Eğitim ve bilim sayesinde değişim

18 Aralık 2018 Salı

Geçen hafta Beyrut’ta katıldığım “Hayvan Hakları ve Sürdürülebilir Bir Gelecek” başlıklı konferans, 13 ülkeden 31 katılımcıyı buluşturdu. Merkezi Hollanda’da bulunan Animal Politics Foundation’ın düzenlediği etkinlikte, Ortadoğu ve Afrika’yı içine alan geniş bir bölgede çalışmalarını sürdüren hayvan hakları örgütlerinin temsilcileri vardı.
Konferans boyunca hayvan haklarının durumunu ele alırken, bazı özel projeleri de öğrenme olanağımız oldu.

Hayvansal ürünlerden uzak dur, çevreyi koru
İngiltere’den bir ekolojist akademisyen de konferansın katılımcıları arasındaydı. Oxford Üniversitesi Zooloji bölümünde, coğrafya ve çevre konularında araştırma yapan Joseph Poore, hayvancılık endüstrisinin çevreye etkisi üzerine çok yararlı bir sunum yaptı.
Onu bulmuşken, hayvancılığın küresel ısınmaya etkisini de sordum. Kendilerinin yaptığı araştırmaya göre, sera gazı emisyonuna etkisinin yüzde 26 dolayında olduğunu söyledi. Ama bunun sadece gıda ile ilgili olduğunu, hayvancılığın yan ürünleri olarak deri, yün vb. üretiminin dahil edilmediğini öğrendim. Gördüğümüz farklı oranların bir nedeni de bu.
Poore, İsviçre Tarım Araştırmaları Enstitüsü’nden Thomas Nemecek ile birlikte, 40 temel yiyeceğin çevreye etkisini, sera gazı ile üretim, paketleme ve ulaştırma sürecinde kullanılan toprak ve su açısından değerlendirmiş. 40 bine yakın çiftlik ve 1600 imalatçıdan topladıkları verileri kullanarak, hesap cetveli işlevini görecek bir uygulama yaratmışlar.
Örneğin haftada 1-2 kere hamburger yediğinizde, 1 yıl içinde sera gazı üretimine 604 kg daha ekleniyor. Bu miktar, benzinli bir arabayı 2 bin 482 km boyunca sürmek ya da Londra’dan Malaga’ya uçakla gidip dönmenin etkisiyle eşit. Ayrıca bu tüketim için 6 tenis kortu büyüklüğünde 1735 metrekarelik bir arazi kullanılması gerekiyor.
Farklı yiyeceklerin çevreye etkisini görmek için BBC’nin geçen cuma yayımladığı uygulamayı kendiniz de kullanabilirsiniz. (https://www.bbc.com/news/ science-environment-46459714) Joseph Poore, araştırması sırasında hayvancılığın gezegene verdiği zararları bilimsel olarak ortaya koyunca, bir bilim insanına yakışacak tutumu alıp vegan olmuş.

Köpek yiyen ailenin köpekleri koruyan aileye dönüşümü
Beyrut’taki konferansta biri Fas’tan, diğeri Liberya’dan iki konuşmacı, insanların hayvanlara yaklaşımının değiştirilmesinde eğitimin önemini kanıtlayan projeler hakkında bilgi verdi.
“HAYAT” adlı projeyi başlatan Sally Kadaoui, Cambridge’de taksi şoförüyken Fas’ta yaşayan hayvan dostu babasının yanına dönmüş ve onun vefatından sonra hayvanları korumak için barınak kurmuş. Okullarda atölyeler yapıp hayvanların da duyguları olduğunu, insanlar gibi acı çektiklerini, kendilerine zarar gelmeyeceğini anladıklarında dost olduklarını uygulamalı olarak gösteriyormuş.
Liberya Hayvanları Koruma Derneği’nden Morris Darbo ise çocuklara yönelik eğitim programlarının yarattığı değişimden söz etti. Babasının sattığı köpekleri kaçırıp iki gün boyunca saklayan bir kız çocuğu, ailesinin hayvanlara bakışını tümüyle değiştirmiş. Kedilerin cadı olduğuna inanan bir aile, derneğin eğitim programına katılan çocukları sayesinde, iki kediye evini açar hale gelmiş. Köpek yiyen bir aile, aynı eğitimi alan oğullarının etkisiyle, artık bakımını üstlendikleri köpekleri ailenin üyesi sayan bir yaklaşımı benimsemiş.
Beyrut’taki konferansta altı çizilen gerçek şuydu: Hayvan hakları ve sürdürülebilir bir gelecek için yürüttüğümüz mücadele ile toplumda önemli değişimler yaratmak gerekiyor. Bunu sağlamak için elimizdeki en önemli araçlar, eğitim ve bilim!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları