Gülengül Altınsay

Gidenler ve gidemeyenler

17 Ocak 2019 Perşembe

Sezon sonu serbest kalacak olan Babel devre arası giderek Beşiktaş’a piyango gibi 2 milyon Avro kazandırdı. Çünkü alıcısı olan bir oyuncu Babel. 2017 Ocak’ında yine ara transfer döneminde gelmişti Beşiktaş’a. Ve o süreden beri 22 gol 11 asistle takımına en fazla katkıda bulunan isim oldu.
Beşiktaş yönetimi ise sözleşme bitimine 1 yıl kalmadan bu futbolcuyla yeniden anlaşma becerisini gösterememişti. Bunun üzerine, kendisinden beklenenleri karşılamadığı gerekçesiyle taraftarın gözünde düşürüldü. Takımın oyununun, özellikle geçen sezonun 2. yarısından itibaren gittikçe seviye kaybetmesinin sorumlularından biri olarak gösterildi. Ruhsuzlukla, isteksizlikle suçlandı. Öyleyse bu formayı da hak etmiyordu.
Çok tanıdık bir manzara yani. Böylece Beşiktaş’ın övgü toplayan oyununun temel taşlarından biri daha gidiyor ama umursayan yok. Ve Beşiktaş’ın geriden başlayan akışkan oyununun niye bozulduğuna, takımın kaderinin niye sadece Quaresma’nın ortalarına(!) bırakıldığına kafa yoran da yok.
Yararlı olan futbolcular doğal olarak kulüp bulabilen oyuncular... Onlar gidiyor; sırada Tolgay var mesela. Ama yüksek ücretli kaleci Tolga talibi olmadığı için elde kalıyor. Sonra da Şenol Güneş’in sezon sonuna kadar kalması için başkanı ikna edeceği haberleri yayılıyor. Sanki Tolga’nın gidecek başka bir yeri varmış gibi. Asıl öyle bir kontrat baştan niye yapılmış ona bakmak lazım ama ona da bakan yok.
Sonuçta Beşiktaş elde kalanlara göre oynayan sıradan bir takıma dönüşüyor.
 
Burak’a kefil olmak
Biz şimdiye kadar futbolcuları Beşiktaş yönetimi transfer ediyor diye biliyorduk. Ama Antalya kampında yaptığı açıklamada Şenol Güneş ilk kez bir oyuncuya kefil olduğunu açıkladı. İlk kez Burak Yılmaz’ı ısrarla isteyip yönetime aldırttı. Kadro dışı kalmış, kulüp bulamayan bir oyuncuya, bu darlık ortamında bu ücret neden verilir, onun için neden bonservis ödenir, ayrı ama ciddi bir konu.
Neyse Burak’ın gelişi netleşince ücretleri yüksek olduğu için gönderilmesi istenen oyuncular listesinden Quaresma hemen çıkarıldı. Öyle ya Şenol Güneş’in ifadesiyle kim Burak’a havadan top gönderecekti Quaresma da giderse. Böylece Hoca’nın oyun sisteminin değişmeyeceği de netleşmiş oldu. Gerçi Quaresma’ya, hele bu saatten sonra kim talip olur o da ayrı bir soru işareti.
Sonuçta elde kalanlarla havadan top şişirme tarzı futbolun iyice yerleşeceği ortada.
O zaman Beşiktaş’ın zamanında övgü toplamış pas oyununun temel direği olmuş oyunculardan bundan böyle ne beklenecek ki…
 
Büyük takım olmak
Transferde bu anlamda da bir strateji olsa yanmayacağım. Bakın ara transfer döneminin bitmesine yaklaşık 2 hafta kaldı ama takımlar sanki daha işin başındalar. “Rota şuraya çevrildi, rota buraya çevrildi” haberlerini okumaya devam ediyoruz. Her gün yeni bir rota yeni bir isim.
Hem de ara transfer döneminde. Küme düşme psikolojisindeki takımlar gibi oraya buraya saldırıyorlar. Daha çok da kiralık futbolcu alma derdindeler. Oysa ki büyük takımlar kiralık futbolcu verir, almaz. Aslında şu ‘büyük takım’ ifadesinin açılımını da yeniden yapmak lazım artık. Büyük takım böyle mi olur? Stratejisi olmayan, uzun vadeli planları olmayan, her transfer döneminde takımın ilk on birine futbolcu alma peşinde olan takımlar nasıl büyük takım oluyorlar?
Bakın Guardiola ne diyor: “Büyük takımlar devre arasında transfer yapmamalı.” Çok doğru. Diyorum ya; büyük takımlarımız büyük de yönetimlerinin çapı ne kadar? Asıl soru bu olsa gerek… 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları