Yerçekimsiz denge

19 Nisan 2020 Pazar

İsrailli ünlü toplumbilimci Harari BBC’ye açıkladı, biz de geçen pazar yazdık: “Koronavirüs sağlıktan ziyade siyasi bir krizdir!

***

Meclis’te iken, çok özel bir sohbette açıklamıştı hemşerim Binali Yıldırım. Onun yalancısıyım. Reyiz, bendenizi pek sevmese de uzaktan takdir edermiş.

O nedenle Cumhuriyet’i daha da “viritük” sayması muhtemeldir.

Ve “korana siyasi krizdir!” açıklamasını belli ki BBC’den öğrenip müjdeyi öyle verdi:

Ülkemiz koronavirüsten de medya ve siyaset virüslerinden de kurtulacaktır inşallah.

***

Böylece Covid-19 ile medya ve siyaset arasındaki bağı ve bulaşıyı keşfeden ilk dünya lideri olmakla kalmadı, bu belaya çare bulunacağnıı ilan etti. Yaşasın!

***

Mikrobik ve bakteriyel bir soru sayılmazsa sorabilir miyiz?

Korona için aşı ve ilaç.. Bizdeki medya ve siyaset virüsüne karşı ne yapılıyor?

En seçkin dünya lideri” seçilmiş olması boşuna değil. (01.01.2019 Hürriyet)

Leb demeden leblebiyi anlıyor: “Ceza kanunumuzdaki suç ve yaptırım dengesini tümüyle yeniden ele alacağız. Kapsamlı bir çalışmaya şimdiden başladık.”

***

48 saat geçmeden dediğini de yapıyor: Meclis’te “İnfaz düzenlemesi” maskesi altında “suç ve yaptırım dengesi” acilen sağlanıyor ve 24 saat geçmeden uygulamaya konuluyor.

Uyuşturucu, hırsızlık, gasp, yağma ve cinayete teşebbüs suçlusu 90 bin dolayında hükümlü - tutuklu serbest bırakılıyor. Yasanın en iğrenç yanı, sonuçta cinsel suçlara sağlanan infaz indirimi ile kadınların, kız çocuklarının cinselliğinin öne çıkarılarak cinsel suçlara sağlanan infaz indiriminin yazı ve haber yazanlardan esirgenmesidir.

***

Acaba “suç-yaptırım dengesi”, “yerçekimsiz bir ortamda” mı hazırlandı?

Ki pompalı tüfek, tabanca, baltasatırla suç işleyenlerle sadece kalemklavye tutup haber ve kitap yazanlar arasındaki “yaptırım dengesi” ters kuruluyor?

Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç gibi sayısı yüzleri aşan tutuklu-hükümlü gazeteci içeride tutulurken, aralarında azılı ve azgın on binlerce hükümlü sokaklara salınıyor veya evlerine gönderiliyor.

“Evde Kal” tavsiyesine uymayan vatandaş açığı böylece kapatılıyor.

***

Meclis’teki “Suç ve Yaptırım” çalışmasına 330 milletvekili maske takarak katıldı. AKP ve MHP’li vekil, 279 pozitif oy verdi. 51 vekilin sonucu da negatif çıktı. Şükretmeliyiz.

Hiç değilse CHP’li toplam 139 vekilden 19’u oylamaya katılmış.

Meclis’e gelmeyen 120 CHP’liyi zor duruma düşürmemek için olmalı, 61 HDP’liden 37’si, 39 İYİ Partiliden de 8’i de dayanışma gösterdi. Oylamada bulunmadı.

Korona “pozitif” lafını bile enfekte etti. Biz yine de risk alıp pozitif düşünelim, maske bulamadıkları için de gelemediklerini yazalım!

***

İktidar her musibetten siyasi bir saadet üretebiliyor.

Lanetullah Fethullah’ın, 15 Temmuz kahpe girişiminden bile bin türlü yarar üretilebildi. Olan ve ölen garip gureba 250 şehit ile yakınlarına oldu. İşten-aştan, gelecekten mahrum bırakılan on binlerce kişi hapislere tıkıldı. Bizzat itiraf ettikleri üzere kurunun yanında yaş da yakıldı.

***

Koronavirüs 10 Mart’ta patlak verdi. Adalet Bakanlığı da 20 Mart’ta açıklama yaptı:

Cezaevlerinde, 257 bini hükümlü ve 43 bini tutuklu olmak üzere 301 bin kişi yatıyor.”

Ardından da bir haber seli: “Cezaevleri tıkış tıkış!” “Bir ranzada nöbetleşe uyunuyor.” “Yataklarda ikişer üçer yatılıyor.

Hapishanelerin insanlık dışı koşulları son on yılın artan sorunu.

45 günde havaalanı pistleri üzerine 1000’er yataklı hastaneler kurabilen devlet nedense bu konuda hiç parmak kıpırdatmadı.

Maksat musibetten saadet üretmek, yandaş suçlulara özgürlük sağlamaksa başarıldı. Ama acayip bir karar alındı. Hapishaneler boşaltılıyorken, nedense askerdeki 600 bin gencin vakti gelmiş terhisi durduruldu. Asker sayısı da mı virüse karşı bir önlem?

***

Suç üretmek için yıllar öncesine gidiliyor. Delilden suçluya değil de suçlu ilan edilip delile gidiliyor. Arşivler, tweet’ler karıştırılıyor. Eğlence olsun diye ben de karıştırdım.

Adları lazım değil, Sabah’ın bazı köşe yazarlarını ihbar etmek gibi olmasın, uzun boylular için eskilerin malum bir sözü üzerine peş peşe yazı döşenmişler. (8 Kasım 2012/Sabah)

Turgut Özal’ın malum patavatsızlığı ile Erdal İnönü için şakaya getirip “Külli tavilün ahmak! (Bütün uzunlar ahmaktır!)” dediğini anlatmışlar.

Önceki gün Özal’ın ölüm yıldönümüydü. Uzunlarla ilgili lafın nerelere uzayacağını bildikleri için, artık zinhar böyle bir şey atasözünden söz edemezler.

Ama benzer bir yazıyı o tarihte bile olsa arkadaşımız Barış Terkoğlu yazmış olsaydı savcı bey iddianamesine o yazıyı da dahil ederdi.

***

Suç - yaptırım dengesi yeniden ele alınıyor!

Ama hukuk - adalet ayaklar altına alınıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları