Aykut Küçükkaya

Suçumuz insan olmak...

22 Nisan 2019 Pazartesi

Günlerden cumartesi...
Akyaka’da Garipler Sokağı’ndayız...
Bir yanımız hüzün dolu, bir yanımız umut...
İyi bir adamın” sonsuzluğa gidişinin ardından Cumhuriyet bir kez daha Muğla’dan doğuyor...
Oktay Akbal’ı doğum gününde büyük bir özlemle anarken omuzlarımızdaki büyük yükün ağırlığını hissediyoruz...
Birbiri ardına konuşmalar. Yunus Nadi, Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Turhan Selçuk, Melih Cevdet Anday, Oktay Ekinci sanki aramızda, Oktay Akbal’ı arıyor...
Tam o sırada Ali Ağabey’in (Sirmen) anısıyla kendimize geliyoruz...
Acı tatlı birçok anımız oldu. Ama bir Adana pavyonunda yaşadığımız o en unutulmazını bir kez daha paylaşmak isterim.
1980’li yılların ikinci yarısında bir gün Adana’da birlikte kitap imzasına gitmiştik.
O gün imza yapıldı, akşam kebap yendi, rakı ve şalgam suyu içildi. Gecenin bir saati geldi, hepsi bitti.
Adana bürosundaki arkadaşlar ‘Burada âdettir, şimdi de pavyona gideceğiz’ dediler, Oktay Akbal’ın itirazlarına karşın direttiler. Sonunda Adana’nın pavyonlarından birine gidildi.
Ve kapı açıldıktan itibaren aşağıda anlatacağım olaylardan hepsi birbirini izledi.
Önde uzun saçlarıyla Oktay Akbal olmak üzere içeri girdiğimizde solumuzdaki bir masada kitap yığınları, gazete tomarları üzerine kapanmış olan bir adam kafasını kaldırdı ve karşısında ünlü yazarımızı görünce hayretle çığlık attı:
- Aaa! Balzac gelmiş!
O sırada biraz ötemizde, konsomatris olduğunu sandığım, balık etinde bir hanım Oktay Akbal’a bakarak gülümsedi:
- ‘Şair dostlarım!..’ Arkadaşlar hanımı görünce Oktay Akbal’a masamıza davet etmemiz gerektiğini söylediler. Oktay Akbal itiraz etti:
- Neden?
Konuşmayı duyan hanım yanıtı yapıştırdı.
- Çünkü ‘yalnızlık bana yasak’.
Oktay Akbal, sohbet ederiz, çok okumuş biridir diyen arkadaşlara itirazlarını sürdürüyordu:
- Ne konuşacağız ki?..
Hanım yine bulunduğu yerden laf atmayı sürdürdü.
- Öyle demeyin Oktay Beyinsan bir ormandır’.
Oktay Akbal’ın bu edebiyat meraklısı hanıma direnecek hali kalmamıştı, boyun eğdi:
- Buyurun Hanımefendi!
Kadın sevinçle haykırarak masamızdaki yerini aldı:
-‘Yaşasın edebiyat!’
Keyifle sürdürdü:
- Biz de böyle doğmadık Oktay Bey, her şey sonradan bozuldu. Ama ‘önce ekmekler bozuldu’.
Bir türlü hızını alamıyordu:
- Asıl suçumuz ne biliyor musunuz?..
Hiçbirimizin cevaplamasına fırsat vermeden kendi yanıtladı:
- ‘Suçumuz insan olmak.’
Artık iyice keyiflenmiş olan Oktay Akbal laf açılsın diye sordu:
- Hanımefendi, nerede oturuyorsunuz?
Kadının cevabına artık şaşırmadım:
- ‘Garipler Sokağı’nda.
Baktım ki, sohbet ‘İstinye suları’ndan tehlikeli sulara doğru yol alıyor, müdahale ettim:
- Oktay Akbal artık yeter, sonra yarın Aylalar hesap sorar.

İyi ki doğdun Oktay Akbal...
Sen çok yaşa Cumhuriyet!...

ÇGD  ÖDÜLLERİYLE GURURLANDIK...
Cumhuriyet ailesi olarak geçen hafta bir kez daha mutlu olduk. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından geleneksel olarak her yıl verilen “Yılın Başarılı Gazetecileri Ödülleri”nde 5 arkadaşımız 3 dalda ödüle layık görüldü. Yazarımız Ataol Behramoğlu, Pazar Dergi Yayın Koordinatörümüz Hilal Köse, foto muhabirimiz Vedat Arık, yargı muhabirimiz Alican Uludağ, eğitim muhabirimiz Ozan Çepni’yi kutluyoruz. Daha nice manşetlere, ödüllere...

Okurlarımıza içten teşekkürler
Köy Enstitülerinin kuruluşunun 79. yıldönümünde gazetemizle birlikte verdiğimiz “Tonguç’un Kitapları”na yoğun ilgi gösteren okurlarımıza bir kez daha içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kitapçığa ulaşamayan okurlarımız bu hafta içinde “Tonguç’un Kitapları”nı İstanbul’daki merkez binamız ile Ankara ve İzmir bürolarımızdan temin edebilirler. Cumhuriyet kültür armağanlarını vermeye devam edecek...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bitsin bu işkence!.. 29 Kasım 2021

Günün Köşe Yazıları