Nâzım… Fazıl… Memleket…

22 Ekim 2017 Pazar

İmdaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaat! diye haykırmak geldi mi içinizden, açın en sevdiğiniz şairin şiirlerini yeniden okuyun… En sevdiğiniz müziği yeniden ve yeniden dinleyin… Birkaç gün e-postalarınıza bakmayın. Birkaç gün gazete okumazsanız, televizyon açmazsanız dünyanın sonu gelmez… Meslek gereği bu işi ben birkaç gün sürdüremiyorum ama en azından bu pazar günü sadece ve sadece onu izleyeceğim, onu dinleyeceğim, onu yaşayacağım…
O dediğim Fazıl Say’ın yaratıcı dehasıyla Nâzım Hikmet’i buluşturan “Nâzım Oratoryosu”… Daha yeni Ada Müzik tarafından DVD’si yayımlandı. Böylelikle işitsel şölene, bir de görsel şölen eklenmiş oldu…
Bugüne dek Fazıl Say’ın bestelediği Nâzım Oratoryosunu çok farklı mekânlarda dinledim. Ama birkaç gün önce DVD’yi ilk izlediğimde sanki ilk kez izliyormuş, ilk kez dinliyormuş duygusuna yeniden kapıldım.
Müzikle sözün bu harikulade buluşmasını canlı performanslarda izlerken bugüne dek görmediğim nice ayrıntıyı ilk kez bu filmde görme olanağını buldum… Ama bu özelliği açmadan önce:

Azmin zaferi
Devlet, bu oratoryonun çalınmasını engellemek değilse bile, durdurmak için elinden geleni yaptı. Fazıl Say’a devlet koroları ve devlet orkestralarından yararlanma yolları kapandığında o yılmadı. 2015’te opera solistlerinden bir araya getirdiği Nâzım Hikmet Korosu’nu Nâzım Hikmet Vakfı bünyesinde kurdu. Yıl 2015’ti. Derken yine yurtiçi ve yurtdışında çalışan 80’i aşkın solisti bir araya getirerek Fazıl Say Festival Orkestrası’nı kurdu. Yıl 2016’ydı.
Benim şu iki cümlede söyleyiverdiğim bir yukarıda paragrafının ne çok emek, ne çok yaratıcılık, ne çok çalışma, ne çok sevgi, ne çok saygı, ne çok azim, ne çok inanç ve ne çok güç gerektirdiğini artık siz düşünün…
İşte şimdi bu DVD’yi izlerken, şef İbrahim Yazıcı’nın yönettiği orkestranın ve koronun, şimdiye dek isimsiz kahramanları olan bireyleri, tek tek ve hep beraber karşımızda canlanıyor. Her çalgıdan çıkan nota, her ağızdan çıkan ses, ete cana bürünüyor, bir resme, bir duyguya dönüşüyor. Bu genç ve dinamik orkestra ve koroyla, İbrahim Yazıcı’nın ilişkisi, kucaklaşması elle tutulur bir somutluğa bürünüyor.
Şiirle müziğin bu görkemli bileşiminde anlatıcı başrolünü üstenen Genco Erkal’ın her sözü duygu patlamasına dönüştürmesini; Hiroşima’yı anlatan çocuk solist Gökçe Çatakoğlu’na korku, endişe, kollama ve yeryüzünün tüm sevgisiyle, şefkatiyle bakışını DVD’den başka nerede görebilirsiniz ki? Ya da “Vatan Haini” şiirini yorumlarken o günleri değil bugünü, içinde yaşadığımız günleri anlattığını ekrandan daha iyi kim gösterebilir ki?
Bariton Güvenç Dağüstün ve alto Serenad Bağcan’ın fısıltıları ve çığlıkları, sesleri ve bu seslerin farklı renkleri, DVD’de somut resimler çizerken, tüm nüansları ortaya koyarken, hepsine piyanosuyla eşlik eden Fazıl Say, bize adeta “Nâzım Hikmet”in bir portresini çiziyor. (Bu saptama Ahmet Say’ındır…)
Belirtmem gerek: Bu görüntülü kayıdın mükemmelliği için teknik ustalığı ve yetkinliği nedeniyle Pieter Snapper ve yönetmen Canberk Benli’ye, Zebra Film Yapım’a sonsuz teşekkürler. Sayısız kanaldan görüntü, sayısız kanaldan ses kaydından sonra çok özenli, çok dikkatli, çok titiz bir çalışma sonucunda meydana çıkan film, tek sözcükle mükemmel. Her evde bulunması gereken bir şölen! Tüm emeği geçenleri kutluyorum.

Osman Kavala
Osman Kavala gözaltına alındı. Neden, niçin? Bilmiyoruz. Bir tek nasıl’ını biliyoruz… Uçağın içinden polisle alınarak götürüldü …
Neden ve niçin üzerine gizlilik kararı var… Var ama, onu şimdiden yandaş gazete manşetlerinde linç etmek serbest! Kimi onu şimdiden “Terörün finansörü”, kimi “Kızıl Soros” ilan etti.
Sivil toplum kuruluşlarının neferi, çokkültürlülüğün savunucusu Osman Kavala’nın neden gözaltına alındığını öğrenmek için 7 gün bekleyeceğiz…
Barışı, dayanışmayı, çokkültürlülüğü, sivil toplum kuruluşlarının önemini yücelten; niteliği, bilimi, ilmi, bilgiyi, kültürel zenginliği sadece belli başlı merkezlerde değil, bu memleketin her köşesine yaymaya çalışan; bencilliğin buzlu sularında donup kalmaktansa, paylaşmayı, dayanışmayı seçen Osman Kavala’ya sıra geldiyse… (Tümcenin sonunu siz getirin…)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları