Arif Kızılyalın

Bir manşetin anatomisi!

27 Aralık 2021 Pazartesi

Tarih 20 Aralık’tı.

Akşam saatlerine doğru döviz iyice çıldırmış, 18.20’leri görmüştü.

Üstelik Merkez Bankası’nın milyarlarca dolarlık müdahalesine karşın!

Bir türlü düşmüyordu yabancı paranın ateşi.

Saatler 19.00’u gösterdiğinde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası yeni ekonomik sistemi açıklamaya başladı.

Yaklaşık 1.5 yıldır Erdoğan’ın her demeci sonrası yükselen döviz baş aşağı inecekti bu kez!

Üstelik sert bir düşüştü bu; yüzde 20’leri bulmuştu dakikalar içinde.

Her fırsatta “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” diyen Cumhurbaşkanı geri adım atıyor, “Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek” kılıfı ile faiz artırımına gidiyordu.

Ekonomistler gelişmeyi “örtülü faiz artırımı” olarak yorumlamıştı o dakikalarda. Daha ileri gidip “Servet transferi” diyenler de vardı.

Bazı çevreler, Katar, Suudi Arabistan, BAE, Malezya ve bazı Afrika ülkesi kalkışlı küçük jetlerin İstanbul’a dolar taşıdığını iddia etti çuval çuval! Bu söylenti teyit edil(e)medi ancak yalanlayan da olmadı...

Rivayete göre milyarlarca dolar ülkeye gelmiş, pazartesi öğleden sonra kur tavan yaptığında bozdurulmuştu...

Bu tabloya bakıp yorum yapmak için ekonomist olmaya gerek yok.

Pazartesi gecesi ve salı öğle saatlerine kadar birileri aşırı zengin oldu, parasına para kattı, bankadan kredi çekip 17’lerden dolar alan gariban da battı! Tıpkı 2001’deki gibi. O dönem Gazi Erçel bu cinliği yapmıştı, sonra mahkemelerden kurtulamadı, hapis cezası aldı. Benden söylemesi, günün birinde ülke fabrika ayarlarına döner, sonra yaptırdığınız o dev adalet saraylarında sizler hesap verirsiniz!

Üstelik Maliye Bakanı Nureddin Nebati döviz alıp satanların küçük yatırımcı olmadığını itiraf etmişken!

Düşünsenize ‘uzak’lardan gelen biri(leri), pazartesi öğleden sonra 1 milyar dolar bozduruyor ve 18 milyar TL’yi cebine koyuyor, ardından 8-10 saat geçmiyor ki yeniden dövize döndüğünde parası Nasreddin Hoca’nın dediği gibi, doğuruveriyor!

Sonra da ülkede ekonominin kitabını yazan Beyefendi ve ekonomi yönetimi başlıyor suçlu aramaya!

TÜSİAD suçlu!

Stokçular hain!

Marketler cin! vs.vs.

Evet, geride kalan haftanın gündemiydi bu.

Ve Cumhuriyet’in yazıişleri kadrosu, pazartesiyi salıya bağlayan gece, yılın haberini en iyi yorumlayan kadro olarak tarihe geçti.

Sabahın erken saatlerinde oturdukları masalarından kalkmamacasına, “çağın ekonomik çözümü” diye yutturulmaya çalışılan örtülü faiz gerçeğini siz okurlarımıza ulaştırdılar.

Peki birçok gazetenin “faiz” demeye korktuğu bu sıcak gündemi cesurca manşete taşıyan ekip kimlerden oluşmuştu?

Başta iki yazıişleri müdürümüz İklim Öngel ve Özgür Soyer.

Aslında bu isimler uzak değil, Cumhuriyet okurlarına.

İkisi de yılların Cumhuriyetçisi.

İklim Öngel, 12 senedir çatısı altında bu gazetenin. Başkentte siyaset muhabirliği, özel haberler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’ndeki haber ve izlenimleri, Ankara Haber Müdürlüğü derken yaz sonunda katıldığı yazıişleri kadrosunda kısa sürede sivriliverdi. Futbol deyimi ile formayı aldı sahaya yazıişleri müdürü olarak çıktı.

Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Özgür Soyer, 90’ların başlarında genç yaşta katıldığı Cumhuriyet ailesinde Abdülkadir Yücelman okulunun belki de son öğrencisiydi.

Cumhuriyet’in efsane spor eklerinin yönetmeniydi; 12 yıl omuz omuza çalıştık. Uzun yıllar Spor Servisi’nde emek verdikten sonra 2000’lerin sonunda önce ekonomi, sonra yazıişleri kadrosuna katıldı. Editörlüğünü yapmadığı sayfa yok. Emlak ekinden tutun çevre ekine tüm ek yayınların organizasyonunda, kurulumunda o vardı. 

O da tıpkı İklim Öngel gibi formayı kendi giyenlerden. Kimse ona bir şey vermedi!

Gece yazıişlerinin sorumluluğu artık Aslan Yıldız arkadaşımızda. Kaleci gibi oynuyor, seken topları kurtarıyor, gece yarısı manşet değiştiriyor. Aslan Yıldız’ın da Cumhuriyet geçmişi iletişim fakültesi sonrası 90’ların ortalarına dayanıyor. 

Evet, bu iki arkadaşımızla birlikte Elif Tokbay, Çağdaş Bayraktar, Mehmet S. Aman ve Mustafa Birol Güger, Canberk Adsalan, Burak Yurttaş pazartesi akşamı ve sonrasında gösterdikleri gazetecilik refleksi ile tarihe not düştüler. 

İddialı olacak ama kimsenin pek cesaret edemediği, muhalif tarafın da bir gün sonra “uyanabildiği” “örtülü faiz” haberini işte bu arkadaşlarımız, siz değerli okurlarımıza anında ulaştırdı.

Çünkü yukarıdaki tüm isimler Cumhuriyet okulunun, İlhan Selçuk mektebinin, um:ag’ın medya ailesine armağanları.

O yüzden, ısrarla ve tekrarla: Elinizdeki Cumhuriyet bir gazete değildir asla; bir duruştur, bir haykırıştır, yıkılmaz ve inanın ki yıkılmayacak bir kaledir. Kim çalışırsa çalışsın, kim görev alırsa alsın, bu kural değişmez. 

Yüzler değişir, Cumhuriyet terbiyesi asla!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024
Kimin bayramı? 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları