Kaos ve eğitim yetersizliği, ulusal heyecanımızı yakalamamızın en güçlü engeli... Bunu dün gece uğruna inandığımız Konya’da bir kez daha yaşadık. Penaltı golüyle yenildiğimiz İsveç, sahasında kaybettiği 90 dakikanın da rövanşını aldı. Lucescu yönetiminde yenilenen takımımız, ilkyarıda daha etkili görünse de sadece bir pozisyona girebildi. İlk bölümde ayrıca Sinan Bolat’ın elinde kaçırdığı topla da sıkıntı yaşadık. 2. yarıda iki takım da C Ligi’ne düşmeme mücadelesi verecekti. Bu gerçeğin bilincine daha yakın duran da İsveç oldu. Baskılı başladıkları ikinci 45 dakikada takımımıza nefes aldırmadılar. Sadece Cengiz’le atak yapmaya çalışan ulusal takım, İsveç’in takım oyunu karşısında yetersiz kaldı. Ve bunun sonucunda da penaltı golüne boyun eğerek C Ligi’ne düştük.
Biz artık futboldaki yerimizi bilmeliyiz. Yaşanılan kaos ve eğitim yetersizliği sahaya yansımış sayılabilir. Lucescu’nun tecrübesi ve gençleşen kadromuzun uluslararası maçlarda yetersiz oluşu, kendi futbolcumuzun eğitim eksiliğinden kaynaklanıyor. Hangi teknik direktör gelirse gelsin kulüplerimizin çok ciddi biçimde genç futbolcular yetiştirmesi şart. Kanat ataklarında yetersiz olan takımımız, orta alanda çok başarısızdı. Yaratıcı oyuncunun olmayışı, Yunus Mallı gibi hareketli ama etkisiz bir futbolcunun Hakan’la birlikte sonucu değiştirmeye gayretleri yetmedi. Sonuçta futbolun gereklerini yerine getirmeye çalışırken daha güçlü fiziği olan İsveç, maçı alıp bizi C Ligi’ne itti.