Çukura düşme, fabrika iflasları, yangınları...

03 Kasım 2018 Cumartesi

Dün sabah, İstanbul Ümraniye’deki metro yapımı çalışmasının sürdüğü yolda önceki gece yaşanan çökme haberiyle uyandık. Göçük altında kalan iki güvenlik görevlisinin cesetlerine saatler sonra ulaşılabildi. Dudullu-Bostancı Metro hattı şantiyesinin yanındaki yolda meydana gelen 10 metre çapında, 7-8 metre derinliğindeki çukura ilişkin İBB açıklamasında, istasyon kazı destek sisteminde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığı bildirildi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri’nden öğleden sonra ulaşan ilk açıklamada ise, “hızlı bitirme, kamu ihalelerinde ihaleyi alan firma üzerinden, zincirleme taşeron sistemi içinde alt taşeronluklar eliyle, ucuz maliyet, kısa sürede yüksek kazanç çarklarında bu türden kazalara davetiye çıkarıldığının” altı çizildi. Sonuç olarak Türkiye, AB içinde iş kazalarında ölen işçi sayısı ile 1., dünyada 3. ülke konumunda yüz kızartıcı rekoru kıran ülke konumunda.
Başkan Erdoğan’ın, en çok beton kullanılan, en çok ağaç kesimine, çevre katliamlarına neden olan; işçilerin, en acımasız sömürü koşullarında çalıştırıldıkları, kesin bilinmeyen sayı ile can verdikleri, isyan edince de hem bilinmeyen sayılarla işten atıldıkları, bir kısmı da hâlâ cezaevinde iken... dünyanın en büyük havaalanının açılışını yaptığı, bu uğurda Cumhuriyetin başkenti Ankara’dan Cumhuriyet Bayramı kutlamasını söz konusu şantiyeye taşımakla çok övündüğü verilerin reklamları, yüzde doksan beş üstü medya güdüleme gücü ele geçirilmiş yayınlarda soluksuz sürdürülürken...
Zincirleme taşeronluklar sistemi içinde ülkemize, işçimize, hepimize ödetilmekte olunan bedellerin altından çıkılamaz, arapsaçı durumlara düştüğümüz ortada. Belleği silinmiş hallerimizin vahameti bir yana, daha geçen hafta içinde görüntülü olarak yolda yürüyen iki öğretmen kadınımızın çukura düşme görüntülerini, sağ kurtulmuş olmaları ile teselli olarak kara mizah gibi seyretmemiş miydik? Yakın aralarla karayollarında, tarlalarda oluşan kocaman kocaman çukurların şaşkınlıkla izlenen görüntülerini nasıl açıklayacağız?

***

Bilimsel teknolojinin en ileri yatırımı ile ülkemizin havacılık, yetmez insansız savaş uçakları başta, terörle savaş teknolojisinde zirveye çıkarılması, uçurulması, İstanbul’un dünya taşımacılığında bir numara yapılması reklamlarının bombardımanında bu çukura düşmelerle yüzleşme gerçekleri büyük büyük düşmanların işi olabilir mi?
Ilımlı İslam projesiyle Erdoğan Liderliğinin 2002 iktidar ittifakında etkin rol oynayanlar, en azından Irak işgaline Türkiye üzerinden izin vermemekte direten Ecevit İktidarının devrilmesinde katkıda bulunanlar, hevesle uzun yıllar destek verdikleri projenin mayasını İslam dünyasında tutturamayınca, bu kez Osmanlı’dan günümüze hep arkasında durdukları Suudiler sultanlığına ılımlı don giydirerek Ortadoğu’yu İslam dünyasını sil baştan düzenleme ataklarında değiller mi?
Şimdilik Prens’in has kadrolarının İstanbul konsolosluğunda tam destekçilikten azıcık sapmış, üstüne üstlük Amerikan medyasında görev yapan bir gazeteciyi öldürdükleri, cesedinin parçalandığı dahi kanıtları ile ortaya çıkmışken... Ortadoğu, İslam dünyası, enerji yatakları, üstüne Akdeniz doğalgaz yatakları paylaşımları, yeni sınırlar, yeni cephe ittifakları içinde, kuşkusuz İsrail, Kudüs odak yapılmış olarak, çıkarlarının aynı ilişkiler ağında, çaktırmadan çöl kutsal ittifakı alt temsilciliklerle sağlanmış olarak...
Altüst dünya dengeleri, emperyal çıkar oyunları, tuzaklarının nerelere evrileceği en çok bilinmeyenli arapsaçı hallerinde... Türkiye, tam da tuzakların odağında, oyunlarda en çok, en kolay bedel ödetilmesinde sakınca görülmeyen konumda... Emperyal ülkelerde yaşanan liderler otoriterleşmesinin, en çarpık örneğinin denendiği, hem parti, hem başkan umacı modeliyle; devamı olduğu Atatürk devrimciliğine dayalı laik cumhuriyet mirasını reddetmiyormuş gibi yapıp, anayasal düzeni, hukuku ile köktenci reddeder konumda, siyasal İslamcılık temelinde siyaset yürüyüşünde... Başkanlık rejimlerinin güçler ayrılığı, Meclis, yargı bağımsızlıkları ilkelerini de tanımıyor olarak...
Çukura düşme, fabrika iflasları, yangınları haberlerinin yağmurlarından saklanamaz hallerde... Raporlarda tarikatlara emanet edilen çocuklar patlaması, bütçede eğitimin payının düşmesi, en değerli çocuk eğitiminde dünyada en yoksul ülkelerin gerisine düşmüş olması, her kademe eğitimde, bilimsel başarılarda diplere düşüşler.. saklanamadığı gibi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sallanan piramit 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları