Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Algı ve üç büyükler
1903-1905 ve 1907’de kurulan üç büyük kulüplerimiz futbolumuzun temel direkleri olmuştur daima. Önceki yıllarda bir ara özellikle kulüp televizyonundan "O zaman açıktı!" çok savunduğum bir gerçek vardı futbolumuz adına. Ortaya atılan doktrin gizli gizli işletilmek isteniyordu. Beşiktaş’a karşı yapılan bu sinsi faaliyetle “İki büyük yeter!" felsefesine karşı çıkan yalnız adamdım! Geçmişi büyük başarılarla dolu ve son dönemin "çağdaş futbolun" üretilmesinde fiili olarak emeğim bulunsa da ne bunu ve ne de eserlerimizi iyi tanımayan genç ve fanatik, sadece sonuca endeksli tribün yapısı duruma hakimdi. Hâlâ da öyle. Belli yaş grubumuzdan olan taraftarlar bu kez yetersiz kalıyorlardı. Çünkü teknoloji özellikle görsel ve endüstriyel olarak tüketime yönelik işliyordu. Yılmadan sadece oynanan futbolu ve saha gücünü anlatmaya çalıştım. Hatta bir gün görev yaptığım genç sunucunun bayan bana "Hocam bende çok emeğin var ve senden çok şey öğrendim" demesi benim için çok anlam ifade ediyordu.
Dünyaya gelirken avaz avaz bağıran bebek iken daha sonra yaşamda başarılarımızla ödüllendirilmek sevinç ve alkışı hak eder biçimimiz önemlidir. Bazen zorlukla akıtılan ter alkış ve teşekkürle mutluluğa dönüşür. Son birkaç yıldır futbolun içeriğine uygun olmayan ve hâlâ da devam eden hatalar basit ve kabul edilmez ama karşıt olmaya neden olsa da sahada düdük çalanların ne kadar kendileri olmadığı da zaman zaman kendi çatışmaları ve VAR ile meydanda.
Geçmişte Simon Kuper’in "Futbol asla futbol değildir" tezi sanki kanıtlanıyor!
Ben daima "İyi oynasanız da bazen kaybedebilirsiniz ama kariyer ve başarınız inkar edilemez"den yana yalnız kaldım. Ancak öyle düşünmeye devam ediyorum. Çünkü doğru bir tanedir. İki doğru olamaz kainatta.
Gelecekte sağ olanlar koronalı günlerden bahsederken sahada hakeme maç sonu telefon görüntüsü ile topun çizgiyi geçtiğini ve taç olduğu kanıtını sağlamaya çalışan ve kırmızı kartla oyun dışı kalacağından bahsetmelidirler! İçerik olarak değil; ama getirisi olmayan geçersiz davranışı ile takımını yakmıştır!
İşte bu da artık eğitimin içine atılan bir uyarı gibidir. Sergen Yalçın öğrencim eski kaptanı ile karşılıklı centilmenlik örneğiyle belki de maçtan daha önemli bir mesaj verdi. Bunu konuşmak lazım. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yukarı çıkışları yeniden boş tribünlere karşın önemli bir hamledir. Bu çıkışta daha çok genç futbolcu görmek geleceğimizin sigortasıdır. Zaten batan geminin malları değil Nuh tufanından sonraki zorunluluk böyledir!
Algı ile giden lig yavaş yavaş sahaya inecektir. Bu furyadan yaralananlar olsa da futbolu sevenlerin uyanışları yeni bir uyanışın ve üçüncü kümeye düşen futbolumuzun çıkışı olacaktır. Oturup konuşup çare üretmek gereklidir. Futbolu çok sevmek, çok teknik adama diploma vermek önemli değildir. Önemli olan doğru eğitim ile kendi ürettiğimiz gençler ve ses getiren başarılı “son”lardır!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- CHP’nin yükselişi sürüyor
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- 'AK Partili bakan yardımcısının toplam maaşı...'
- Son mesai saatinde 4.5 milyonluk fatura kesilmiş
- Çorlu tren katliamı davasında karar!
- Soylu geri mi dönüyor?