Olaylar Ve Görüşler

Gazi Mustafa Kemal ve ekonomik bağımsızlık

13 Şubat 2019 Çarşamba

17 Şubat 1923’te toplanan Türkiye İktisat Kongresi, 1920’li yıllarda Cumhuriyet hükümetlerinin uygulamaya koyduğu iktisadi, mali ve sosyal politikaların temel ilkelerini belirlemişti. “Siyasi ve askeri zaferler, ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz, az zamanda söner.”

Lozan Barış Görüşmeleri Konferansı gecikmeli olarak 20 Kasım 1922’de İsviçre Devlet Başkanı’nın açış konuşmasıyla başlamıştı. Ancak Batı Trakya, Boğazlar, Musul, Osmanlı Borçları ve Kapitülasyonlar konularında İngiltere ve Fransa’nın katı tutumları nedeniyle konferans 4 Şubat 1923’de kesilmişti. İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyeti yurda dönmüştü.
İşte bu koşullarda ve o günlerde Anadolu’nun her il ve ilçesinden seçilen temsilcilerin günler sürecek İzmir yolculuğu başlamıştı. Amaçları 15 Şubat 1923’te başlayacak Türkiye İktisat Kongresi’ne katılmaktı.(*)
Olumsuz iklim ve ulaştırma koşulları nedeniyle kongre 15 Şubat yerine 17 Şubat’ta açıldı. Salonda 1135 seçilip gelen temsilci, bakan, milletvekili, askeri ve sivil üst düzey görevliler vardı. Kongreyi İktisat Vekili Mahmut Esat Bozkurt düzenlemişti.
Davetliler arasında sadece Sovyet Rusya Büyükelçisi Aralof ile Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof vardı.

Gazi’nin konuşması
Kongre çalışmalarını Kazım Karabekir başkanlığında 4 Mart’a kadar sürdürmüştü.
Kongre’nin “açış konuşması”nı Onursal Başkan sıfatıyla Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yapacağı il ve ilçelere duyurulmuştu.
17 Şubat günü saat 10.30 civarında Gazi Mustafa Kemal Paşa, çağını yargılayan, yarı-sömürge toplum düzeninden kurtulmanın yolunu gösteren ve evrensel önemini hâlâ koruyan, o eşsiz konuşmasını yaptı. Gazi, kongrenin önemini şöyle tanımlamıştı:
“Efendiler;
Yüce kurulunuzla bugün başlamış olan Türkiye İktisat Kongresi çok önemlidir. Çok tarihidir. Nasıl ki Erzurum Kongresi, felaket noktasına gelmiş olan bu milleti kurtarma konusunda, Misakı Milli’nin ve anayasanın ilk temel taşlarını sağlamada neden olmuş, etken olmuş, öncü olmuş ve bundan dolayı tarihimizde, milli tarihimizde en önemli ve en yüksek hatırayı yaratmış ise; kongreniz de, milletin ve memleketin yaşantısını sağlayarak, gerçek kurtuluşuna yardımcı olacak kanunun temel taşlarını ve esaslarını ortaya koymak suretiyle tarihte çok büyük bir ad ve çok kıymetli bir yer almış olacaktır.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa bu tespiti yaptıktan sonra, iktisadi ve siyasi bağımsızlığın günümüzde de evrensel geçerliliği olan temel ilkeleri şöyle sıralamıştı:
1- “Bir milletin doğrudan doğruya yaşantısı ile ilgili olan, o milletin ekonomik durumudur. Tarihin ve tecrübenin süzgecinden arta kalan bu hakikat, bizim milli yaşantımızda ve milli tarihimizde, tamamen kendisini göstermiştir.”
2- “Tarihimizi dolduran zaferler ve başarısızlıkların tümü, ekonomik durumumuzla yakından ilgilidir. Yeni Türkiyemizi, layık olduğu uygarlık seviyesine eriştirmek için, her ne olursa olsun, ekonomimizi birinci planda tutarken, en çok bu konuya önem vermek zorundayız.”
3- “Çağımız tamamen bir ekonomi devrinden başka bir şey değildir. Bir milletin hayat seviyesinin yüksekliğini, refah ve saadetini sağlayan, ekonomiye dayanmaması ve buna bağlı saymaması, dikkate değer bir durum gösterir.”
4- “... kılıçla fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye ve sonunda yerlerini terk etmeye mahkûmdurlar.”
5- “Kılıç kullanan kol yorulur; fakat saban kullanan kol, her gün daha çok kuvvetlenir ve her gün daha çok toprağa sahip olur.”
6- “Siyasi ve askeri zaferler, ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz, az zamanda söner.”
7- “Tam bağımsızlık için şu prensip vardır: Milli egemenlik, ekonomik egemenlik ile pekiştirilmelidir. Bu kadar büyük amaçlar, bu kadar kutsal ve ulu hedeflere, kâğıtlar üzerinde yazılı genel kurallarla, istek ve hırslara dayanan buyruklarla varılamaz. Bunların bütün olarak gerçekleşmesini sağlamak için, tek kuvvet, en önemli temel: Ekonomik güçtür.”

Türkiye yerine İzmir
Doksan altı yıl önce 17 Şubat 1923’te toplanan Türkiye İktisat Kongresi, 1920’li yıllarda Cumhuriyet hükümetlerinin uygulamaya koyduğu iktisadi, mali ve sosyal politikaların temel ilkelerini belirlemişti.
Bazı yazar ve özel sektör temsilcileri bu eşsiz kongreden söz ederken, bilerek veya bilmeyerek fakat ısrarla, “Türkiye” yerine “İzmir” adını koymaktadırlar. Oysa kongreye katılanlar, kurulacak yeni devletin siyasal ve ekonomik bağımsızlığının sağlanması yönünde öncelikleri belirlemek ve ön kararları almak için İzmir’de toplanmıştı.
Prof. Bernard Lewis’in aşağıdaki veciz sözlerini hatırlatmakta büyük yarar görüyorum:
“Geleceği görebilmek için tarih bilmek çok önemli. Birey için hafıza neyse, bir ulus için de “tarih” odur. Tarihini çarpıtan bir toplum nörotik bir kişi; tarihini bilmeyen bir toplum ise hafızasını kaybetmiş bir insan gibidir.”
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, 96 yıl önce bu eşsiz kongreyi hazırlayanların, katkıda bulunanların ve katılanların anıları önünde saygıyla eğiliyorum.

(*) Prof. Dr. Gündüz Ökçün, “Türkiye İktisat Kongresi 1923”. SPK, Ankara 1997 Prof. Dr. Erdinç Tokgöz, Türkiye İktisat Kongresi” T. Ekonomi Kurumu, Ankara 2003

PROF. DR. ERDİNÇ TOKGÖZ / Türkiye Ekonomi Kurumu Önceki Başkanı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları