Mehmet Ali Güller

7 maddeli İsrail - S. Arabistan anlaşması

12 Kasım 2018 Pazartesi

İran’a karşı kurulan İsrail-Suudi Arabistan stratejik ittifakının mimarı ABD’dir. Dönemin İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold ile Suudi Arabistan’ın hükümet danışmanı Enver Macid Ekşi, 17 ay boyunca yapılan temasların ardından, ABD direktörlüğünde 4 Haziran 2015’te Washington’da 7 maddelik bir anlaşmaya vardılar ve bunu ünlü CFR’de Elliot Abrams’ın moderatörlüğünde ilan ettiler.
Peki, bu 7 madde neydi ve 3 yılın ardından bu maddelerde durum ne? İnceleyelim:

Arap-İsrail anlaşması
1.
“İsrail ile Araplar arasında bir barış planının yapılması.”
İsrail’le Camp David’e dayanan ilişkisi olan Mısır, İsrail-S. Arabistan ortaklığına dahil olarak bölgesel bir üçgen oluşturdu. Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman ise son dönemde İsrail’le önemli temaslar kurmakta. 27 Ekim’de Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi Bahreyn’de yapılan Manama Diyaloğu-Bölgesel Güvenlik Zirvesi’nde “İsrail ile işbirliği yapma zamanının geldiğini” belirtti.
Riyad koordinatörlüğünde Arap ülkeleri, ABD’nin “yüzyılın anlaşması” diye nitelediği İsrail-Filistin “anlaşması” girişimine uygun olarak konumlanmaya başladı.
2. “İran’da rejim değişikliği.”
ABD’nin 4 Kasım’da başlattığı İran’a yaptırımlar, doğrudan İran ekonomisini hedef alarak halkı Tahran yönetimine karşı kışkırtmayı ve nihai olarak rejimi yıkmayı amaçlıyor.
Kısa vadede İran bu yaptırımlardan etkilenecekse de Avrupalı müttefiklerini yanında göremeyen ve yalnızlaşan ABD, uzun vadede bu girişiminden sonuç alamayacak.
3. “Ortak bir Arap ordusunun oluşturulması.”
ABD şu 8 ülkeyi “Arap NATO’su” diye nitelenen Ortadoğu Stratejik İttifakı içinde bir araya getirdi: Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Bahreyn,Katar, Umman, Mısır ve Ürdün. (Katar 3 Kasım’da Mısır’da başlayan ve iki hafta sürecek bölgesel tatbikattan dışlandı.)
Bu ülkelerin Batı menşeli silahları var ama ciddi orduları yok. ABD bu nedenle ittifaka Pakistan’ı dahil etmeye uğraştı ama bunu başaramadı. Pakistan, İran’a karşı pozisyon almak istemediği için bu ittifaka girmedi.

Basra’dan Akdeniz’e koridor
4. “Türkiye sınırında bağımsız bir Kürt devletinin kurulması.”
ABD’nin nihai hedefi Basra’dan Doğu Akdeniz’e bir enerji koridoru kurmak. Irak’ta iki işgal neticesinde Barzanistan’ı ilan ederek koridorun ilk parçasını oluşturan ABD, bir süredir Suriye’nin kuzeyini de koridorun ikinci parçası olarak inşa etmeye çalışıyor.
Ancak Suriye, İran ve Rusya’nın da desteğiyle direndi. ABD şimdi bir taktik hamleyle en azından Fırat’ın doğusunu “alt koridor” olarak kurmak istiyor. AKP Hükümeti’ne Fırat’ın batısına karşılık Fırat’ın doğusunu kabul ettirmeyi istiyor.
5.
“Körfez ülkelerinin birlikte hareket etmesi.”
Körfez ülkeleri Katar’a karşı birlikte hareket edebildi ve topluca ambargo uygulayabildi. Fakat istedikleri sonucu alamadılar.
6. “Yemen’de barış sağlanması.”
Yemen’de barış, Suudi Arabistan’ın savaşı kazanmasından sonra kurulacak barış masasıydı.
Riyad, savaşı kazanamadı ve “barış” masası kurulamadı.
7. “Arap dünyasındaki demokratik hareketlerin desteklenmesi.”
Suudi Arabistan’da bir saray darbesiyle veliaht prens olan Muhammed bin Selman, ardından yine bir saray darbesiyle rakibi prensleri tutukladı, teslim aldı, mallarına el koydu. Prens Muhammed bu arada sözde demokratikleşme adımları olarak kadınlara ehliyet verilmesi, maç izlemelerine izin verilmesi vb. uygulamalara soyundu.

ABD’yle hareket eden kaybeder
Bölgemizde planlaması çoktan yapılmış bir büyük stratejik çarpışma yaşanmakta.
Amerikan hegemonyasının inişte olduğu bu yeni süreçte, kimi taktik taarruzlarına bakarak ABD ile hareket etmeyi seçen kuvvet, uzun vadede ABD’nin yenilgisine ortak olacaktır.
Hesap, dünyanın merkezinin Atlantik’ten Asya-Pasifik’e kaymasına ve tek kutuplu dünyadan çok merkezli dünyaya geçilmesine göre yapılmalı.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları