Arzu Süzmen

Hocalarımızın cüppeleri ve içimizdeki nar

13 Şubat 2017 Pazartesi

10 Şubat 2017, unutulmayacak bir tarih olarak kazındı benliğimize; acı ve utançla hatırlanacak, hatırladıkça insanın içini sızlatacak bir tarih olarak...

Bu tarihte; Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde üniversiteden ihraçları protesto ederken polisin TOMA'lı ve biber gazlı müdahalesine maruz kalan akademisyenlerin, “Biz saraylara gitmeyiz, kimsenin de önünde cüppemizi iliklemeyiz” sözleri hatırlanacak.

Bu tarihte; polis müdahalesini okul kapısının önüne cüppelerini sererek protesto eden akademisyenlerin cüppelerinin polis tarafından çiğnenirken yalnız ve onurlu duruşu gözümüzde canlanacak.

Her ne kadar akademisyenlerin dertlerinin "biçimsel düzenlemeler değil, bilimsel itibarları olduğunu", eğitim özgürlüğünün sürmesi için direndiklerini bilsek de, içimizin sızlamasına engel olamayacağız.

Çünkü cüppelerin ait oldukları yer, postalların altı değildir. 

Tarihten bugüne cüppe

AnaBritanicca Ansiklopedisi'nde cüppeyle ilgili şu bilgilere yer veriliyor: "13. ve 14. yüzyıllarda hem kadın, hem de erkeklerin ev dışında giydiği kollu ya da kolsuz giysidir. Erkek cüppesi çoğunlukla tunik biçiminde ya da baş için bir deliği bulunan ve genelde zırh üstüne giyilen basit bir kumaş parçası olurdu. 13. yüzyılda çok geniş bir pelerin olarak ortaya çıkan kadın cüppesi ise daha özel bir giysiydi. 

Cüppe, Osmanlılarda ulemanın ve medrese öğrencilerinin kullandığı bir üst giysisiydi. Ulema cüppeleri düz şayaktan ve tasma yakalı olurdu. Osmanlılarda bazı askeri görevliler de cüppe giyerlerdi. Günümüzde de din görevlileri, yargıçlar, avukatlar görev sırasında, üniversite öğretim üyeleri törenlerde cüppe giyerler."

Marie de Luxembourg, IV. Charles’la evlenme töreninde cüppe giyerken; Jean Fouquet tarafından resimlendirilen Grandes Chroniques de France’tan minyatür, 1460.

Şemseddin Sami Bey, Kamûs-ı Türkî'de cüppeyi şöyle tarif eder: "İlmiye kıyafetinde (Medreseliler kıyafetinde) biniş altına giyilen üstlük libas ki darca olup bunun kısasına abdestlik derler.”

Akademik bir giysi olarak cüppeye baktığımızda; Ortaçağ'da akademik cüppelerin işlevsel bir görevi olduğunu; hocaların 12. yüzyılın soğuk taş yapılarında üşümemek için ders verirken cüppelerini giydiklerini görürüz. 14. yüzyıldan itibaren İngiliz üniversitelerinde farklı akademik dereceleri göstermek için, farklı cüppeler kullanılmaya başlandı. Kumaşlar, renkler, püsküller, süslemeleriyle her bir ayrıntı imgesel bir giysi koduna işaret ediyordu.

Günümüzde üniversitede öğrenciler mezuniyet töreninde, lisans diplomalarını alırken hocalarını cüppeleri içinde görüyorlar. Mezuniyet töreninde hocanın öğrencisine cüppesiyle diploma vermesi sembolik olarak, “sevgili öğrencim, seni; kendini, toplumu, dünyayı anlayabilmen ve iyiye doğru geliştirmen için, olabildiğince bilgi ve beceriyle donattık, artık okul dışındaki hayatta yolun açık olsun…” gibi bir anlam içeriyor.

Şık cüppeler

ABD'li efsanevi müzisyen Bob Dylan, 22 Haziran 2004 tarihinde İskoçya'daki St. Andrews Üniversitesi'nden fahri doktora unvanı alırken her zamanki "cool" tavrıyla ilk başta cüppe giymeyi reddetse de, törenin başlamasıyla birlikte lacivert, çizgili takımının üstüne mavi düğmeli, siyah cüppesini giymeyi kabul etti. Elbette bu hareketin ardında genç öğrencileri desteklemek yatıyordu.

"Punk'ın büyükannesi" olarak bilinen ünlü tasarımcı Vivienne Westwood'un tasarladığı akademik cüppeyi giymek, King's College London öğrencilerine nasip oldu:

Mavi yaka- beyaz yaka- akademik cüppe

Akademik cüppenin sembolik anlamı hakkında görüştüğüm Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu, kavram hakkında şunları söylüyor:

"Endüstriyel yaşamla birlikte, ziraat dışı emek gücü kullanan işçiler için ‘mavi yakalılar’, büro işi yapan profesyoneller, memurlar ve idari kadro için ise ‘beyaz yakalılar’ kavramı kullanılmaya başlandığını düşünürsek, akademisyenlerin zihinsel emek gücünü bu iki kavramın da karşılamadığını söyleyebiliriz. Hatta eleştirel akademisyenlerin kendilerini memuriyet zihniyetine hapsetmek isteyen düzene karşı durduklarını görürüz. 

Bourdieu’nun sembolik sermaye kavramını pekâlâ bilen eleştirel sosyal bilimler alanındaki akademisyenler, cüppelerini çok gerekli olmadıkça giymezler, kullanmazlar; onların dertleri, biçimsel düzenlemeler değil, bilimsel itibarlarıdır." 

Her üniversitenin bir “akademik giysi yönergesi” var; cüppeler genellikle ipek saten veya kadife kumaştan tasarlanıyor ve akademik dereceler şallara altın sırmalarla (yardımcı doçent 1 yıldız, doçent 2, profesör 3 yıldız) işleniyor. Farklı fakültelerin cüppeleri farklı renkte olabiliyor, ancak ülkemizde rektörlerin cüppeleri genellikle beyaz ya da açık krem renkte ve akademisyenlerinkinden daha gösterişli. 

Akademik cüppe; mesleki yetkinlik, adalet, kucaklayıcılık, tarafsızlık gibi değerlere gönderme yaparken, şair Birhan Keskin'in mısralarını da yanında taşır:

"Dürtme içimdeki narı

Üstümde beyaz gömlek var.”

 

 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları