkiye-ABD ilişkilerinin bundan sonraki işleyiş yöntemine dair de bir testti.
Sonuçta Trump’ın dediği oldu. Trump birkaç gündür ısrarla Erdoğan’a teşekkür ediyor. Bu bir yandan Erdoğan yönetiminin yargıya müdahale etmek zorunda kaldığı mesajını uluslararası alana yaymak; diğer yandan da “pazarlık yapmadık, fidye ödemedik” diyerek ABD’nin caydırıcı ve son sözü söyleyen ülke pozisyonuna sahip olduğunu göstermek amacını taşıyor. Aynı süreçte Suudi monarşisine “biz olmasak iki hafta iktidarda kalamazsınız” hatırlatması boşuna mıydı? İktidar saraylara kaydıkça, emperyalizme bağımlılık artıyor. Altın kural.
Trump yönetimi bunu nasıl başardı? Döviz bağımlısı Türkiye ekonomisinin zayıflıklarına, yumuşak karnına oynayarak. Çünkü emperyalizm karşısında Amerikan mallarını boykot etmekten, telefon kırmaktan öte bir programı olmayan, kendi gündelik siyasal ihtiyaçları uğruna halkın daha da fakirleşmesine göz yuman bir iktidar var ülkede. Kriz derinleşiyor; ekonomi dışa bağımlı. Dövizle borçlanmış sektörlerin yaklaşan krizi bir yanda; her alanda dövize bağlı zamlar ve hayat pahalılığı diğer yanda. İktidar Brunson vakasını uluslararası alanda hedeflediği şekilde bitiremediği gibi, bu gerçeklere de yenildi ve sürecin sonucu halkın daha da fakirleşmesi oldu.
Bu da gösterdi. Bir ülke emperyalizme karşı görüntüde bile olsa bir siyasi kavga vermek zorundaysa, önce evinin içini düzenleyecek. Zayıflıkları, yaraları onaracak, içeriyi sağlamlaştıracak. Oysa durum böyle mi? Halk kutuplaştırılmış, ülke bu kadar sorun karşısında tek bir ailenin yönetimine adım adım teslim edilmiş, farklı görüşler susturulmuş, ekonomi ise bağımlı hale getirilmiş halde. Ve iktidarın krizi aşmak için reçetesi yok. Bu halde emperyalizmle kavga minderi açan, olsa olsa ülkeyi daha da bağımlılaştırır. Brunson kapışması bunu gösterdi. Şimdi Trump benzer her gerilimde nasıl kazanacağını öğrendi; bu yöntemi yerleştirecektir.
Tam da burada çuvaldızı kendimize de batırmalıyız. Brunson olayı genel olarak alaysı şakalara, iktidara “böyle diyordunuz, şöyle yaptınız” şeklinde bir tutarlılık testiyle karışık eleştirilere malzeme yapılıyor içeride. Fakat gelecekte Türkiye gerçekten bağımsız, kamucu bir ekonomik rotaya girdiğinde, çok kutuplu bir dünya siyaseti için blokları çeşitlendirme arayışına yöneldiğinde, NATO üyesi bir ülkeye ABD tarafından nasıl yaklaşılacağının da habercisiydi Brunson vakası. Türkiye’de genel olarak halkçı diyebileceğimiz muhalefet çevrelerinin bir iktidar perspektifi olmadığı gibi, kamucu ve gerçekten bağımsızlıkçı bir siyasal iktidara ABD tarafından gelecek salvolara karşı hangi direnç noktalarına sahip olmak gerektiğine dair bir hazırlık da yok ne yazık ki.
Bugün müttefiki bir ülkeye sadece Brunson için bunca yaptırım uygulayan, daha da kapsamlı kopuş yaptırımlarının/ tehditlerinin ucunu gösteren ABD, yarınki Türkiye’de halkçı bir iktidar şeker, tütün tekellerinin ve içerideki uzantılarının tekerine çomak soktuğunda, ülkeyi küresel finans tekellerinin boyunduruğundan kurtaracak, yerli üretimi destekleyecek, halkın geçimini iyileştirecek kamucu bir ekonomi modeli uygulamaya koyduğunda ve bu model dünyaya örnek olma potansiyeli taşıdığında boğmak için neler yapmaz?
Ekonomi küresel, sadece içeride iktidar olmak yetmiyor. Bağımsızlık için içeride siyasal birlik ve demokrasi, halkçı ve kamucu bir ekonomi; dışarıda bölgesel ittifaklar ve çok kutuplu siyaset gerek. Tamam, bu iktidar bunları yapamaz da, yapabilecek alternatif ufukta var mı? Buna da odaklanalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cumhuriyet’e veda 4 Haziran 2022

Günün Köşe Yazıları