Dünya Sanat Günü’nde ‘Ağlak Muğlak’

19 Nisan 2017 Çarşamba

Metin Üstündağ’ın “Ağlak Muğlak” adlı ilk kişisel resim sergisi Amerikan Hastanesi Operation Room Sanat Galerisi’nde sürüyor. Sergiyi 15 Nisan Dünya Sanat Günü’nde ziyaret ettik.
2011 yılında International Associations of Art (IAA) Meksika’da yapılan genel kuruluna Türkiye’yi temsilen katılan UPSD Başkanı Bedri Baykam, Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan’ın Dünya Sanat Günü olarak kutlanmasını önermiş. Bu öneri çoğunlukla kabul görmüş. 2012 yılından itibaren de kutlanmaya başlanmış. Sosyal medyada duyurulmasına rağmen bu yıl etkin olarak kutlandığına dair bir işaret görünmüyor. UPSD’nin ödül töreni gecesi dışında Türkiye’den İzmit’te Dünya Sanat Günü’nün referandum nedeniyle bu yıl 20 Nisan’da kutlanacağı haberi var (bkz. milliyet.com.tr), Bodrum, İzmir gibi yerlerden de birkaç habere rastlıyoruz. Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir resepsiyon ve iki gün erken bir kutlama yapıldı (bkz. yeniduzen.com). ABD’de, Gana’da da kutlandığına dair haberler var. Oysa ilginin azaldığından yakınan sanat galerilerimiz, bugünü vesile edip dikkatleri üzerlerine çekebilirler.
Operation Room Sanat Galerisi’nde de Dünya Sanat Günü’ne dair bir vurgulama yok. Öğle saatlerinde yegâne ziyaretçiler olarak sergiyi geziyoruz.
Metin Üstündağ (Met Üst) mizahçı ve karikatürist olarak tanınır. 40 yıla varan bir emeği vardır. Çarşaf dergisinden başlayarak günümüze kadar Gırgır, Limon, Nankör, Deli, Leman, Penguen gibi dergilerde kendine has çizgileri ve yazıları ile yer aldı. Langadank adını verdiği kısa yazı- aforizmaları ile döneme damgasını vurdu. Pazar Sevişgenleri de karikatürde benzer bir etki yaptı.
Öküz dergisi ile 90’lı yılların sonunda kültür ve sanat dergiciliğinde çığır açtı. 2013’te yayımlamaya başladığı Ot Dergisi’nin yarattığı etki ve dergi furyası halen yaşanmaya devam ediyor. Met Üst, az bulunur entelektüel mizahçı ve karikatüristlerdendir. Onun resimle ilgisinden ilk kez 2005’te Hakan Gürsoytrak ve Extra Mücadele’yle birlikte Karşı Sanat Çalışmaları’nda açtıkları “Üçümüzden Geldi” ile haberdar olmuştuk.
Met Üst, naif bir ressam değil. Onlarca yıl karikatür çizdikten sonra resime heveslenmiş de değil. Güzel, doyurucu ve kalın sergi kataloğunun sonundaki hiç de kısa olmayan biyografisinde bahsetmediği için böyle bir izlenim yaratsa da eskiden biyografilerinde yer aldığı gibi “akademi üçten terk”tir. Yani Güzel Sanatlar Akademisi’nin eğitiminden geçmiştir, okulludur. Bu eğitimin olumlu emarelerini de karikatürlerinde görmek mümkündür.
Met Üst’ün “Ağlak Muğlak” adlı ilk kişisel sergisi son 10 yılda kâğıt, tuval bezi, naylon poşet, gazete kâğıdı gibi fonlar üzerine karışık teknik boyalarla çay, kül, ayran gibi organik malzemeler kullanılarak ürettiği yaklaşık 300 parçalık bir seri işten oluşuyor. Üç gözlü, ağlayan bir figürü tekli, çiftli, çoklu farklı komposizyonlarda üretmiş. Kullandığı fonlar da resimlere yeni anlamlar katıyor, güncel bağlar kurmamızı sağlıyor.
Bazılarını kendi adıyla çıkarttığı Met Üst Dergisi’nden anımsıyoruz ama bir arada görmek kuşkusuz farklı bir etki yapıyor. Tabii üç yüze yakın işle karşılaşınca görsel bir bombardımanın ağırlığı altında kaldığınızı da hissediyorsunuz. Daha az işi paspartulu, çerçevelenmiş görsel etkisi daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Küratör Ilgın Deniz Akseloğlu’nun Met Üst’le yaptığı ve katalogda yer alan uzun söyleşide neden 300 işle sergi yapıldığının ipuçları var.
Met Üst’ün “Ağlak Muğlak” sergisi 13 Mayıs’a kadar sürecek. Görmenizi tavsiye ediyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları