Arif Kızılyalın

Gözyaşlarını sildi, gollerini attı

01 Mart 2020 Pazar

"Birhan Er.. Burada.."

"Emin Yıldırım.. Burada.."

"Mehmet Orhan.. Burada.."

İçtima vardı bugün Ali Sami Yen'de.

Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en acı içtiması....

İdlib'de 'kahpece' vurulan  Mehmetçiklerin adı okunuyordu rütbeleri ve görevleriyle; fotoğrafları skor borda yansıyor, çoluğu, çocuğu, genci yaşlısı., herkes gözyaşı döküyordu...

Öyle ki, sahadaki yabancı futbolcuların bile gözleri doldu skor tabelasına bakarken..

Çünkü hepimiz biliyorduk ki, bir avuç kahraman Türk askeri, haince, hem de vuruşma şansı bile tanınmaksızın  sınır ötesinde şehit edilmişlerdi...

Spor Şube'den bir polis memuru kardeşimizin isyanı ise geceye son noktayı koydu:

"Vuruşarak ölsek gam yemeyiz... Çıkar çatışırız, yazgı deriz.. Ama bu ölüm var ya bu, güvenli yolda giderken havadan bombalanıp, elini belindeki silaha bile götürememek var ya..."

Evet, sahaya dönersek; Türkiye'nin dört bir yanındaki gibi futbolun unutulduğu daha doğrusu doğru dürüst konuşulmadığı, sahaya "görev icabı" çıkıldığı bir maç izledik.

Son 7 haftanın formda takımı, üstelik Fenerbahçe derbisinin galibi Galatasaray, istim üstündeki Gençlerbirliği'ni ağırlıyordu.

Bu ortamda "Nasıl motive olacaklar" derken, henüz 3. dakika dolmadan Donk, gecenin belirleyicisi oluyordu. Ömer Bayram'ın etkili kornerine tıpkı geçen haftaki Fenerbahçe derbisindeki gibi yükselmiş, kafayı köşeye vurmuştu. Biraz önce gözyaşı dönek Hollandalı, "profesyonelce" işini yaptı.

Kim ne derse desin, erken gol büyük avantajdır iç saha maçlarında. Ve bu avantaj da maçın kilidini açıverdi.

İstanbul'a da muhtemelen direnmek için gelen Gençlerbirliği'nin planları bozulacak Hamza Hamzaoğlu Hoca mecburen format değiştirecek, Galatasaray'ın da eli güçlenecekti. Onyekuru ile soldan, Feghouli ile soldan geldiler de geldiler. Eğer Falcao biraz şanslı olsa maç ilk yarıda kopardı. Ancak Kolombiyalı, çok kaçırıyor, az atıyor. 2 gol atmasına karşın öyle fırsatlar harcadı ki, tribünler, "Bunları Adem Büyük bile kaçırmaz" diye hayıflanmaktan geri kalmadı.

Gollerin dışında Ömer Bayram'ın fiziksel gücü ve final pasları etkileyiciydi. Keza Seri'nin kesicilik dışında da ince işler yapması notlara takıldı. Mariano her geçen maç üzerine koyuyor.  Sol bek Saracchi, önceki maçlara göre biraz gerilemişti dün, ama Onyekuru'yu da destekledi. Onyekuru da savunmanın arkasına yaptığı koşularla rakip savunmanın dengesini bozdu.

Bu maç için bir başka önemli not da Galatasaray'ın 'sahte ofsaytçı' kullanması. Örneğin arkaya atılan hızlı topta Falcao ileride ofsayta yakalanıyor, ancak topa hareket etmeyince ihlale kuralı işlemiyor. Gelgelelim rakip durunca  arkadan gelen Onyekuru ve Feghouli direk rakip kaleye iniyor.

Gençlerbirliği karşısında birkaç kez denediler bu taktığı, tuttu da. 3. golü izlerseniz, bu taktiği açıkça görürsünüz.

Sonuçta; Galatasaray kazandı, üstelik 8'de 8 yaparak. Yani 8 maçta toplam 24 puana imza atarak.

Artık bu takım, bir yerlerde takılsa da ligin şampiyon adayıdır. Çünkü dünkü 3 puan sadece galibiyet değil, bir disiplinin de göstergesiydi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları