Millet ve güruh

24 Nisan 2019 Çarşamba

Millet, ulusal insan topluluğunun adıdır.
Bu topluluğu farklı yaşlardan, farklı toplumsal kesimlerden, farklı mesleklerden insanlar oluşturur.
Bu toplumsal kesimler (sınıflar) arasında çıkar çatışmaları; tek tek kişiler arasında da görüş ayrılıkları, çıkar çatışmaları, çeşitli sorunlar olması doğaldır ve kaçınılmazdır.
Fakat öyle anlar, öyle zamanlar, öyle durumlar vardır ki bütün bu farklılıklar silinir, önemini yitirir; bütün bir ulus tek bir amaca, tek bir hedefe, tek bir sevinç ya da acıya kilitlenir.
Bu, millet olmaktır.
Kimi olaylar ya da olgularda da bütün bir insanlığın tek bir duyguda, sevinç ya da kaygıda buluştuğu olmuştur, olacaktır.
Uzaya çıkan ilk insan ya da Ay yüzeyinde atılan ilk adımlar bütün insanlığın sevincidir.
Dünyaya hızla yaklaşan dev bir göktaşının gezegenimize çarparak yörüngesini değiştirme olasılığı bütün insanlığı derinden sarsacaktır.
Büyük bir insanın, bir yazarın, bir sanat ya da bilim insanının ölümü hem ait olduğu milletin hem bütün bir insanlığın kaybıdır.
Bir millete ait olmakla bütün bir insanlığa ait olmak arasında karşıtlık ya da çelişki yoktur.

***

Güruh, dilimize Farsçadan aldığımız bir sözcük.
Ayaktakımı, sürü, değersiz insanlar topluğu anlamında kullanılıyor.
Güruhlaşan bir insan topluluğunu ya da zaten güruh olarak ortaya çıkan bir topluluğu birleştiren ortak insani, toplumsal, sınıfsal, ulusal değerler yoktur.
Güruha değerler değil, hayvansı içgüdüler egemedir.
Güruhlaşan bir insan topluluğun yapamayacağı hiçbir kötülük, yıkamayacağı hiçbir değer yoktur.
Güruh, saldırganlaşmış, çığırından çıkmış, gözü kararmış bir kitledir.
1991 Sivas Katliamı’nın failleri, görüntülerden de apaçık görülebileceği gibi bir güruhtu.
Önceki gün Çubuk’taki saldırıdan ulaşanlar da yine bir güruha ilişkin görüntülerdir.

***

Bir insan topluluğu neden ve nasıl güruhlaşır?
Bütün bir milletin güruhlaştığı anlar, dönemler, zamanlar var mıdır?
Hayvanlar âleminden örnekler bu konuyu anlamada işe yarayabilir.
Tokken zararsız bir yırtıcı hayvan sürüsü açken güruhlaşır.
Güruhu oluşturan unsurlar birbirine de saldırabilir.
Bu âlemden insanların en yakın dostu olan köpekler, sürüleşip güruhlaştığında ölümcül tehdit oluştururlar.
İnsan topluluklarının güruhlaşması da bunun gibi maddi yoksunlukların yanı sıra da kışkırtmaların, değersizleştirmelerin, kötülüğe yönlendirmelerin sonucunda gerçekleşir.
Böyle bir sürecin ulaşabileceği en korkunç nokta ise bir milletin, ulusal ve evrensel bütün değerlerini yitirerek topluca güruhlaşmasıdır.

***

Bir güruha dayanarak, farklı görüşleri susturup ya da yok edip bütün bir milleti güruhlaştırarak varlığını sürdürmeye çalışan yönetimlerin sonu, hem kendileri hem de ait oldukları millet için yıkım olmuştur.
Ülkemizde bugün siyasal yönetim, söylemleriyle ve eylemleriyle, tam da böyle bir doğrultuda iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Çubuk’taki saldırı Sivas’taki trajedinin bir benzeri olarak sonuçlanacak olsaydı Türkiye korkunç bir altüst oluşa yuvarlanacak ve hiç kuşkum yok ki bu siyasal iktidar, güruhlaşmış medyasının desteğinde, bu ülkede demokrasinin son kırıntılarını da yok etmek için elinden geleni ardına koymayacaktı.
Bir bıçak sırtındayız.
Onurlu, vicdanlı, merhametli bir milletin çocuklarını yalanla, kışkırtmayla, inanç ve yoksulluk sömürüsüyle yozlaştırıp güruhlaştıran; bu geri, ilkel, çirkin siyasetin ve siyasetçinin sonu artık gelmelidir.

***

İlgililere bir rica: Şu “gönül belediyeciliği kazandı” safsatasını artık duvarlardan, direklerden söküp atın... Gözlerimizi, İstanbul’umuzu daha fazla kirletmesin.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canım Eros 20 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları