Adnan Dinçer

Patolojik lig!

07 Nisan 2021 Çarşamba

Sergen Yalçın, “Hakem Meler'i istemiyoruz” anlamında açıklama yapınca MHK de üstüne gitti olayın. Buna “kayıkçı kavgası” diyebiliriz. Koskoca kurul, bu kadar inatçılık yaparken gereksiz yere futbolumuzu yaralıyor! Rahmetli Hilmi Ok bana derdi ki, “Maç sonu açıklama yap. Hakemden şikâyetçi olduğun pozisyonu değerlendirelim.” Oysa ben herkes gibi liderden taraftarı mutlu edecek bir sonuç beklemiştim. Hakem bir kenara, Beşiktaş ligin en kötü haftasını yaşadı oyun olarak. Yineliyorum! Görüşüm Beşiktaş’ın şampiyon olacağı doğrultusunda! Bir gün önce G.Saray, Hatayspor’a 3-0 yenilirken takımca inançsız ve fizik olarak bitikti. F.Bahçe ise çok koşsa da Denizlispor’u yenerken maç sonu Emre ile paylaşılan resim çok önemli mesajlar bıraktı. Koronada dünyada ikinci ülke olmamız ve futbolcularımızın karantinada oluşu ile Milli Takım’ın çok üzücü bir durumdur. Başlığa bakmayın aslında, dünya “Patolojik” bir süreçte. Güçlü ülkeler(!) için önemli bir getirisi var bu durumun. Son hiç de parlak değil gibi! Bu sıkıntılara karşın evde kapalı olarak yapılarımızdaki değişim dikkat çekicidir. Ligi ekrandan takip etmek ve taraftar olmak güdüsü kendi dünyamızla olan ortaklıktır. “Maskeli Haydutlar” filmini izleyen bir çocuk olarak aklıma gelen, maskenin tanınmamak veya işkence olarak rüyalarıma girdiği dramatik süreçlere takılıyorum. “Demir maske” örneği ile mazi aklıma geliyor. Futbolda da hakemlere dayalı bir lig yaşamak nasipte varmış. Aslında gizli bir çekişme su yüzüne çıktı. Hakemler ve teknik adamlar sürtüşmesi hep olmuştur. Ama ortalık seyrekleşir ve tribünler boşalınca başka nedenlere sıfat yüklemeye başladık.

EKRANDAN FUTBOL TAKİBİ

İşin doğrusu şu: Hiçbir futbolcu boş tribünlere oynamak istemez! Kendini ispat etmek, alkışlanmak ve izleyenlere bir şeyler sunmak ister. Özellikle zorunlu bir mesai ile haftada üç maç oynamak zaten organizmaya tam anlamıyla yükken; itici güç de olmayınca bizlere ekrandan futbol takibi kalıyor! Deşarj olamıyoruz. Tepki ve sevinçlerimiz bünyemizi yıpratıyor. Aslında ben büyüklerden ziyade gelecek kuşağın yönlenen ve motivasyon mutluluğunu kaybetmesine üzgünüm. Patolojik anlamda bizlere sağlıksız bir psikoloji yaşatan ligimiz; hakem üstünden veya iki maçta değişen teknik adamlar dışında lobilerin ve medyanın yönettiği biçim sürüp gidiyor. Binlerce teknik adam iş beklerken(!) kulüplerin parasız gibi görünse de batan futbolu yabancılarla dolan kadro kavgasını durdurmak lazım.

Futbol kenti olarak her zaman alkışlarımızı hakkıyla alan Eskişehirspor küme düşerken, onu farklı yenen kendi eğitim ve imalatımız olan Altınordu’nun “altın gençlerini” görmek istemeyenlere koronadan da farklı; tedavisi mümkün olmayan patolojik gerçeği görmesini tavsiye ederim.

Futbolda en güçlü olma şansımızı yakaladığımız bir süreçte, Letonya karşısında alınan sonuç, bizim için hatırlatıcı bir önem taşımalı ve önemsenmelidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nihayet 20 Nisan 2024
Beşiktaş’a benzemek! 14 Nisan 2024
Bilen yönetsin! 13 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları