Çiğdem Toker

Ankara YHT için verilen garantiler

05 Haziran 2018 Salı

Ankara’da Limak-Kolin-Cengiz ortaklığına yaptırtılan yeni YHT (Yüksek Hızlı Tren) garıyla ilgili bilgilere devam edeceğiz. Ankara YHT, tarihi tren garı kapatılarak Kamu Özel İşbirliği yöntemli modellerinden biri olan Yap-İşlet-Devret (YİD) yöntemiyle yaptırıldı.
AKP kadrolarının demeçlerine bakarsanız, bu projeler için “Milletin cebinden beş kuruş çıkmıyor”. Oysa pazar günü yazdık:
TCDD ile Limak-Kolin-Cengiz ortaklığı arasında imzalanan YİD uygulama sözleşmesine göre devlet, yolcu başına 1.5 dolar artı KDV tutarında yolcu garantisi vermeyi taahhüt etti.
TCDD’nin yolcu garantisi 14 yılı kapsıyor. Garanti, yatırım süresi bitip işletme süresine geçildiğinde başlıyor.
Sözleşmeye göre işletme yıllarına göre devletin üçlü ortaklığa verdiği garantinin dökümü şöyle:

Her yıl mayısta
Sayısız kez yazdık. İster tünel, köprü, gar olsun, ister şehir hastanesi; KÖİ projelerinin sözleşmeleri halka açıklanmıyor. Daha doğrusu, özellikle saklanıyor.
Açıklanması durumunda, Hazine’nin karşılayacağı garantilerin ve bunların maliyetleri belgeleneceği için “Milletin cebinden kuruş çıkmıyor” ezberini tekrarlamak o kadar kolay olmayacak.
Ankara YHT sözleşmesine devam edelim.
- Limak-Kolin-Cengiz’e aktarılmak üzere belirlenen bu garanti, “Ankara il sınırları dışına ve her yöne olmak üzere” YHT setlerini kullanan Ankara Hızlı Tren Garı çıkışlı yolcuları kapsayacak.
(Yani İstanbul, Eskişehir ve Konya’ya giden yolcuları.)
- Verilen yolcu başına 1.5 dolar artı KDV garanti tutarı “her yıl takip eden yılın mayıs ayı içinde (KDV idarece) TCMB döviz satış kuru karşılığında TL olarak” ödenecek.
- Eğer satılan bilet tutarı, garanti edilen yolcu sayısını geçerse yolcu başına ödenen 1.5 doların 1/3’ü artı KDV tutarı şirkete ödenecek. Yine mayıs ayında ve yine TCMB döviz satış kuru karşılığı olarak.

Dövizle tırmanan fatura
Basit bir hesap yapalım. Devletin verdiği yolcu garantileri üzerinden, TCDD’nin Limak-Kolin-Cengiz’e ilk yıl ödeyeceği çıplak rakam 3 milyon dolar.
Bu tutara KDV de dahil değil, garanti edilen yolcu sayısını aşan kısım da.
(Kaldı ki, trenlerin doluluk oranı yüksek. 2 Haziran Cumartesi verilerine göre Ankara’dan üç yöne toplam 23 trenin çıktığı ve 5878 yolcunun taşındığı bilgisini aldım.)
Bu tablo içinde, geçen ay mayısta dolar üzerinden TL karşılığı olarak ödenmiş tutarlar üzerinden belki okurlar bir tahminde bulunabilir...
Garanti sayısını aşmış ve aşacak yolcu sayısını dışarda bırakarak 14 yıl üzerinden, devletin şirketlere ödeyeceği tutar 159 milyon dolar artı KDV.
Şüphesiz ki 235 milyon dolar yatırım bedeliyle bu işi üstlenen ve finansmanı da kendileri sağlayan şirketler, bu işi bedava yapacak değil! YİD’in ruhu zaten bunu emrediyor. Fakat, devletin şirketlere sağladığı avantajların yatırım bedelini kat kat geçtiği itinayla gizleniyor.
TCDD ile üçlü şirket arasında yapılan sözleşmede, yolcu garantisi dışında gelir getirecek diğer alanlara baktığınızda, bunu kolayca görebilirsiniz.
Sözleşmede, başta ticari alanların kira ve yer tahsisi, reklam ve ticari gelirler olmak üzere, kapalı otopark gelirleri, CIP gelirleri, emanet gelirleri, ısıtma, havalandırma, elektrik, su gelirleri diye uzayan bir liste var.
Unutmadan, şirket kapalı otoparkın 50 araçlık kısmını TCDD’ye bedelsiz tahsis ediyor. Bu “jest” de sözleşmede yer alıyor.
Böyle işte.
“Ankara’nın kapısı” diye nitelenen Cumhuriyet mirası Ankara Garı’ndan, Yap-İşlet-Devret’li, yolcu garantili, gelir tahsisli YHT garına uzanan bir Türkiye hikâyesi.
Evet “Milletin cebinden beş kuruş çıkmıyor”.
Çünkü çıkan milyarlar. Bonusu da(!) kaybedilen tarih, parçalanan bellek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları