Olaylar Ve Görüşler

Yeni bir liderin doğuşu

21 Nisan 2019 Pazar

Siyasette hiç umulmadık ve beklenmedik durumlarda önemli değişikliklerin olabileceğini unutmamak gerekir. AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın tüm devlet olanaklarını sonuna dek kullanmalarına karşın, Ankara ve İstanbul’da seçimi kaybetmeleri bunun en somut örneğidir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, daha ilk günden yönetim anlayışını, “mutlak demokrasi, mutlak şeffaflık, mutlak katılımcılık” olarak tanımladı. Bu üç kavram amaca yönelik çok önemli içeriklere vurgu yapmaktadır. Bunların uygulanması, Türkiye’de özlemi duyulan bir yaşam biçimini tanımlamaktadır.
Ekrem İmamoğlu seçim sürecinde önemle ve sürekli olarak toplumsal barışın sağlanabilmesi için, toplumun tüm kesimlerini kucaklamayı amaçladığına vurgu yaptı. Kullandığı dil, üslup, inandırıcı yaklaşımıyla, toplumu ayrıştırma politikalarının aksine, barışçı ve birleştirici bir politikayı amaçlamaktadır. Siyasi çizgisi CHP’ye yakın olmayan ve hatta karşı olan bazı seçmenleri de, izlediği bu politikaya inandırarak kazanmayı başardı İmamoğlu. Bana öyle geliyor ki, Türkiye Ekrem İmamoğlu ile gerçek demokrasiye, hukuka, laikliğe, çağdaşlığa bağlı karizmatik yeni bir lidere kavuştu. Dilerim yanılmam.

Güven tazelendi
AKP’nin Türkiye’yi çok yönlü çıkmaza sürükleyen politikalarına karşın, 17 yıldır iktidarda olması, konuştuğum geniş çevremdeki arkadaşlarımın önemli bir kesiminde, halka sarsılan bir güveni duyuyordum. Bu nedenle bilinçli insanlarda bile, giderek yoğunlaşan ve artan bir umutsuzluğu görüyordum. Bu seçim sonuçları göstermektedir ki, doğru bir siyasi çizgi, kararlı ve inançlı kişilerle, en zor koşullarda bile başarılı olunabilmektedir. Bu seçim halka ve kendimize güveni tazelemiştir!
Siyasette hiç umulmadık ve beklenmedik durumlarda önemli değişikliklerin olabileceğini unutmamak gerekir. AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın tüm devlet olanaklarını sonuna dek kullanmalarına karşın, Ankara ve İstanbul’da seçimi kaybetmeleri bunun en somut örneğidir.
Ankara’da Mansur Yavaş’a karşı nedenli inanılmaz ve hatta yasalara aykırı yöntemlere başvurulduğuna tanık olduk. İstanbul’da Türkiye’de benzeri olmayan bir ilk yaşadık. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimi Ekrem İmamoğlu’nun kazandığını açıklamasına karşın, AKP ve MHP’nin benzeri görülmemiş oyalama girişimleriyle, mazbatanın verilmesini 17 gün geciktirmeleri, İstanbul’u vermeme konusunda nedenli direndiklerini açıkca göstermektedir.
Seçim gecesi İmamoğlu’nun son derece inançlı ve kararlı bir özgüvenle, Anadolu Ajansı’nın yanlış verilerine, oyalama stratejisine ve Binali Yıldırım’ın seçimi kazandığına ilişkin açıklamasına karşın, defalarca yaptığı açıklamalarla, daha önceki seçimlerde yapılan komployu engellemeyi başardı.

CHP iyi çalıştı
CHP ve İYİ Parti çok uyumlu ve bu defa seçim sandıklarından alınan ıslak imzaları kararlılıkla sonuna kadar koruyarak, seçmen iradesini sahip çıktılar. Böylece daha önceki seçimlerde yapıldığı söylenen manipulasyonları önlemeyi başardılar. Özellikle de İstanbul’da 17 gün süreyle seçim sandıklarına, Küçükçekmece ve Maltepe’de yapılan yeniden oy sayımlarına sahip çıkan Canan Kaftancıoğlu ve ekibini, milletvekillerini kutluyorum. Demek ki CHP önceki seçimlerde sandıklara sahip çıkma konusundaki açığını kapatmayı öğrenmiştir. AKP ve MHP`nin İstanbul’da izledikleri bu oyalama stratejilerinin nedenlerini, önümüzdeki aylarda daha yakından öğreneceğiz. İlk veriler, AKP’nin yönetimindeki belediyelerde bazı yasadışı uygulamaların yapıldığını göstermektedir. Belediyelerden aylık aldığı halde, belediyelerde görev yapmayan ve AKP’nin seçim propagandası için çalışan on binlerce, Türkiye genelinde belkide yüz binlerce kişinin bulunduğu söylenmektedir. Doğrusu AKP’li bu aktivistlerin ev ev dolaşarak seçmen kazanma çalışmalarını gıptayla duyuyorduk. Eğer bu veriler doğruysa, demek ki AKP için ev ev dolaşan bu on binlerce propagandistler, belediyelerden aylık alan kişilermiş.

CHP’li belediyelere bugünden öneriler
Tüm CHP’li belediyeler, sayın Ekrem İmamoğlu’nun, “mutlak demokrasi, mutlak şeffaflık, mutlak katılımcılık” ilkelerine bağlı kalarak çalışmalı, rüşvet ve rant olaylarından kesinlikle uzak durmalıdırlar. Bunun için CHP’de bir denetleme ve kontrol sistemi kurulmalıdır. CHP’li belediyeler Türkiye ve hatta dünyada marka olmuş Eskişehir belediyeciliğini örnek almalı ve sayın Büyükerşen’in başarılı deneyimlerinden yararlanmalıdırlar. Tüm CHP’li belediyelerin Eskişehir belediyeciliğini yakından izlemeleri ve Yılmaz Büyükerşen’in çalışmalarını seminerler yapılarak öğrenmeleri çok yararlı olacaktır.
Bir diğer örnek ise, küçük bir kasaba olan Ovacık’ta üretime dayalı neler yapılabileceğini kanıtlamış olan belediyeciliktir. Şu anda Tunceli Belediye Başkanlığına seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu’nun Ovacık’taki çalışmaları yerinde incelenerek, özellikle üretim alanında neler yapılabileceğinin görülmesi ve öğrenilmesi çok yararlı olacaktır. Özellikle CHP’li belediye başkanlarının Maçoğlu’nun “Komünist Başkan” kitabını da okuyarak, halkla nasıl kaynaşılabileceğini görmelerini öneririm.  

Prof. Dr. Hakkı Keskin / Siyaset Bilimci



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları