Ne oldu bize?

06 Ocak 2019 Pazar

Bu da oldu... Bir üniversite öğrencisi, kopya çekme hakkını engelleyen, bununla yetinmeyip bir daha kopya çekemeyeceği bir belge düzenleyen öğretim üyesini silahla ve bıçakla öldürdü!
Öğrenci ifadesinde dedi ki:
“Sınıfı geçmek için kopya çekmem gerekiyordu.”
Öğrenci Hasan’ın bu gerekçesi ve sonrasında yaptığı, eğitim sistemimizin geldiği noktanın fotoğrafıdır.
Ceren Hoca’nın bedeninden akan kan, bilimin kanıdır, liyakatin kanıdır, hakkaniyetin kanıdır, idealizmin kanıdır...
Hasan’ın çektiği silah, sapladığı bıçak, cehaletin gücüdür, kendi hukukunu kendisi oluşturan densizliğin gücüdür... Bilimi, sanatı aşağılayan, hastayı hekimin üstüne salan, öğretmeni memurlaştıran, öğrenciyi tek tipleştiren, ezberi akla tercih eden zulmün gücüdür...
Olay bir üniversitede geçmemiştir, Türkiye’de yaşanmıştır...
Hasan’ın elindeki silah bireysel silahlanma sonucu değildir. Binlerce kişilik iyi eğitilmiş cehalet ordusunun bir parçasıdır.

***

Ahh be Ceren Hocam, niye kopyayı affetmedin? Niye üniversite yönetimini ikna edip, “Bugüne kadar çekilen kopyalar affedilmiştir. Bundan sonra çekilecek ilk kopyada yakalanan, ancak bir harç parası daha vererek okula devam edecektir” diye bir karar aldırmadın?
Bilmez misin, bu ülkede suçluyu affet, suçluyu ortaya çıkaranı mahvet yöntemi geçerlidir!
Hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir, sözü eski Türkiye’deydi. Şimdi en hakiki yol gösterici iktidardır, buna karşı çıkana memleket dardır. İtaat et, rahat et...
Yok öyle, bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum... Bana bir harf öğretmeye kalkanın katili olurum...
İlim Çin’de de olsa gidin, çok uzun iş... Her şeyin sahtesini keşfedin, kopyasını çekin. Aslı laf etmeye kalkarsa haddini bildirin...
Ahh be Ceren Hocam, bilmez misin, biz en kural dışı işlere bile “barış” adını veriyoruz. Ne güzel bir tanımlama buldular:
İmar barışı...
Devletin arazisine girmişsin, çevrede tüm evler üç katlı, sen altı kat yapmışsın, otopark görünen kattan iki depo, iki daire üretmişsin... iktidar demiş ki:
“Bunların hepsini yarım yasal sayacağım, şu kadar para ver. İlerde de tam yasal sayacağım.”
Biz birbirimizle barışmayız ama kuralsızlıkta barışırız, hilede barışırız...
Parayı Lidyalılar buldu, vergiyi Sümerler buldu, yüksek vergi koyup affetmeyi Türkler buldu.
Af sözcüğü biraz yıprandığı için imar affı değil, barış dedik. Ee, bu sözcük de biraz işe yarasın!

***

Sözü hiç eğip bükmenin gereği yok. İşte böyle bir Türkiye’deyiz.
Ceren Hocalar, binlerce kişi yalnız...
Hükümetlerin en kötüsü suçsuzu korkutandır. Milyonlarca kişi attığı bir adımın, kurduğu bir cümlenin suç olabileceği endişesiyle suskun...
Heeey bu gidişin nereye olduğunu gören insanlar!
Susmaktan yorulmadınız mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları