TİP Genel Başkanı Baş: Bağıran haklı olsaydı Meclis'i Esenler Otogarı'na kurardık

Abone Ol google-news

TİP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkanı Erkan Baş'ın Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma AKP'li milletvekillerin sözlü sataşmalarıyla sıklıkla kesildi. Sataşmalar sırasında Baş'la AKP'li vekiller arasında ilginç diyaloglar yaşandı.Baş’ın sözlerinde geçen ‘devrimciler’ ifadesine AKP sıralarından ‘neyi devireceksiniz’ sorusu yöneltildi.

20 Aralık 2018 Perşembe, 21:00

<haber-dikey:1174506>

TİP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkanı Erkan Baş bütçe görüşmeleri sırasında Meclis'te bir konuşma yaptı.

Baş, konuşması sırasında sık sık kendisine laf atan  AKP'lilere tepki göstererek, "Bağıran haklı olsaydı Meclis'i Esenler Otogarı'na kurardık, burada niye konuşuyorsunuz" dedi.

"Bu bütçede temel amaç ülkemizde alın teri, emeğiyle yaşayan milyonların yarattıkları değeri, alın terinden süzülüp damla damla oluşan devlet bütçesini halka değil de bir avuç para babasına, patronlara ve onların siyasi temsilcisi olarak saraya aktarmaktır" diyen Baş'a AKP Adana Milletvekili Tamer Dağlı, "Hangi saray ya, Galatasaray mı?" diye sordu.

 Baş'ın yanıtı ise "Kaçak saray Beyefendi, kaçak saray" oldu.

'DEVİRME' TARTIŞMASI

Erkan Baş konuşma yaptığı sırada, AKP sıralarından laf atan Kırıkkkale Milletvekili Ramazan Can ile ‘devirme’ tartışması yaşandı. Baş’ın sözlerinde geçen ‘devrimciler’ ifadesine ‘neyi devireceksiniz’ diye laf atan Can’a Erkan Baş, ‘iktidarınızı devireceğiz’ diye yanıt verdi.

 Baş'ın konuşması şöyle:

“Biz bu ülkenin zencileriyiz diye gelip ülkenin en zenginleri haline gelince ülkeyi bataklıktan bataklığa sürüklemek kolay tabii. Böyle yaşayanların emekçilerin bütçesini düşünmesi mümkün değil” diyen Erkan Baş, konuşmasının sonunda patronlara seslenerek, “Bu zevki sefanın, bu iktidarla al gülüm ver gülüm ilişkisinin sonsuza kadar gitmeyeceğini bilin. Bu han-ı yağma düzeni sona erecek, eşitlik ve özgürlük kazanacak!” 

‘BÜTÇEYE EN GÜÇLÜ BİÇİMDE HAYIR DİYECEĞİZ’

“Değerli arkadaşlar, neresinden başlayacağım gerçekten bilemiyorum. Hani deveye sormuşlar ‘Boynun niye eğri?’ diye ‘Nerem doğru ki?’ demiş. Bu bütçenin doğrusu yok arkadaşlar, tümden yanlış. Bu bütçede temel amaç ülkemizde alın teri, emeğiyle yaşayan milyonların yarattıkları değeri, alın terinden süzülüp damla damla oluşan devlet bütçesini halka değil de bir avuç para babasına, patronlara ve onların siyasi temsilcisi olarak Saray’a aktarmaktır.
Her şeyden önce bu suça ortak olmayacağımızı ve bütçeye en kararlı biçimde ‘hayır’ diyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Böylesine emek ve halk düşmanı bir bütçeyi bu ülkenin işçilerinin, emekçilerinin kabul etmesi düşünülemez. Tüm varlığını işçi sınıfına adamış Türkiye İşçi Partisi’nin kabul etmesiyse hiç düşünülemez.

BAĞIRAN HAKLI OLSAYDI MECLİS'İ ESENLER OTOGARI'NA KURARDIK

 "Bağıran haklı olsaydı Meclis'i Esenler Otogarı'na kurardık, burada niye konuşuyorsunuz"

‘NÜFUSUN YÜZDE 1’İNİ OLUŞTURANLAR BÜTÇENİN YÜZDE 60’INI ALIYOR’
"Arkadaşlar, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Bu sizin yaptığınız ilk bütçe değil, bu daha önce hazırladığınız bütçelerin sonucu ve bakın, sonuç ortada. 2002'de ilk bütçeyi hazırladığınızda nüfusun sadece yüzde 1'ini oluşturan para babaları patronlar var ya onlar servetin yüzde 38'ini alıyordu. Şimdi on altı yıldır siz iktidardasınız o para babaları, o sömürücüler, nüfusun sadece yüzde 1'ini oluşturanlar bu bütçenin yüzde 60'ını alıyor. Arkadaşlar, on altı yılda zenginleri daha fazla zengin eden bu uygulamadan ar damarı çatmamış olan herkesin utanması gerekir. On altı yıldır hazırladığınız bütçelerin özeti şudur: Emekçiler, yoksullar çalışıyor, üretiyor; patronların servetine servet katılıyor. Hani ‘yol yapıyoruz’ diyorsunuz ya işte siz bunun yolunu yapıyorsunuz.
‘Biz bu ülkenin zencileriyiz’ diye gelip ülkenin en zenginleri haline gelince ülkeyi bataklıktan bataklığa sürüklemek kolay tabii. Böyle yaşayanların emekçilerin bütçesini düşünmesi mümkün değil.
Bakın, arkadaşlar, sonra demedi demeyin.

Buradan, Meclis kürsüsünden, halkımızın şahitliğinde gözlerinizin içine bakarak söylüyorum. Türkiye işçi sınıfı adına, bu ülkenin devrimcileri adına sizleri uyarıyorum…"

‘NEYİ DEVİRECEKSİN? İKTİDARINIZI DEVİRECEĞİZ’

 “Bu bütçeye evet demek, ‘bir stadyum dolusu asgari ücretlinin bir aylık gelirini saray bir günde harcasın’ demektedir. Emeklilikte yaşa takılanlar şimdi de AKP'ye takılsınlar, emekli maaşına el konulanlar ölümün kucağına atılsın demektir. Bu bütçeye evet demek, ataması yapılmayan öğretmenlere, sağlık emekçilerine ‘mesleğini yaptırmıyorum, ister limon sat ister intihar et’ demektir. Bu bütçeye evet demek, ‘Kürt emekçilerine dilin, kültürün, siyasi iraden değil; üzerine yollayacağımız mermiler, bombalar devlet güvencesi altında’ demektir. Bu bütçeye evet demek, ‘Alevilere, Sünni Diyanet İşleri Başkanı‘na trilyonluk makam aracı alacağız ama senin eşit yurttaşlık talebini zerre umursamıyoruz’ demektir. Bu bütçeye evet demek, ‘Gencecik askerlerin sadece iktidarda kalmanız için üretilen savaş politikalarına kurşunla olmuyorsa soğuktan donarak ölmesi’ demektir. Ve arkadaşlar, bu bütçeye evet demek, aydınların, gazetecilerin, akademisyenlerin, sanatçıların, hukukçuların AKP gericiliğine karşı özgürlüğü, gerçeği, bilimi savunan insanların işsiz bırakılması, tutuklanması demektir.”

‘BU HAN-I YAĞMA DÜZENİ SONA ERECEK’
“Bu ülkenin işçilerine sesleniyorum, bu ülkenin emekçilerine sesleniyorum. Patronların ve emperyalistlerin hizmetindeki bir iktidar tarafından yönetiliyoruz kardeşler. Fakat bu karanlık günler er ya da geç mutlaka bitecek ve bu, Türkiye işçi sınıfının eseri olacak. Onlar teslim olmadığı sürece biz de teslim olmayacağız. Patronlara da sesleniyorum. Bu zevki sefanın, bu iktidarla al gülüm ver gülüm ilişkisinin sonsuza kadar gitmeyeceğini bilin. Bu han-ı yağma düzeni sona erecek, eşitlik ve özgürlük kazanacak!”