Can Kolukısa

Tiyatro tutkusu hiç bitmedi

13 Temmuz 2017 Perşembe

Sinemamız çok değerli bir oyuncusunu kaybetti. Dünya starlarını imrendirecek yakışıklılığı... Yumuşak ve sıcak tavırları, yerinde haşin ve sert rolleri kolayca kavrayışı... Seyirciyi hemen kavrayan değerli bir oyuncumuzdu.

Sinema geçmişini anımsarsak, her çalışmasının özgün olduğunu görürüz. Bu, Fikret Hakan’ın sinemaya bakışındaki araştırma, izleme ve kendini geliştirmedeki ciddi çalışmalarının sonucudur. Tiyatroya gelince, o da Fikret Hakan için sinema oyunculuğunun yanı sıra hiç terk etmeyeceği bir tutkuydu... En az sinema kadar tiyatroya yakın; izleyen, okuyan, sürekli projeler üreten Fikret Hakan ile tanışmam tiyatro çalışmalarındaki birlikteliğimizde oldu. 1954 yılı İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakülteleri kantininde sabah buluşmalarımız geleceğin tiyatro projelerinin sohbetlerine ayrılırdı. Kimler yoktu o buluşmalarımızda: Fikret Hakan, Asaf Çiyiltepe, Yüksel Arslan... Gün geldi, Küçük Sahne Haldun Dormen Tiyatrosu açılıyor... İlk oyunlardan biri Turgut Özakman’ın “Duvarların Ötesi”, Haldun Dormen yönetiyor ve ben de tiyatroda ilk profesyonel yaşamıma yönetmen asistanı olarak başlıyorum.

Kadroda Fikret Hakan da var ve oyunun jönü. Oyun o yılların seyredilme rekorlarından birini kırdı ve 100 temsilin üzerinde seyredildi. Fikret Hakan’ın tiyatro tutku ve sevgisi bitmiyordu. 1958’de Nur Sabuncu, Tolga Tiğin, Semih Orkan, Suphi Kaner, Yılmaz Toköz, Esen Emekçil ve ben bir araya geldik. Sevgili Fikret Hakan yeni bir projeyle ve “Sahne 8”i kurduğu müjdesiyle bizleri buluşturdu. Çevirisini Yiğit Okur’un yaptığı, Ugo Betti’nin “Kraliçe ve Asiler”ini oynayacaktık... Bir aya yakın prova yaptık... İlk temsili İzmit Kâğıt Fabrikası’nın sahnesinde, kentin sanatsever seyircisine sunduk... Sonra Ankara turnesinde Devlet Tiyatrosu’nun Küçük Sahne’sinde, İstanbul’a dönüşte Muammer Karaca Tiyatrosu’nda oynadık. Özel tiyatroların kaçınılmaz kaderi, perdelerinin kısa bir sürede kapatılmak zorunda kalmasıdır. Ancak Fikret Hakan’ın yaşamında tiyatro sevgisi hep sürdü. Sinemada briktirdiklerini hep tiyatroya aktardı... Üretkenliğini hiç yitirmedi. Araştırma ve üretme enerjisi hep sürdü... Sinema, tiyatro, sanat tarihimize katkıları dünya durdukça hep anılacaktır. Fikret Hakan’ı minnet ve rahmetle anıyor, mekânının ışıklar içinde olmasını diliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları