Yeni dünyada Türkiye’nin yeri

20 Kasım 2018 Salı

Yeni pazarlar ve gelişen ekonomiler açısından bakınca küresel güç dengesinin Çin, Rusya, Hindistan blokuna kaydığı görülüyor. Almanya da bu bloka ve Rusya’ya yakınlaşıyor. Çin tarafından başlatılan, 1 trilyon dolarlık yatırımı ve 3 milyardan fazla nüfusu bünyesinde taşıyan “bir kuşak bir yol” isimli proje küresel dengeleri sarsıyor. Uzak Asya’yı, Türk cumhuriyetleri ve Rusya üstünden Avrupa’ya bağlayan bu projeye pek çok Avrupa ülkesi katıldı, katılmaya devam ediyor. Tarihi İpek Yolu’nu izleyen proje hattında artacak ticaretin yerel para birimleri ile yapılması öngörülüyor. Ayrıca bu bloka dahil olan Rusya ve İran’ın en büyük petrol ve doğalgaz tedarikçisi olduğunu da unutmayalım.

AB’nin ekonomik performansı
Çin, Hindistan ve Rusya’nın aksine Avrupa Birliği ekonomik olarak hayli durgun. 2008 yılında toplam 14 trilyon dolarlık bir gelire sahip olan AB, 2017’de 12.6 trilyon dolara geriledi. Yani 10 yılda bırakın büyümeyi küçülen bir AB var. Avro para birliği 1999 yılından beri Almanya’yı güçlendirip 2.5 trilyon doların üstünde dış ticaret fazlası elde etmesini sağlarken, Hollanda hariç geri kalanlar yerinde sayıyor. Birliğe kalkınma hayaliyle katılan İspanya ve Yunanistan’ın durumu çarpıcı. Yunanistan’ın 2008 yılında 354 milyar dolar olan geliri 2017 yılında 200 milyar dolara indi! İspanya’nın ise 2008 yılında 1 trilyon 635 milyar dolar olan geliri, 2017 yılında 1 trilyon 311 milyar dolara geriledi. Yani 10 yılda bırakın büyümeyi, küçüldüler. İtalya her an borç krizine girebilir.

Hangi birlik bizi kalkındırır?
Bu soruya çarpıcı bir veriyle cevap verelim; Türkiye 2007-2016 arasında AB ile dış ticaretinde toplam 178 milyar dolar açık verdi. Yani AB kapısında 55 yıl beklemek, Gümrük Birliği sürecini uygulamak, havai fişekler atmak bize bir şey kazandırmadı. Bunu söylerken karşımıza başka bir gerçeklik dikiliyor. Aynı dönemde Çin ile dış ticarette 179 milyar dolar açık verdik. Stratejik ortak(!) ABD’ye bakınca onlara karşı da 68 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz.
Gördüğünüz üzere mesele hangi birlik, hangi blok meselesi değil. Bu halimizle hangi birliğe girsek kaybeden oluyoruz. Mesele bizim planlı kalkınmadan, üretimden vazgeçmemiz, rekabet gücümüzü kaybetmemizdir. Eğitim ve teknolojideki gerilemedir. Türk sanayisinin küresel rekabet yerine küresel markaların taşeronu olmak zorunda kalışıdır.
Çarenin planlı kalkınma olduğunu ve bunun nasıl yapılacağını somut ve detaylı olarak yazıyorum. Tarım ve sanayide yanlışlar nedir, nasıl doğruya çevrilir. 21. yüzyıl neyi gerektiriyor, bulunduğumuz coğrafyada neler yapabiliriz.. Türkiye’nin en önemli gündemi budur.

Avrasya coğrafyası
Bize özellikle unutturulan, ama çok önemli bir potansiyel olduğu için bazılarının hiç unutmadığı(!), dil, din, ırk gibi pek çok ortak paydaşımız olan, petrol ve doğalgaz zengini Türk cumhuriyetleri ile ilgili ciddi hiçbir çalışma yapmadık. Oysa 21. yüzyılın pazarları bu bölgelerde oluşuyor. Orta Asya’yı içine alacak biçimde kurulacak Rusya, Çin, Türkiye ortaklıkları, kendi kalkınma planlarımız masada olmak kaydıyla, ortaya çok önemli bir güç, büyük bir potansiyel çıkarır. Almanya da bu bölgede yeni iş geliştirme alanları arıyor. Amerika’nın, Suriye’de meşru hükümete rağmen terör örgütü PKK/PYD’ye 17 bin TIR silah sağlayarak terör devleti yaratmaya çalıştığı bir dönemde bu işbirliklerinin şüphesiz ki farklı bir işlevi daha olacaktır…
Sn. Soner Polat’ın; “Türkiye İçin Jeopolitik Rota”, Sn. Barış Doster’in; “Azizim! Türkiye Kime Kalacak Dersin?” ve Sn. Volkan Özdemir’in;Rusya’nın Kodları” isimli kitapları bu alanda kapsamlı bilgiler içeriyor. Ayrıca Sn. Cem Gürdeniz’in; Mavi Uygarlık, Türkiye Denizcileşmelidir” isimli kitabı, Türkiye’nin tamamen ihmal ettiği, oysa büyük gücü olan denizcilik alanında yapılması gerekenleri inceliyor… Kendilerine teşekkür ederim...
10. Yıl Nutku’nun son paragrafını bir daha okuyalım; “Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.” Mustafa Kemal Atatürk.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Karagöz ile Hacivat 2 Aralık 2018
Osman Kavala olayı 27 Kasım 2018
Çizgi nedir? 25 Kasım 2018

Günün Köşe Yazıları