Beşiktaş bu kez işi sözle değil; sahada kazanmak zorunda olduğunu anlayan inançla, cesur oynayınca 11. dakikada Cenk’in golüyle başladığı oyunla aldı. Aslında “sihirbaz Ghezzal” bir avcı gibi ligin en erken golünü atacaktı, 20. saniyede direkler mani oldu. Daha sonra Cenk ve Welinton’un direklerden dönen şutlarına nazire yaparcasına “öyle değil böyle vurun” görüntüsü ile Ghezzal’ın attığı ikinci  golü izledik. Bir gol avcısı gibi topu sağ kanattan içeri girerken, ceza alanı dışında sol ayağıyla, kalenin köşesine bıraktığı top gol olurken oyunu süslüyordu. Bu arada Ersin’in de 90 dakikada rakibin iki önemli pozisyonda kurtarışına şahit olduk. Maçın en güzel yanı Alanyaspor’un da oyunu çirkinleştirmeden, farklı yenilse de açık futbolu ve gol arama isteğiydi. 85. dakikada Beşiktaş’ın üçüncü golü geldi. Gecenin ve sahanın ihtiyar, belki de en çok koşan ağabeyi, N’Koudou’yu, verdiği pas ile üçüncü golle tanıştırdı.

Beşiktaş kendine rakip olmadan, maç öncesi yarattığı psikoloji ile rahat kazandı. Geçen haftaların bunalım yaratan ve psikolojik olarak etkilenen Beşiktaşlı futbolcular, görevi sahada bitirme gerçeğini görünce, istekli ve sürekli motivasyonları ile gol arayınca farka ulaştılar.

Her zaman takımın inanarak kendi futbolunu ve doğrularını ortaya koymaları, şampiyon olmaya yetecektir. Önceki yıllarda da hep dışarıda ve zor şartlarda şampiyon olmuşlardı. N’Sakala, Rosier, Welinton en başarılı futbollarını oynadı. Ghezzal’ın ilginç top kullanımı, sakin ama özellikle sağ kanattan topla buluştuğunda üretici pasları, asistleri ötesinde gol olan plaseleri, Beşiktaş ve sıkıntılı günlerimize ekrandan da olsa güzellik katmaktadır. Oğuzhan ile onun katıldığı orta alan Souza ve Atiba ile ligin en kaliteli kadrosunu ve şampiyonluk yolunu açıyor.

Sonuç olarak Beşiktaş çok önemli bir rakibi devirdi ve yolunu açtı. Ama gecenin avcısı Rachid Ghezzal’dı!