Aydın Engin

Yazarımız Aydın Engin bugün...

26 Nisan 2018 Perşembe

Hep özenmişimdir. Hani köşe yazılarında yazar bir neden­le yazmadığı ya da yazdığını gazeteye ulaştıramadığı günlerde pek firaklı bir not konur:
Yazarımız Falan Filan’ın bugünkü yazısı elimize ulaşmadığından yayımla­yamıyoruz...
Bazen bu kadar kestirme bir not ye­rine ufaktan hava basan bir not eklenir, “Yazarımız Falan Filan bir araştırma için yurtdışında olduğundan bugünkü yazı­sını yayımlayamıyoruz. Okurlarımızdan özür dileriz...
Sanki okurlar Falan Filan’ın yazısını bir gün okumazlarsa mutsuz olacaklar, bir şeyleri eksik kalacak gibi...
Tamam okurların böyle bir eksikliği dert etmeyeceklerini biliyorum. Ama yine de böyle önemsenen bir köşe ya­zarı olmaya hep özenmişimdir ama na­file. Ya o gazeteyi ben yönetiyorumdur, kendi kendime “Yazamamıştır, ulaştı­ramamıştır” gibi bir parantez yazmak beni gülünç kılacaktır, vazgeçer ve o günü de boş geçerim ya da gazetede­kiler, “Abi sen yabancı değilsin. Zaten bugün haberler iyice bastırdı. Senin yazmaman iyi oldu. O yere ihtiyacımız var” diye seni büsbütün önemsizleşti­ren bir kılçık atarlar. Sana da hiç önem­sememiş gibi omuz silkip, “Ayıp ettiniz çocuklar, keyfinize ve işinize bakın” demek düşer.
Ey okur,
Silivri mahpushanesinin bitişiğindeki kocaman mahkeme salonunda savun­malarımızı yapıyoruz. Ben sıramı dün savdım. Bugün avukatlar asıl savunma­yı yapacaklar.
Duruşma salonunun olduğu binaya bırakın dizüstü bilgisayarı, cep telefonu bile sokulamıyor. Gerçi bir yolunu bu­lup sokarım ama ben avukatlarımızın savunmalarını da kaçırmadan dinle­mek, izlemek istiyorum.
O yüzden yazarımız Falan Filan’ın değil, yazarınız Aydın Engin’in bugün­kü Tırmık’ı yerine bu “Laf olsun sepet dolsun” misali gece yarısı, uzun ve yoğun bir duruşma gününün ardından gözlerden akan uykuya direnerek zor bela çırpıştırılan şu “yavan Tırmık” ile idare edin.
Hele şu duruşma maratonu bit­sin, hele Akın Atalay arkadaşımı da Silivri’de tembellik yapmaktan kurtarıp Şişli’ye getirip, Cumhuriyet’te günde 30 saat, haftada sekiz gün çalıştırmaya başlayalım, ben size pek keyifli Silivri anıları aktarırım. Bugünlük idare etme­nizi karşılıksız bırakmam yani...
Şimdi bırakın da ben Ödemişli Ada­let Hanım’ın çocukluğumda her günkü çağrısına uyup “Haydi Aydın tumba yatak” yapayım...
Hatta yaptım bile...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları